English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / Flowery

Flowery translate Turkish

166 parallel translation
It may be a little flowery perhaps but, well it's straight from my heart, to his I hope and it's just a little private.
Belki biraz fazla süslü ama, doğrudan kalbimden onunkine, umarım, ve biraz da özel.
Ignore the wastepaper basket. It indicates a rather flowery hat.
Kâğıt sepeti çiçekli bir şapka olarak farzedin.
Isn't all that just a little flowery?
Biraz abartmıyor musunuz?
Let's not buy her anything too flowery.
Öyle süslü püslü bir şey almayalım.
Mr. Piggot, whose cascade of flowery phrases has warmed the cockles of my heart.
Bay Piggot'un güzel ve anlamlı sözleri, bu akşam yüreğimi ısıttı.
And there were people who donated money towards these rosebushes, so that our soldiers didn't have to look at the horrid, concrete walls, and to give them a flowery environment in which to live.
Dahası, askerlerimiz korkunç beton duvarlara bakmak zorunda kalmasınlar diye ve onlara yaşayacakları çiçekli bir çevre vermek için bu gül ağaçlarına bağış yapan insanlar vardı.
Strolling along a flowery path soothed by gentle breeze
Bu Çiçekli yollar boyunca gezinir hafif esintiyle teselli olurum
Everyone knew her flowery beauty but, not many knew that deep inside her seemingly gentle and pure heart burned a raging desire to hunt down her enemies.
Herkes onun büyüleyici güzelliğinin farkındaydı fakat, pek çoğunun, kalbinde, düşmanlarına karşı beslediği nefret ve öldürme arzusundan haberi yoktu.
On that trip I was wearing a pair ofjeans with flowery pockets and a flowery blouse and red buttons and a navy blue cardigan.
Yolculuk sırasında, çiçekli cepleri... olan bir kot, çiçekli ve kırmızı düğmeli bir bluz ve... lacivert bir hırka giyiyordum.
The butterflies, which from the darkness into the flowery garden dances, will soon be here.
Kelebekler, karanlıktan danseden çiçekli bahçelere, buraya, gelecekler yakında.
Flowery speeches don't impress me...
Süslü konuşmalar beni etkilemez.
She had a blue mac and a flowery scarf.
Mavi bir yağmurluk ile çiçekli eşarbı vardı.
These bare-asses love flowery language.
Bu baldırı çıplaklar süslü sözlere bayılırlar.
The bare-asses love flowery gestures.
Baldırı çıplaklar süslü işaretlerden hoşlanırlar.
And for you no doubt the pleasure of writing it up in your usual flowery and romantic style.
Sizin için de şüphesiz her zamanki gibi, bunu süslü ve romantik biçimde yazmanın zevki.
What it says is kind of flowery, but it boils down to :
Biraz ağdalı bir dili var ama özetle şöyle diyor.
Personally, I'd recommend you get hold of a cocker spaniel, tie your suspect down on a chair with a potty on his head, then pop his todger between two flowery baps and shout, "Dinner time, Fido"!
Şahsen, sana tavsiyem, bir spanyel köpeği bul, şüpheliyi kafasında bir lazımlıkla sandalyeye bağla, sonra da, süslü kürelerinin arasındaki aletini çıkartıp, "Yemek vakti Fido!" diye bağır.
Schumann is flowery.
Schumann fazla süslü.
Look at the shoulders and hips, and the flowery bosoms on both sides of the breast, and the ribs aligned in pairs, and the navel in the belly's softness, and the dark sex between the thighs!
Şu omuzlara, şu kalçaya bir bak ve her ikisinde de çiçekler açan şu göğüslere sıra sıra dizilmiş şu kaburgalara hele şu yumuşacık göbeğe ve tüm bunların arasındaki karanlık birleşmeye bir bak.
Well, you know Joon, how flowery she gets with words.
Joon'u bilirsin, kelimelerle arası çok tumturaklıdır.
"Butterflies, in flowery flight With their wings form a cloud"
Kelebekler, kanatlarında taşıdıkları umutla çiçeklere doğru süzülürler.
"Butterflies, in flowery flight " With their wings form a cloud
Kelebekler, kanatlarında taşıdıkları umutla çiçeklere doğru süzülürler.
. How come you never talk to me in those beautiful flowery sentences like you write?
