English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / Flatten

Flatten translate Turkish

224 parallel translation
You go smacking her, I'll flatten you!
Ona dokunursan, seni dümdüz ederim!
Then you attach the poster like this... to flatten the poster and to smooth out the lumps.
Sonra posteri sabitleyeceksin, şu şekilde posteri düzleştirip kırışıkları düzeltmek için.
- Swing at me and I'll flatten you!
- At o yumruğu da seni benzeteyim!
In no time at all, you'd have nothing left to shoot... nothing left to fight, nothing left to flatten.
Hiçbir zaman vuracak birşey... kavga edecek bir şeyin olmazdı.
For a flat that could flatten the Taj Mahal
Tac Mahal'i gölgede bırakacak bir daire için
No - just roll up all your pains into one big hurt - and then flatten it with a fix.
Bütün ağrılarını tek bir acıya sarmala ve sonra o zıkkımla bastır.
The guy wasn't lying. They'll flatten us.
Bizi dümdüz edecekler.
They can move so fast and strike so hard, they'll flatten us.
Öyle hızlı ve güçlüler ki, bizi dümdüz edecekler.
I'll flatten him.
Onu dümdüz edeceğim.
You get another guy for me to flatten and get ahold of me at Benny's Candy Store.
Tamam. Yere sereceğim başka birini bulun. Beni Benny'nin Şekerci Dükkanı'nda bulabilirsiniz.
Go on home or some place where there's a playground before I flatten you.
Sizi bir temiz pataklamadan evinize ya da oyun parkı olan bir yere gidin.
Every time you come near me I'm going to flatten you.
Bana her yaklaştığında, seni dümdüz edeceğim.
- I'm gonna have to flatten you.
- Bu gidişle seni yatıracağım.
- I'm gonna have to flatten you.
- Şimdi yumruğu yiyeceksin.
- If you stand me up, I'll flatten you.
- Beni ekersen, senin canına okurum.
I'm gonna flatten you.
Şimdi yumruğu yiyeceksin.
- Oh, I'm gonna flatten you.
- Şimdi yumruğu yiyeceksin.
- Right - You're gonna flatten him good
Onu yere sereceksin
Flatten them out.
Düzleştir.
Five days till Saturday, I'll have you just right to flatten that palooka.
Cumartesiye kadar beş gün var. Seni o kalası nakavt edecek forma sokmam için yeter.
And if it is round, will the King's command flatten it?
Ya da eğer yuvarlaksa, Kralın buyruğuyla düz olur mu?
Goering and his Luftwaffe would like to flatten London... as a prelude to invasion.
İstilanın başlangıcı için Londra'yı yerle bir etmek Goering ve onun "Luftwaffe" sinin çok hoşuna gidecektir.
When they attack our cities, we will flatten theirs.
Şehirlerimize saldırdıklarında, onlarınkini yerle bir edeceğiz.
From now on, we'll follow elder brother to flatten Flying Dragon villa and kill Long Zhen Feng to avenge father
Bundan böyle Abimizin izinde... Uçan Ejderlere saldırıp babamızın... öcünüzü alabiliriz!
- Jump out and flatten their tires.
- Dışarı atlayıp tekerlerini indir.
Dumdum bullets like this flatten on impact for maximum wounding effect.
Böyle domdom kurşunları iyi yara açması için sıkıştırılarak düzleştirilir.
Edvard Munch turns now to tempera, the use of egg-white to roughen the quality of the oil to flatten and condense the image,
Yumurtanın kullanımı, yağın kalitesini sağlamlaştırmak görseli yumuşatmak ve yoğunlaştırmak içindir.
Flatten Arnhem. ( SPEAKING DUTCH ) ( CHATTERING IN DUTCH )
Arnhem'i yıkın. BOY :
- I flatten all of Germany.
- Almanya'yı yerle bir edeceğim.
Looking for Jiang Chin who betrayed my brother Give him up at once or I'll flatten your Villains'Valley
Kardeşime ihanet eden Jiang chin'i arıyorum bana verin onu yoksa evinizi başınıza yıkarım
Give my mate his money or I'll flatten you.
Arkadaşıma parasını ver yoksa seni paralarım.
We'll flatten their fingers, we've branded their buns.
parmaklarını düzleştireceğiz, çöreklerini dağladık.
Bugsy'll flatten you.
Bugsy sizi dümdüz eder.
Don't tickle me, or my fart is going to flatten Europe!
Güldürmeyin adamı, benim osuruğum bile Avrupa'yı dümdüz eder!
Then why didn't he flatten my tires?
- O zaman neden benim lastiklerimi patlatmadı?
Nah, then you'd come back and haunt me and flatten my tires and stuff.
- Eee, sonra geri dönerdin ve beni lanetlerdin, sonra da lastiklerimi patlatırdın.
Flatten yourselves against the wall.
- Sırtınızı duvara dayayın.
If he doesn't fall by tonight, flatten his tire.
Bu akşam da düşmezse, lastiğini indirin.
We're gonna flatten the place anyway.
Orası zaten yerli bir olacaktı.
Rip these out and flatten it.
Bunları çıkart ve düzelt.
Brings bad luck to the creep you flatten with it.
Onunla ezdiğin kişiye kötü şans getirir.
Peg, remember when a mouse could hit a cat over the head with a frying pan and flatten his head?
Peg, hatırlıyor musun, eskiden bir fare kedinin kafasına tava ile vurup, dümdüz edebiliyordu.
Flatten him out, Mike. Fight him!
Yere yapıştır onun Mike.
I'll flatten this guy like a two-penny nail!
Bu adamı para gibi dümdüz edeceğim.
They flatten out as they go down.
Yaşamaya gelin!
Flatten that boy!
Haydi, Torres! Yere ser şunu!
I'm gonna flatten these X-Clowns by sitting on them!
Bu X-Soytarilarin üstüne oturup dümdüz edecegim.
- I'll flatten you!
- Seni ezeceğim!
It got all wrinkled up from handling it so much... that I asked my mother to iron it on the ironing board to flatten it out.
Devamlı elime aldığım için çok buruşmuştu. Düzleştirmek için annemden onu ütülemesini istedim.
Wait till I get down there, I'll flatten you!
Aşağı inene kadar bekle, Ezip yassılaştıracağım seni!
Stay out here or I'II flatten you!
Defol git buradan.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]