English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / Flimflam

Flimflam translate Turkish

21 parallel translation
You're a flimflam.
Üç kâğıtçısın sen.
Diane, you know I don't like this flimflam man in my bar.
- Bu üçkağıtçının barımda takılmasından hoşlanmadığımı biliyorsun Diane.
He's nothing but a flimflam man.
O dalavereciden başka bir şey değil.
Flimflam?
Dalavereci mi?
Can you look me in the eye and guarantee this isn't some kind of a flimflam?
Gözlerimin içine bakıp bizi kandırmadığınızı söyleyebilir misin?
A flimflam man, matchstick man, loser.
Tezgahçı, dolapçı, sefilin teki.
This good-for-nothing flimflam man has been lying to kids for years, telling them he's the real Chaz Dalton.
Bu Flim Flam Adamı yıllardır çocuklara gerçek Chaz Dalton olduğu yalanını söylüyor.
The Playbook contains every scam, con, hustle, hoodwink, gambit, flimflam, stratagem and bamboozle I've ever used- - or ever hope to use- - to pick up chicks and give them the business.
Zamparalık Kitabı hatunları tavlamak ve onlarla işi kurmak için bu zamana kadar kullandığım ya da kullanmayı umduğum bütün sahtekarlıkları, alavere dalavereleri, hileleri oyunları, gambitleri, dolandırıcılıkları taktikler ve üçkağıtları barındırıyor.
He's a stone-cold flimflam man, and if you let him, he will pull your strings.
Adam soğukkanlı bir sahtekar ve eğer fırsatını verirsen gözünün yaşına bakmaz.
What kind of flimflam
Bu nasıl bir tip aldatma
- Flimflam, you're in a jam.
Yazı yazma helaya, başın girer belaya.
Figure out what the hell kind of sneak-around flimflam is going on here.
Nasıl bir dolap döndüğünü bulmam lazım.
Bunco. Flimflam.
Alavere dalavere.
I'll see your hoodwink and raise you a bamboozle and a flimflam!
Göz boyamanı görüyorum ve bir kazıklama ve kafesleme artırıyorum!
Flimflam man!
Saçmalık adam!
It's, like, I'm trying to eat a flimflam like, that's what we eat on girvonesk.
Sanki flimflam yiyormuşum gibi. Girvonesk'te onu yeriz.
All right, which of you goddamn whoresons is a flimflam man, huh?
Pekâlâ, hanginiz üçkâğıtçılık ediyor?
It's the bread and butter of the spiritual flimflam man.
Bu ekmek ve tereyağı manevi flimflam adam.
I've got a flimflam, Gibbs.
- Bir hile buldum, Gibbs.
[Inhales deeply] I don't know... don't flimflam me, son.
Bilmiyorum. Geveleme, evlat.
Oh, here come Mr. Flimflam Man.
Dolandırıcı adam geliyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]