English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / Flickers

Flickers translate Turkish

48 parallel translation
When the light flickers, switch off.
Işık göz kırpmaya başladığı zaman kapat.
Behind them, far away, the light from a fire flickers.
Arkalarında, uzaklardan, bir ateşin ışığı yansıyor.
The eternal light flickers in my heart.
Sonsuz ışık kalbimde titreşiyor.
In the flickers!
Flickers'da!
The flickers aren't legit.
Flickers doğru yer değil.
The screen flickers.
Ekran titriyor.
The flickers on the... Fluorescent lights we're flickering.
Şu floresan lambalar titreyip duruyordu.
My future flickers'fore my eyes
Geleceğim gözlerimin önünde titrer...
When the redness that flickers in the clouds sets upon my silent window. "
Bulutlarda titreşen kızıllık pencereme düştüğünde. "
If the soul of Dracula still flickers in his ashes... I will keep it forever contained.
Eğer Dracula'nın ruhu... küllerini harekete geçirirse onu sonsuza kadar ben saklayacağım.
As she raises her head, her hair blows in the wind, The light flickers
Başını kaldırırken saçları rüzgarda uçuşur etrafa ışık saçılır.
This year, that flame flickers for one man lost out on the trail old-time sledding legend, Thunder Jack Johnson.
Bu yıl meşale, yarışta kaybolan efsanevi kızakçı Şimşek Jack Johnson için yanmaya devam ediyor.
The small girl smiles, One eyelid flickers,
Küçük kız gülümser, bir gözünü kırpar,
Anyone who's using anything illegal... the infrared will pick up flickers on the surveillance cams.
Eğer herhangi biri illegal bir şey kullanıyorsa kızılötesi, güvenlik kameralarındaki titreşimleri yakalayacak.
He wanted to work in the flickers.
Film sektöründe iş arıyordu.
Hollywood was a cow pasture but the silent flickers were booming.
Hollywwod o zaman sığırların otladığı bir çayırdı ama sessiz fimler birden hareketlenmişti.
He wanted to work in the flickers.
Filmlerde oynamak istemişti.
You know, flickers.
Görüntüler.
"That light which flickers far off in the distance" "It just might lead you out of here someday"
Şu uzaklaştıkça titreyen ışık bir gün seni buradan dışarı çıkarabilir.
When the light flickers, you look at it like it means something.
Işık titreştiğinde, bunun özel bir anlamı var gibi bakıyorsun.
No trick plays, no flea-flickers.
Hileli oyun yok, katakulli yok.
No flea-flickers.
Katakulli yok.
"Flickers invoke desire"
"Kıvılcımları tutkuyu çağırıyor"
If I am no longer that lamp.. which flickers in front of a sweet Maria.
Yüce Meryem'in önünde yanan ışığa artık ihtiyacım olmayacak.
When that wondrous, Magical star suddenly flickers out And dies in your life
O fevkalade büyüleyici yıldızının yavaşça ışığını kaybedip hayatından kopmasının ve seni gölgeler içinde terk etmesinin ne demek olduğunu?
♪ Flickers ♪
# Işıltılı #
It flickers and grows dim... ... because of apathy... ... greed...
Duyarsızlık, aç gözlülük... ve korku yüzünden alevi kırpışır ve soluklaşır.
Where the fuck have you been all day?
Amına koyduğum gün boyunca nerdeydin? - Tittie Flickers içinde.
Prospect said there's a nun over the Tity Fucker right now.
Prospect Titie Flickers'a bir rahibenin getirildiğini söyledi bana şimdi.
Well, everyone communicates through facial tics, quick breaths, nervous eyelash flickers.
Herkes yüz tikleri, seri nefesler, tedirgin kirpik titreşimleri yoluyla iletişim kurar.
When the light of the world flickers, we, the Golden Order of Knights, restore the rule of good.
Ay ışığı bölünüyor ve biz, Golden Order şövalyeleri düzeni sağlıyoruz.
When a shadow of sadness flickers by
Üzüntünün gölgesi titrediğinde.
What if this one flickers and gives everyone a weird headache?
Ya bu titreyerek yanıp herkesin başına tuhaf bir ağrı sokarsa?
And the way the light flickers off it...
Titreyen mum ışığında...
It flickers, floats around her like a gyroscope.
Evi yanıp sönmektedir. Jiroskop gibi etrafında döner.
We've been having power flickers.
Elektrik dalgalanmaları yaşıyoruz.
Light shines through the bone, exquisite even as it flickers, even as it flutters and dims towards the end.
Işık kemikten yansır titrerken, kımıldarken dahi parlaktır ama sona yaklaştıkça sönmeye başlar.
♫ Sometimes my heart beats faster. ♪ ♫ My left eye flickers. ♪
Bazen kalbim çok hızlı atmaya başlar gözlerim ise titremeye
It no longer flickers...
O lamba artık, yanıp sönmüyor.
But even if a fraction of Megatron's Spark still flickers within his body, the ship's scanners may pick it up.
Fakat Megatron'un kıvılcımından küçücük bir parça bile vücudunda kalmışsa savaş gemisinin tarayıcıları bunu bulabilir.
You see the way the flame flickers?
Alevin nasıl titrediğini görüyor musun?
To do that, hit control C right in between the flickers at the exact moment that I say now.
Bunu yapmak için, ben söylediğim anda yanıp sönen imleçler arasında Ctrl + C yapın.
I think the flickers are the future.
Bence gelecek televizyon kumandalarında.
The flame is dim, but it flickers.
Alev zayıf ama titreşiyor.
d Butterscotch Queen Broke heart's delight d d So far away I've lost my sight d d A candle flickers Life, this river d d Fuck, I'll miss her I can never hope to hide it d
Karamela Kraliçesi Kırdı kalbin sevincini Çok uzaklarda Görüşümü kaybettim Bir mum titrer Yaşam, bu nehir
04, 00 : 47 : 10 : 16, those flickers of lunacy that can separate us from our fellows.
... bizi çevremizden koparan cinnet belirtileri için.
- Tity Fucker's.
Tittie Flickers.
The fire flickers
Şömine tutuşmuş yanıyordur...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]