Flora translate Turkish
1,096 parallel translation
Your pencil does have the most terrible squeak, Flora.
Kalemin çok kötü gıcırdıyor Flora.
- Stop it, Flora!
- Yeter, Flora!
Oh, poor darling Flora.
Benim nazlı Flora'm.
I know what. Let's put away our books and let's pretend it's Flora's birthday.
Ne diyeceğim... hadi kitaplarımızı atalım ve bugünü Flora'nın doğumgünüymüş farzedelim.
- All right, Flora, it's your birthday.
- Hadi bakalım, Flora, bugün senin doğumgünün.
- Come along then, Flora.
- Hadi gidelim Flora.
She and Miss Flora used to dance together, dance by the hour.
Bayan Flora'yla beraber saatlerce dansederlerdi.
Let go, Flora. You'll fall in.
Bırak gideyim Flora, düşeceksin şimdi.
Flora, where did you learn that song?
Flora, nerede öğrendin bu şarkıyı?
Flora!
Flora!
Flora saw her too.
Flora da gördü onu.
Shh. Flora, it's a secret.
Şşş Flora, bu bir sır.
Flora, it's a secret.
Flora, bu bir sır.
Flora.
Flora.
Flora and I arranged it together.
Flora'yla beraber düşündük.
Flora's been bad as well.
Flora da çok kötüydü.
Miles, isn't that the tune that Flora's always singing?
Miles, çaldığın Flora'nın sürekli mırıldandığı ezgi değil mi?
Where is Flora?
Nerede Flora?
Quick, we must find her.
Çabuk, bulmalıyız Flora'yı.
- Flora?
- Flora?
And when did you learn to row, Flora?
Peki kürek çekmeyi ne zaman öğrendin Flora?
- Look, Flora, look!
- Bak, Flora, bak!
- Flora!
- Flora!
All I know is Miss Flora was a sweet, innocent child... a happy child, until you made her face that...
- Bunu bilmiyor musunuz? - Tek bildiğim Bayan Flora'nın... siz onu yüzleştirene kadar masum ve tatlı bir çocuk olduğu.
You and Flora will leave tomorrow.
Sen ve Flora yarın gidiyorsunuz.
Well, I... I suppose Miss Flora and I had best be on our way.
Bayan Flora'yla beraber yola döşensek iyi olacak.
Poor Flora.
Zavallı Flora.
I love Flora, and I know what she feels before she feels it herself.
Flora'yı seviyorum, ve o ne hissettiğini bilmeden farkedebiliyorum.
Trying to frighten me the way you frightened Flora.
Şu an bana yaptığın tehditler Flora'yı da korkuttu.
- But I'm not Flora.
- Ben Flora değilim.
I'm reporting to a geographic society on the island's flora and fauna.
Adadaki bitki ve hayvanları coğrafyayla ilgilenen bir şirkete rapor ediyorum.
We'll talk about flora and fauna.
Bitkilerden, hayvanlardan söz ederiz.
You're Flora
Sen Flora'sın.
It's Flora's day
Bugün Flora'nın günü.
I prefer Florence. I prefer flora to fauna
Florence'ı tercih ediyorum.
I was wrong about Flora...
Flora hakkında yanılmışım...
- And Flora?
- Ya Flora?
- Today's Flora's summer
- Bugün Flora'nın Yazı.
I've been gathering some samples of desert flora.
Çöl bitkilerinden birkaç örnek topladım.
He was examining the flora.
- Hayır. O bitkileri inceliyordu.
There seems to be a total absence of life on the planet. With the exception of the colonists themselves and various types of flora.
Gezegende hayat izine rastlamıyor, insanlar ve değişik türdeki flora hariç.
This remarkably smutty piece of flora was used by the Turks to ram up each other's...
Bu inanılmaz edepsiz görünüşlü bitki Türkler tarafından birbirlerine karşı...
In various apparel Flora reigns
Birçok bitki yeniden canlanıyor.
So more flora than fauna.
- Hayvanattan ziyade nebatat yani.
Rugby club, golfing society, tennis, squash club, flora and fauna, philately.
Futbol kulübü, golf kulübü, tenis, squash kulübü, flora ve fauna, filateli.
Yes, I was introduced the other day to a specimen of the local flora... that rather inclines me to agree with you.
-... yakından izleriz. - Evet, önceki gün tanıştığım yerel bitki örtüsü uzmanı sizinle aynı fikri paylaşmama neden oldu.
Like Billy Joe Jim Bob, or Flora Mae Sally Sue?
Billy Joe Jim Bob ya da, Flora Mae Sally Sue gibi mesela
Miss Flora, the legless woman.
Bayan Flora, bacaksız kadın.
I earn my living by being on show as Flora the legless woman, you know.
Hayatımı bir şovda bacaksız kadın Flora olarak kazanıyorum.
Flora, she's gone!
Flora gitmiş!
Where is she, Flora?
Nerede o Flora?