Flappy translate Turkish
37 parallel translation
I always hated a flappy handshake myself.
Ben de yumuşak el sıkışanları hiç sevmem.
And letting off such great and fruitsome flappy woof-woofs.
Ve çıkarttığını o hayvani ve efemine ulumalardan da.
Jocko at the stick, Flappy at the map, and Whizzbang at the tail-end Charlie.
Jocko dümende, Flappy haritada, ve Whizzbang kuyrukta.
From Flappy himself.
Flappy kendi elleriyle hazırladı.
Flappy, good news!
Flappy, iyi haberlerim var!
Welcome to Flappy's.
Flappy'nin yerine hoş geldiniz.
Flappy, what have you done to me?
Flappy, ne yaptın bana?
Man, did you let another one of those big flappy bastards in the house?
Aman Tanrım, o tüylü piç kurularını eve mi aldın?
That's Flappy, that's Flappy Junior, that's Allen... he doesn't work that much...
Şu Flappy, şu Flappy, Jr. Öteki Allen. Artık pek çalışmıyor.
Are you gonna come back inside or do I have to drag you in by your big, flappy monkey ears?
Gelecek misin? Yoksa seni o kepçe kulaklarından çekerek mi götüreyim?
They got that red flappy thing on their mouth I don't even know what they make that out of.
Ağızlarının üstünde neden yapıldığı bile belli olmayan kırmızı yelkensi bir şeyleri var.
It's all feshy and flappy and wet.
Taze, yumuşak ve ıslak.
Uh, how about Flappy or Paul?
Flappy ya da Paul'a ne dersin?
They should be called glidey flappy fish
Adları süzülen-çırpınan balıklar olmalı.
Maybe I'll choke the chicken, purge my snorkel all over them flappy-ass tits. Good.
Belki sarkık memelerine sikimi sürter sonra da pilici sikimle boğarım.
He was all flappy.
Son derece rahattı.
Flappy upper arms, strange moles.
Düşük omuzlar, ciltte garip lekeler.
It's like a big, flappy, messy mystery.
Büyük, sarkık, karmaşık bir gizem.
Hello, Mrs. Flappy?
Bankayı arıyorum. Merhaba, Bayan Flappy?
Flappy wedgie burgers?
Soslu süzmeli hamburger mi?
- Um, the flappy end does the cleaning.
- Um, Bunun ucundaki temizlik için.
Flappy paddle boxes were OK on a track, they work OK on the open road, but in town, all of them are useless.
Direksiyondan vites kutusu pistte ya da yarışta iyi iş çıkarıyor ancak şehir içinde bunların hepsi işe yaramaz.
Up the gears to Follow-Through like all flappy-pedal boxers.
Follow-Through'da vites tüm direksiyondan vitesli araçlarda olduğu gibi artıyor.
You know, you told me about that. So you see this gold belt? The gold belt goes with the gold flappy things on my shoes.
Bak.. altın kemer.. altın şeylerle uyuşuyor ayakkabımdaki
It's like when you lend a fat friend your shirt, and it comes back, and it's all stretchy and flappy!
Tıpkı, şişko bir arkadaşına kıyafetini ödünç verdikten sonra sana geri verdiğinde esnek ve büyümüş olması gibi!
It's like too many, like, flappy-flap thingies.
Sanki bir sürü, şey gibi, kanatlı kanat şeyleri.
Wumby flappy snurp...
Wumby flappy snurp. *
# Just sit there with your flappy beak shut #
O gagalarınızı kapatıp oturun
d We are the floppy twins! The flippy, flappy, floppy twins! d
# Bizler gevşek kardeşleriz Gevşek, mevşek, gevşek kardeşler #
Hey, who you calling useless, you flappy fuck?
Hey, sen kime işe yaramaz diyorsun, seni kanatlı sik?
Later, you flappy fuck.
Görüşürüz, kanatlı sik.
But the ball is caught by the Americans'mascot, Flappy the Flag!
Ama topu Amerikanların maskotu,'Sallanan Bayrak'yakaladı.
Flappy running unopposed into the end zone for a surely illegal touchdown.
Sallanan, tamamen yasadışı bir sayı için sayı çizgisine doğru koşuyor.
After further review, Flappy the Flag is listed on the Americans'53-man roster and reported eligible.
Kararı tekrar gözden geçirdik ve'Sallanan Bayrak'Amerikanların 53 numaralı oyuncusu ve sayı geçerli.
Flappy's on the roster.
Sallanan kadrodaydı.
It's got a twin-turbo, 3.5 litre V6, seven-speed flappy-paddle box, more than 600 horsepower.
İkiz turbo, 3,5 litrelik V6, Yedi vitesli flappy-paddle kutusu, 600'den fazla beygir gücü.
Ooh, your little flappy doodles are twitching.
Sarkik dudaklarinda hareketlenme oldu bakiyorum.