English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / Fluffy

Fluffy translate Turkish

793 parallel translation
No, when a clumsy cloud from here meets a fluffy little cloud from there... he billows towards her... she scurries away and he scuds right up to her.
Hayır, buradaki sakar bir erkek bulut... şuradaki yumuşacık minik bir dişi bulutla karşılaşınca, dişiye doğru kabarır dişi telaşla uzaklaşır, erkek dişi buluta doğru yelkenlerini şişirir.
When a clumsy cloud meets a fluffy little cloud.
Sakar bir erkek bulut, yumuşacık minik bir dişi bulutla karşılaşınca!
Oh, here comes the bride, no less It's hot stuff, that fluffy dress
İşte gelin geliyor, başkası değil Çok çekici, o kabarık elbiseyle
This is the pattern - a fluffy tulle skirt and the sleeveless satin leotard.
Modeli şöyle, yumuşacık tüllü etek ve kolsuz saten bir üst.
Make sure you just trim her hair, and curl it a little so that when I comb it, it's all fluffy
Yalnızca kesip bir kaç bukle atacaksın ona göre böylece taradığımda yumuşacık olur.
For the right vehicle, something light and fluffy.
Asıl mesleğinde olursa evet, ince ve narin.
Light and fluffy?
İnce ve narin mi?
Make the left side tight and add a fluffy wave on this side.
Sol tarafı sıkı tutar, sağ tarafta da kabarık bir dalga bırakırız.
Fluffy snow,
Kabarık kar,
Fluffy snow,
Kar kabarıyor
Forward horses! Fluffy snow,
Yürüyün atlar, kar kabarıyor.
On sale at every grocery store in the city,... in a new waxed wrapper that slow-baked, softly fluffy vitaminized, flaky, ready-sliced Gibson's bread.
Şehirdeki bütün marketlerde yeni mumlu kâğıtta yavaş pişirilmiş, yumuşak vitamin katkılı, kesilmiş Gibson ekmekleri. Gibson...
I'm going to eat a big stack of fresh, fluffy pancakes drowned in golden sparkling syrup.
Altın gibi parıldayan şuruba daldırılıp kabartılmış kocaman bir taze krep yiyeceğim.
Ta-ta, Fluffy!
Hoşça kal, Fluffy!
"Michael Moore" soft and fluffy.
"Michael Moore" yumuşak ve pofuduk.
are, well as fluffy and soft as mochi!
"Moçi :" Yapışkan pirinç ezmesi. ... Bir Moçi gibi yumuşacık!
The electric eel on Earth, the giant dry-worm of Antos IV. - The fluffy...
Dünyadaki elektrik balıkları, Antos IV'ün dev solucanları...
It was a little fluffy thing.
Küçük tüylü bir şeydi.
The choice of words juxtaposed with the image of a fluffy kitten!
Seçilen sözcükler tüylü bir hayvan imajıyla çakıştı!
Snowflakes white and fluffy make a magic sight,
Kar taneleri yumuşacık, bembeyaz, ne güzel bir manzara.
Okay, you just sit there on your fluffy butt while I do all the goddamn work!
Tamam bütün işi ben yaparken sen o tüylü kıçının üstünde otur.
A fluffy pillow and a big cheery smile is the least my lovely boysies deserve.
Artık tüm bu kehanetlerin baskısına dayanamayacağım! Percy... Hayır!
It was Fluffy.
Fluffy'ydi.
Lmmediately my feet began to sweat as those two fluffy little bunnies... with the blue button eyes stared sappily up at me.
Mavi renk düğmeden gözleriyle bana dik dik bakan bu iki pofuduk tavşancık yüzünden ayaklarım terlemeye başlamıştı.
If I still had my dog Fluffy, I'd give to him.
Köpeğim Fluffy hâlâ yaşıyor olsaydı, ona verirdim.
- You'd give what to Fluffy?
- Fluffy'ye ne verirdin?
I wish my ex had been like Fluffy.
Keşke eski kocam da Fluffy gibi olsaydı.
- Fluffy.
- Kabarık.
This happens when someone gets frustrated at work, comes home, beats the shit out of Fluffy.
Adam iş yerinde sinirleniyor sonra eve gelince Pofuduk'un ağzına sıçıyor.
We are not giving away Fluffy, Muffy, Buffy and Joanne.
Fluffy, Muffy, Buffy ve Joanne'i vermeyeceğiz.
- So big, so white, so fluffy, good gums.
Kocaman, bembeyaz, bol tüylü, sağlam dişetleri.
I'm your fluffy little pooch.
Ben senin tüyleri kabarmış küçük köpeğinim.
- Fluffy.
- Yumuş.
Fluffy, huh?
Yumuş demek.
Fluffy.
Yumuş.
Come here, Fluffy.
Gel buraya Yumuş.
Come on, Fluffy.
Gel Yumuş.
Hello, Fluffy.
Merhaba Yumuş.
Atta-Fluffy.
Haydi Yumuş.
Yeah, Fluffy.
Evet Yumuş.
Okay, to make these golden fluffy pancakes... add flour, milk... and eggs.
Tamam, altın renkli kabarık pankek için... un, süt... ve yumurta ekle.
[BIRDS CHIRPING] My, the clouds look especially fluffy today.
Hava ne kadar da güzel gözüküyor bugün.
The birds are singing, the whole neighborhood smells of bacon, and, you know, everybody says that the clouds look especially fluffy.
Kuşlar ötüyor tüm mahalle, herkes pastırma gibi kokuyor ve biliyor musunuz herkes bulutların ne kadar şirin gözüktüğünü söylüyor.
I am lovely in a fluffy moist kind of a way and who would have it otherwise?
Benim tatlılığım pofuduk ve nemli bir biçimde. Kim başka türlüsünü isterdi ki?
To be gorgeous and high and true and fine and fluffy and moist and sticky and lovely, all you have to do is to believe that one is gorgeous and high and true and fine and fluffy and moist and sticky and lovely.
Gösterişli, elit, dürüst, iyi, pofuduk, nemli, yapışkan ve tatlı olmak için tek yapmanız gereken gösterişli, elit, dürüst, iyi, pofuduk nemli, yapışkan ve tatlı olduğunuza inanmak.
About cuddly, soft, fluffy things.
Sevimli, yumuşak, pofuduk şeyler.
A fluffy pillow and a big cheery smile is the least my lovely boysies deserve.
Çok sevgili çocuklarım, an azından yumuşak bir yastık ve içten bir gülüş hakediyorlar.
What I call my "fluffy bunny act."
Buna'yumuşak tavşan rolü'm diyorum.
Soft tucker, tasty beds, fluffy uniforms.
Yumuşak yemek, nefis yataklar, tüy gibi üniformalar.
FOR THE PURCHASE OF THE FLUFFY FLOWER-PRINT TOILET PAPER.
Teşekkürler sayın bakan.
What I call my "fluffy bunny act."
Evet?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]