Yazdığınız gibi o güzel çiçekli cümleler içinde
Our organization will not be placated with flowery New Age rhetoric...
Kurumumuz, Yeni Çığır palavralarıyla geçiştirilmeyecektir...
Gosh, you sure do smell nice and flowery!
Bir sürü çiçek gibi kokuyorsunuz.
"Like dew on a flowery field."
"Tıpkı çiçek tarlasına çiğ düşmesi gibi."
- I think it's too flowery.
Sorun değil. Çok güzel bir elbise.
- There's a flowery thing happening.
- Üzerinde bir sürü çiçek var. Yani mavi dışında her şey.
What angel wakes me from my flowery bed?
Çiçek yatağımdan, beni hangi melek kaldırıyor?
Come, sit thee down upon this flowery bed while I thy amiable cheeks do coy and stick musk roses in thy sleek, smooth head and kiss thy fair large ears, my gentle joy.
Gel, otur bu çiçekli yatağa. Gel ki, okşayayım tatlı yanaklarını. O güzel başını süsleyeyim güller ile ve o kocaman kulaklarını öpeyim büyük bir zevk ile.
Such a flowery name might excite prejudice in some.
böyle süslü bir isim önyargı yaratabilir.
Or else a flowery fabric.
Aksi taktirde çiçek desenli kumaş da olabilir.
White and red flowers. White and red flowers from the flowery forest an angelic girl appears.
Tane tane dönüşür tohum ziynete.
Is it too flowery?
Çok süslü mü?
We're not gonna have this fight in a flowery bedroom... with dentists singing in the background!
Rory kes şunu. Bu tartışmayı çicekli bir yatak odasında dişçilerin "Gypsies, Tramps and Thieves" şarkısı eşliğinde yapmayacağız!
A bit flowery for my taste.
Bana göre fazla süslüydü.
I like the flowery smell.
Çiçeksi kokuyu sevdim.
There's a flowery eiderdown on the bed.
Yatağın üstünde çiçekli bir yorgan var.
So I sat there watching those 50 happy people gathered to celebrate a marriage, dressed in their Sunday best, about to hear some priest's flowery words about the joining together of two souls, uniting as one, blah-blah, blah, blah...
"Bir düğüne gitmiş, bir papazın iki insanın tek yürek olması..." "... saçmalığıyla ilgili... " "... ağdalı sözlerini dinleyen ve evlenmelerini kutlayan... "
( Lou ) This would be Kaz- - sweet, flowery, flaming Kaz.
Bu Kaz olmalı - Tatlı, çiçek gibi, ateşli Kaz.
And, on the small ladder, there was my third grandmother, in a flowery-patterned dress, the kind you find at the market, an old woman's dress...
Küçük merdivende ise büyük büyükannem duruyordu. Çiçek desenli bir elbise içinde. Markette bulabileceğiniz türden bir yaşlı kadın elbisesi.
And you couldn't have just said that... to the lady in the flowery dress?
Ve bunu çiçekli giysiler giyen kadına henüz söyleyemedin.
They had flowery meadows and rainbow skies and rivers made of chocolate, where the children danced and laughed and played with gumdrop smiles.
Çiçek tarlaları, gökkuşağı semaları, çikolatadan nehirleriyle, çocukların dans edip güldüğü ve şeker gibi tebessümlerle oynadığı bir yer.
This is sister Flowery, she three years older than me
Bu, kız kardeşim Flowery ; benden 3 yaş büyük.
Flowery brother Zen Light
Flowery. Zen Light ağabey.
Go back, Flowery
Dönelim, Flowery.
My Flowery
Benim Flowery'm!
Personally, I'd recommend you get hold of a cocker spaniel, tie your suspect down on a chair with a potty on his head, then pop his todger between two flowery baps and shout, "Dinner time, Fido"!
- Ne kadar ilginç! - Zanlının gözü kapalıdır. Eğer hançeri seçerse Şeytanın yakın dostudur.
Seems pretty flowery for Dave Ferrie.
Kurdukları tuzağa yaklaşıyor. Onu Houston'da vurmuyorlar.
There is a long and flowery part in it, I know.
- O, çok iyi.
"The poison for mice"
"Fare zehiri", Flowery ondan 15 tane aldı. Fakat ölmedi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]