English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / Fluent

Fluent translate Turkish

394 parallel translation
- I promise. - My only asset is a fluent command of English.
- Para eden tek yeteneğim, İngilizce konuşarak otoriter olabilmem.
- In fluent double German.
- Ben söyledim. - Akıcı bir Almanca ile iki defa.
He speaks fluent French.
Fransızcayı da iyi konuşur.
Listen, these notes mention that he speaks fluent English, French and German.
Bu notlara göre İngilizce Fransızca ve Almancayı su gibi konuşuyormuş.
I speak fluent German.
Çok akıcı Almanca konuşuyorum.
"fluid" English! Not fluid, fluent!
- Akışkan değil, akıcı!
- Mr. Leamas... fluent German isn't much use... even in an experienced sales representative... who's frequently speechless by lunchtime.
Bay Leamas, tecrübeli bir satış temsilcisi de olsa öğle arasına kadar sık sık nutku tutuluyorsa düzgün Almanca pek işe yaramaz.
You're fluent in Spanish.
Hepinizde akıcı bir İspanyolca var.
You all speak fluent German.
Hepiniz iyi Almanca konuşuyorsunuz.
Hocus explained the situation to Santa, who ( as you know ) speaks a fluent rabbit.
Hocus ileri derecede tavşanca bilen Noel Baba'ya durumu anlattı.
No, but I can speak the language Quite fluent at it too
hayır ama dili bilirim çok akıcı
So you think you will be fluent as soon as you step ashore?
Yani oraya vardığımızda birdenbire İngilizce konuşabileceğini mi sanıyorsun?
On the account of the fact that I speak fluent French.
Fransızca'yı bildiğimden dolayı.
I speak fluent English and some Spanish.
Akıcı şekilde İngilizcem, orta düzey de İspanyolcam var.
Speaks fluent German, Arabic, French, English, Hebrew.
Akıcı şekilde Almanca, Arapça, Fransızca, İngilizce ve İbranice konuşuyor.
He's smart and fluent in many dialects He's my first pick Will you take this job, Yan Qing?
Hem akıllı hemde her lehçeyi akıcı konuşur benim favorimdir görevi kabul ediyor musun, Yan Qing?
During the course of which you've learned to speak fluent Italian.
- Seyahatin sırasında İtalyanca konuşmayı öğrenmişsin
I'm as fluent — – Yeah, all right.
– Tamam, sus.
Sir, I'm fluent in six million forms of communication.
Efendim, altı milyon iletişim kodu bilirim.
He already spoke fluent English because his father, Baron von Müller-Guder, had worked in Washington as a military attaché, and had sent his son to private school there.
Şimdiden su gibi ingilizce konuşabiliyordu çünkü babası, Baron von Müller-Guder, Washington'da ataşe olarak çalışıyordu, ve oğlunu orada özel okula yolladı.
One subject spoke fluent German.
Mükemmel Almanca konuşur.
- Louise, I'm not that fluent in Russian.
Rusçam o kadar iyi değil.
"Must be able to speak fluent Punjabi and Urdu."
"Akıcı bir şekilde Pencabice ve Ürdüce konuşabilmeli."
I'm quite fluent in Gaelic.
Akıcı şekilde Galce konuşurum.
Charming and urbane, with the ability to speak fluent German,
Etkileyici, olgun ve güzel Almanca konuşan
I am fluent in over six million forms of communication and can readily...
Altı milyon iletişim kodu bilirim ve kolaylıkla...
Remember that I am fluent in over six million forms...
Benim altı milyon iletişim kodu...
She has to be fluent in English.
Aynı zamanda iyi derecede İngilizce bilmesini de istiyorum.
Let we listen once more that fluent statement.
- bu sürükleyici açıklamayı birkez daha dinleyelim.
You're so fluent in languages.
Yabancı dilin çok iyi.
You're so fluent in Spanish.
İspanyolcan çok iyi.
And we all spoke fluent English.
Hepsi, iyi derecede İngilizce konuşuyordu.
"To fully understand poetry we must first be fluent... " with its metre rhyme and figures of speech. " Then ask two questions.
Şiiri tam olarak anlayabilmek için, öncelikle veznine, kafiyesine ve sözel sanatına hakim olmalı ardından iki soru sormalıyız.
- I've been fluent since I was five
Beş yaşımdan beri akıcı bir İngilizcem var.
- Yeah, she got fluent in vodka.
- Evet, votkada çok akıcı.
" As you know, he is fluent in English.
" Bence Vezir meclisteki tek akıllı adam.
Oh, when he's totally immersed in a foreign language, - the average child can become fluent in weeks. - Yeah, but what about Bart?
Kendini yabancı dile verirse ortalama bir çocuk birkaç haftada akıcı bir duruma gelebilir. — Peki ya Bart?
- Well, I'm not as fluent as I was in the corps.
- Peki, ben kolordu da olduğu gibi akıcı değilim?
And I practiced and practiced, and I got fluent.
Çalmak için o kadar çok çalıştım ve sonunda akıcı çalabilmeyi becerdim.
With my fluent German, I could become an officer.
Akıcı Almanca'm sayesinde subay olabilirim.
But since some viewers might not speak fluent Skrull, we'll use our mighty Marvel language converter to bring you up to speed.
Fakat bazı izleyiciler akıcı Skrullca konuşamıyor olabilirler,... sizin hızınıza yetişebilmek için, Marvel dili çeviricisi kullanacağız.
I have it on authority that you are fluent in Latin.
Bana senin çok iyi latince konuştuğunu söylediler.
First of all, thank God we speak fluent Spanish, huh?
Öncelikle, tanrıya şükür akıcı şekilde İspanyolca konuşuyoruz, huh?
Oh, Sara speaks fluent...
Neyse Sara gayet akıcı...
I am fluent in Algonquin.
Algonquin dilini çok iyi bilirim.
I happen to be fluent in that language and she said nothing of the kind!
O dilde çok akıcı konuşurum ama Daphne öyle bir şey demedi!
- It sounds-You're fluent now, Inez.
- Çok akıcı Inez.
My, what fluent English, she understood everything!
Ne kadar akıcı bir İngilizcem var, kadın her şeyi anladı!
- You seem pretty fluent in Minbari.
- Minbari dilini çok iyi konuşuyorsun.
" he is completely fluent in
"...
- Fluent?
- Çok iyi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]