Flapjack translate Turkish
62 parallel translation
Lmagine, you and a flapjack.
Sizi krep yaparken hayal edemezdim.
Wait a minute, FIapjack!
Bekle, Flapjack!
You mean FIapjack was chased off his claim and didn't do nothin'?
Flapjack kovulmasina bir sey demedi mi
Oh, you're gonna do some shootin', FIapjack?
Ates edeceksiniz demek, Flapjack
I want some information about FIapjack Simm's claim.
Flapjack Simms'in altin kaynagi hakkinda bilgiye ihtiyacim var.
The claim of FIapjack Simms.
Flapjack Simms'in kaynagini.
Are ya hurt bad, FIapjack?
Agir mi yaralandin, Flapjack
Hey, FIapjack, here they come!
Flapjack, geliyorlar!
FIapjack got his claim back quickly.
Flapjack kaynagina çabuk kavustu.
Now get over to FIapjack's mine and wait for us.
Simdi Flapjack'in madenine gidin ve bizi bekleyin.
When you meet a girl, don't grab her like she was a flapjack.
Kızla tanışınca, çamaşır sopasıymış yakalamayın onu.
I could sure use a snack of six or seven of those hen's egg and maybe a side order of bacon, and is that flapjack batter?
Şu tavuğun yumurtalarından altı veya yedi tanesini atıştırabilirim ve biraz da jambon, börek mi yapıyorsun?
Up on Flapjack, here's Skip Donahue.
İşte karşınızda, Skip Donahue.
You ever transport Bippys corndogs to Johnny's and roll it up in a flapjack?
Bippy'nin mısırlı sandviçlerinden birini Jhonny'e götürüp Flap Jack'in içine sardın mı?
The Butter Baby Flapjack Company sponsored me and a fella named McAllister.
Karamel Börek Şirketi, ben ve McAllister denen bir herife sponsor olmuştu.
Ain't no flapjack, I'd go easy.
Börek değil bu, sabret.
A shmoke and a pancake? You, know. flapjack and a cigarette? Hm?
Gözleme üstü sigara, bilirsiniz kek üstü sigara, pekala waffle üstü puro, hayır mı?
This flapjack's not ready to be flipped.
Krepler henüz çevrilmeye hazır değil.
I was fixin'to make me some flapjacks!
Ben de kendime krep ( flapjack ) yapacaktım!
Johnny Vegas omelette, rare, Jane's addiction, home fries, burnt, gooseberry flapjack, side of sausage and toast.
Johnny Vegas omleti, az pişmiş, Jane's bağımlılığı,... sosis, yanında üzümlü börek ve kızarmış ekmek.
This may be a pancake house, but I don't see a flapjack in the joint.
Burası gözleme evi olabilir, ama ben pek gözleme görmüyorum.
- Flapjack.
- Baba!
I've been a right flapjack. I've gone and picked up the wrong geezer.
Colin dinlemede. Korkunç bir hata oldu. Yanlış adamı almışım.
Codename... Flapjack.
Kod adım, Flapjack.
♪ One flapjack at a... ♪
# Bir gözleme... #
He pulls this last minute, flip-flop, flapjack stuff on me all the time.
Bu işi son dakikaya bırakıyor, iki durumlu, gözlemeci elbisesi her zaman üstümde.
Easy does it, Flapjack
Yavaş ol Dürümcü.
Flapjack I came to ask for three favors
Dürümcü buraya senden üç iyilik istemeye geldim.
Flapjack It would be better to say
Dürümcü, şu şekilde daha doğru olur.
And thank you very much for FlapJacks.
Flapjack'ler ( tavşanlar ) için teşekkürler.
Even more than sinkhole sissy feet flapjack go-go boots?
Obruk, hanım evladı ayaklar, gözleme, zarif botlardan daha mı iyi?
This rodeo clown wouldn't know a flapjack from a flyswatter.
Bu rodeo palyaçosu, gözlemeyle sinekliği bile birbirine karıştırır.
What's a flapjack?
Gözleme nedir?
Kiefer Sutherland, souvenir shot glasses, and a "Sticky Flapjack."
Kiefer Sutherland, hatıra şat bardakları ve "Yapışkan Kek."
Boy, you're gonna keep this flapjack on the griddle, aren't you?
Bu konuyu ısıtıp ısıtıp önüme koyacaksın, değil mi?
Lindsay, there's a girl at reception with eyes and... flapjack.
Lindsay resepsiyonda güzel gözlü ve... elinde kekle bekleyen bir kız var.
She made me flapjack.
Bana kek yapmış.
Or you could give her some flapjack.
Ya da ona keklerinden biraz verirsin.
Who wants a flapjack?
Kim kek ister?
You know... the flapjack two-step.
- Ne? Bilirsin... cırcır.
Flapjack, you want to race me Michael Johnson style?
Koca memeli, benimle Michael Johnson stilinde yarışa var mısın?
I'll just do what you say And flip outta here like a flapjack.
Ne diyorsanız onu yapacağım ve buradan toz olup gideceğim.
Flapjack, you are smelling ripe.
Tava keki, fena kokuyorsun.
I'll put tits in it, I swear... big titties, little titties, flapjack titties, wall-to-wall titties as far as the eye can see.
Büyük memeler, Küçük memeler, flapjack memeleri, Duvardan duvara memeler gözünle gördüğün hepsini.
I get in a breakfast flapjack, a nooner an after-lunch, pre-nap slap, a post-work, traffic-jam slam a pre-dinner spinner, an after-dinner dink a dog-walk leash-pull and then I round it out with a midnight snack-whack if my folks are asleep.
Bir kahvaltıdan önce attırırım, bir öğlen... öğleden önce, şekerlemeden önce, işten sonra, sıkışık trafikte... akşam yemeğinden önce şaklatırım, yemekten sonra patlatırım... köpeği gezdirirken çekerim... sonra annemle babam uyuduysa bir gece yarısı abur cubur... otuzbiriyle bitiririm.
Goodbye, Flapjack.
Hoşça kal, şekerparem.
Flapjack.
Şekerparem.
You bet your ass, Flapjack!
Emin olabilirsin.
Now, that is a flapjack.
Şimdi o bir lezzet odağı.
Flapjack.
Lezzet odağı.
Simple as flipping a flapjack standing on your forehead.
Alnınıza bir şamar atmak kadar basit.