English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / Flaked

Flaked translate Turkish

117 parallel translation
The skin had flaked off and my palms were like open sores.
Derim parçalanmıştı ve avuçlarımda açık yaralar vardı.
I've had two nervous breakdowns, three cases of the pox, an attack of German measles and quite frankly, I'm flaked.
İki sinir krizi, üç çiçek hastalığı, bir kızamıkçık vakası geldi. Çok yoruldum.
My date for the prom kind of flaked out on me.
Mezuniyet balosu için kavalyem adeta üstüme çöktü.
Joey's flaked with me.
- george'dan mesaj var. - Öyle mi?
These flaked blood fleas are surprisingly succulent.
Bu kuşbaşı kan pireleri şaşırtıcı derecede lezzetli.
He totally flaked on me.
Beni sattı. Beni!
He flaked on my financial aid again.
finansal desteğini tekrar kesti
You should be glad that I flaked.
Onları göndermediğim için mutlu olmalısın.
You can't stand within three feet without getting flaked on.
Ona biraz yaklaş ve pul pul dökülmeye başlarsın.
I flaked.
Yan çizdim.
One of the waitresses flaked, and I'm so not working tonight.
Garsonlardan biri gelmedi. Ve bu gece çalışmayacağım.
- But I guess- - - l can't believe he flaked on you for those frat morons.
- Ama sanırım... - Birlik moronları için seni ektiğine inanamıyorum.
I must've flaked out again because the next thing I knew I was being woken by the postman.
Sonra yine kendimden geçmiş olmalıyım çünkü bundan sonra hatırladığım son şey postacı tarafından uyandırıldığım.
Reese kind of flaked on us so we decided to be domestic.
Üzerimize çeşitleri döküldü evcil olmaya karar verdik.
RICHARD FLAKED ON ME.
Richard beni ekti.
My dad flaked on me again.
Babam yine sözünü tutmadı.
Aw, man, I guess I flaked.
Sanırım hata yaptım.
Maybe it flaked off like the number on an old baseball jersey or something?
Eski formalardaki numaralar gibi pul pul dökülmüş olabilir.
Um, you know what? I totally flaked.
Biliyor musunuz, tamamen dağıldım.
No, dude, you totally redeemed yourself after indie-boy flaked on me!
Hayır, dostum,
Something big must've happened because he flaked on Lana too.
Cevap veren olmadı. Büyük bir şeyler oluyor sanırım çünkü Lana'yı da ekti.
Motherfucker flaked out, shot up his own radio car.
Piç herif uyuya kalmış, kendi devriye arabasında ateş etmiş.
Maybe flaked off a car?
Arabanın kabaran boyası olabilir mi?
Looks like he flaked on me. Hmm.
Beni kandırdı gibi gözüküyor.
Even my best employee Haley... flaked on her morning shift.
En iyi personelim Haley bile kaytardı.
My babysitter flaked.
Bebek bakıcısının işi çıkmış.
Oh, Posh Flaked? Oh, Darn.
Posh fikrini mi değiştirdi?
Our friends must think we've totally flaked on them.
Arkadaşlarımız onları satışa getirdiğimizi sanıyordur.
Like, snow-flaked, that is.
"Kârlı" bir satış!
I've flaked out a couple of times.
Birkaç kez soyuldum.
- What up. So, the sitter flaked and I got Macon the bacon under my wing.
Bakıcı bizi sattı bu yüzden beykın Macon bana kaldı.
I flaked. We agreed, no lectures on college responsibility.
- Kırdım ama derslerden bahsetmeyecektik.
Paint's still flaked and hanging on.
Boya kalkmış, öyle duruyor.
Corn flaked?
Acaba ne yemişti?
"Corn flaked"?
- Gevremiş mısır mı?
It's not corn flaked, it's flaked corn.
Gevremiş mısırdan kast ettiği şey başka. Buzul ve kuyruklu yıldız,..
And flaked corn is an adjunct.
Mısır da yine katkı maddesi.
Hey, Haley Scott just flaked out again, yup.
Selam, Haley Scott yine yorgunluktan çöktü.
So she basically flaked out again.
Bitkin halde işte.
I'm so sorry I flaked on you, Adam.
Seni yüzüstü bıraktığım için çok üzgünüm Adam.
It looks like I flaked on her again.
Ona tekrar geri dönecekmişim gibi.
She's probably angry as hell that i flaked on her, again.
Muhtemelen onu yüzüstü bıraktığım için aşırı derecede kızgındır, gene.
I'm sorry I flaked.
Üzgünüm kaçırdım.
I flaked out'cause I'm a nutcase?
Ben artık tükendim çünkü bir kaçığım değil mi?
They thought Travis flaked.
Travis'in sızıp kaldığını sanmışlar.
I can't believe he flaked last night.
Dün gece bizi ektiğine inanamıyorum.
Look, she already flaked on you once.
Seni bir kere ekti şimdiden.
No, no, I know I flaked on a lot of things
Hayır, hayır, bu aralar çok meşgul olduğumu biliyorum,
Silver even called to remind me, but I just flaked.
Silvet bana hatırlatmasına rağmen unuttum.
Oh well, since you flaked on us Cory and I found a third. Jasyn. He hooked me up.
Sen bizden ayrıldıktan sonra Cory ve ben üçüncü bir kişi bulduk, Jasyn.
The babysitter flaked.
Bebek bakıcısı kaytardı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]