English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / Flatly

Flatly translate Turkish

53 parallel translation
I flatly refuse.
Kesin olarak reddederim.
- I flatly refuse.
- Hayır, istemiyorum.
You've made the issue so flatly that no one can help you.
O kadar sert giriştiniz ki kimse yardım edemez.
He said she flatly refused.
Tümüyle reddettiğini söyledi.
It has relied, instead... upon the testimony of two witnesses... whose evidence has not only been called into serious question... on cross-examination... but has been flatly contradicted by the defendant.
Bunun yerine... iki tanığın ifadelerine dayandı ki... bunların tanıklığı çapraz sorgulamada ciddi biçimde kuşku uyandırmakla kalmadığı gibi... sanığın beyanlarıyla da tamamen tezat oluşturuyor.
Nay, look you, sir... he tells you flatly what his mind is.
Vay canına baksanıza, niyetini açıkça söylüyor.
Then he says flatly that he will lead a raid tomorrow on the Dharasana Salt Works.
Sonra... Darasana Tuz Tesisleri'ni yarın basacaklarını yazmış.
( flatly ) YEAH, I'M TREMBLING WITH EXCITEMENT.
Evet, heyecanımdan titriyorum.
And they flatly refused.
Ve bunu kabul etmediler.
He slighted poor Lizzy, and flatly refused to stand up with her.
Zavallı Lizzy'ye hiç yüz vermedi. Açıkça onunla dansa kalkmayı reddetti.
Then you flatly deny that you asked Sheridan to use the White Star fleet... to support your government and protect Centauri space?
Yani Sheridan'dan bir Ak Yıldız filosuyla Centauri sınırlarını koruması için destek istediğini kesin bir dille reddediyorsunuz, öyle mi?
- Certainly not, I flatly forbade it!
- Elbette hayır, Bunu kesinlikle yasakladım!
They're flatly wrong.
- Tamamen yanılıyorlar.
He flatly refuses to communicate with me.
O benimle konuşmak istemiyor.
People will only read so many flatly-written wire stories... before they catch on, start reading something else.
İnsanlar başka bir şey okumaya veya daha beteri,..
But Parkin flatly refused.
Ama Parkin reddetti.
Frankly, between you, me and the gate post, they flatly refuse to do so.
Açıkçası, laf aramızda kalsın, araştırma yapmayı alenen reddettiler.
He flatly denied it.
Açık açık reddetti.
that morning, I had had a request for Zikri's military service detail flatly refused by the Syrian Defense Ministry.
Zikri'nin askerlik kayıtlarını görme talebimi, Suriye Savunma Bakanlığı açıkça geri çevirdi.
That's'cause you're always like... ( flatly ) :
Bu senin hep şöyle olmandan kaynaklanıyor...
If you were not happy with this alliance.. .. you should have flatly refused.
Madem bu evliliği istemiyordun da o zaman neden kabul ettin?
And what's worse, every time I confront her she flatly denies it, even after I provided her with evidence from the Nanny Cam.
Ve işin kötüsü, onunla bu konuda her yüzleştiğimde,'Dadı Kamerası'ndan da kanıtları ona göstermeme rağmen bu yaptığını ısrarla reddediyor.
And the thing came to Göring and Göring flatly denied, too.
Konu Göring'e iletildiğinde, o da teklifin açıkça karşısında durdu.
Rutgers University, I mean, they're [flatly] Oh, my God.
Üniversite! Yani onlar... Aman Tanrım.
And stories of an FBI task force investigating the Dollhouse have been flatly denied.
Ayrıca FBI'da Dollhouse'u araştıran bir ekibin olduğu yalanlıyor.
But her husband was instantly and flatly opposed.
Ama kocası açıkça karşı çıktı.
( flatly ) yay.
Yaşasın!
Bad news, Ayesha has flatly refused my going to Gold Coast.
Kötü haber, Ayesha duygusuzca benim Gold Coast'a gitmemi istemedi.
And I've called a couple of my friends, you know, on the other side, and they flatly deny it.
Bazı demokrat arkadaşları aradım ama alakaları olmadığını söylediler.
( Flatly ) Welcome to "joe knows."
"Joe bilir" e hoşgeldiniz.
Candidate Seo, she... Actually, flatly rejected my Convention.
- Aday Seo sözleşmemi açıkça reddetti.
And you flatly deny.
Ve inatçı bir savunma.
"And they absorb flatly " and functionally the pictorial world in silent joy. "
Ve bu resim gibi dünyayı sessiz bir neşe içinde yaşıyorlar.
And we're flatly rejecting it!
Bunu kesinlikle kabul etmeyeceğiz. - Evet!
How can they flatly demand him to take off half a month and get irritated about it?
Nasıl onu açıkça iki hafta izin almaya zorlayıp sinirlendirirler?
I flatly refused.
Hemen reddettim.
Naturally, I flatly refused.
Tabii ben de karşı çıktım.
( Flatly ) Yeah.
Tabii.
- ( Flatly ) It went great.
- Güzeldi. İyiydi. - Biliyordum.
No explanation has been given, and news coverage has been flatly...
Hiçbir açıklama yapılmadı. Bu konuda haber yapmamız ise düpedüz...
I came to you years ago and told you of my plan to, uh, crack the mysteries of human sexuality, but you flatly said no.
Sana yıllar önce gelip insan cinselliğinin gizemini çözme planımı anlattığımda net bir şekilde hayır dedin.
Like Babe Ruth predicting where his next home run would land in the stands, Halley stated flatly that the comet would return at the end of 1758, from a particular part of the sky, following a specific path.
Tıpkı bir beyzbol oyuncusunun bir sonraki sayı vuruşunun tribünlerde nereye düşeceğini öngörmesi gibi Halley de kuyukluyıldızın 1758'in sonunda, gökyüzünün belirli bir bölgesinden geçerek, spesifik bir yolu takip edeceğini açık seçik belirtti.
( flatly ) : Oh, no, an armed assailant!
- Olamaz, silahlı bir saldırgan!
( Flatly ) I know I am not.
Ben beklemiyorum.
( flatly ) I'm absolutely shocked.
Tamamiyle şok oldum.
- ( Flatly ) :
- Merhaba.
Cece ( Flatly ) : Hello. You've reached the loft.
Çatı katına ulaştınız.
The FISA judge reviewing the AG's emergency search order has decided that he wants to fly up here day after tomorrow because he wants to hear directly from you idiots how you could be so confident as to what you would find and still be so flatly wrong.
AG'nin acil arama emrini gören FISA yargıcı iki gün sonra buraya uçakla gelmeyi düşünüyor çünkü bulacağınız şey konusunda kendinizden bu kadar emin olup da aynı aynı zamanda tamamen hatalı olduğunuzu direk siz salaklardan duymak istiyor.
FLATLY : Oh, they went out.
Dışarı çıktılar.
But the fact is flatly he never asked you to look at pornographic movies with him?
Ama, gerçekte size doğrudan bunu teklif etmedi birlikte filme seyretme konusunda?
That is flatly untrue!
Kesinlikle yanlış.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]