English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / Flunking

Flunking translate Turkish

159 parallel translation
Yeah, no, I seem to remember flunking them.
O dersi veremediğimi hatırlar gibiyim.
This college will still be here when your grandchildren are flunking out.
Torunlarınız dışarıda oynarken bu okul hala burada olacak.
We Were gonna pull a phoney fight, but my brother told me that you sing like a bird, and that's What you're famous for, singing and flunking.
Orada çakma kavga çıkaracağız. Ama kardeşimin aklına daha iyi bir fikir geldi. Bülbül gibi şakıdığını söyledi.
Oh, hell, he's doing just fine. Flunking every course, but otherwise fine.
O iyi, gerçi derslerde başarısız ama yine de çok iyi.
While I was flunking my exams and losing Sophie, Suzanne was happy.
Sınavlarımda çuvallarken ve Sophie'yi de elimden kaçırırken Suzanne fazlasıyla mutluydu.
And he said, since it was you who put him in charge of the Building Fund, the least you can do is make up your mind about flunking the Rogers boy.
Dediğine bakılırsa, adamı inşaat fonuyla görevlendiren sen olduğuna göre, küçük Rogers'ın sınıfta kalmış olmasıyla ilgili olarak... en azından bir karar alabilirmişsin.
That's what I call really flunking.
Sınavda kalmak diye buna derim.
No need to be so ironic about his flunking.
Başarısızlığı yüzünden onunla dalga geçmen gerekmiyor.
You're flunking out.
Okuldan atılırsın.
They're flunking everybody!
- Herkesi sınıfta bırakıyorlar.
She was flunking algebra and she was trying to figure out some way to keep her parents from finding out.
Cebirden kaldığını ebeveynlerinin öğrenmesini önlemenin bir yolunu bulmaya çalışıyordu.
He's almost flunking out.
Neredeyse okuldan atılacak.
Flunking your driver's test?
Ehliyet sınavında çaktın mı?
You're flunking English.
İngilizce'den çakıyorsun.
I'm flunking English. I was wondering if maybe you could help me out.
İngilizce'den kalıyorum ve bana yardım eder misin diye merak ediyordum.
You're deliberately flunking your courses so you can stay in high school.
Lisede kalmak için sürekli olarak derslerinden kalıyorsun.
I'm flunking German!
Almanca'dan kalıyorum ben!
- I got an A in English. - I'm flunking'math.
İngilizce'den A aldım.
I was flunking a course, and I panicked.
Bir dersten kaldım ve paniğe kapıldım.
We are in danger of flunking most heinously tomorrow, Ted.
Yarınki sözlüde büyük bir hezimete uğrayacağız Ted.
You know, don't you think it was hard on me, too, Jason? Lying to my family about where I was going at night, flunking out of school.
Bunun benim için ne kadar zor olduğunu düşündün mü, Jason sınıfta kalmak pahasına, sırf senin için aileme yalan söylememin?
When Princeton might accept a C in French and you're flunking French, life is over.
Princeton Fransızcıdan, C'yi kabul ediyorsa ve Fransızcıda sıçmışken, hayatım sona ermiştir.
I was flunking high school, overweight, had a dead-end job.
Lisede başarısızdım, şisş mandım, kötü bir isş im vardı.
When I was 15, I was flunking English.
Ben 15'imde İngilizce dersinden çakmıştım.
- Well. actually. I'm flunking a class.
- Aslında, bir dersten kalacağım.
- You're flunking a class?
- Dersten kalmak mı?
How can you be flunking TV?
TV'den nasıl kalırsın?
Except Tony. and he's flunking TV.
Tony hariç ve o da TV'den kalıyor.
I thought Tony was flunking TV.
Tony'nin TV'den kaldığını sanıyordum.
Whether your girlfriend got pregnant or you're flunking TV or whatever the hell it is.
Sevgilin hamile kaldığında ya da TV'den kalırken ya da her ne haltsa.
- Probably flunking. Nothing to do except come here and chase girls.
Buraya gelip kızların peşinden komaktan başka hiçbirşey yapmıyorlar.
- I'm flunking out.
- Dersi geçemeyeceğim.
That reminds me of flunking a test...
Bilirsin, kelime çağrışımı.
- I'm flunking the class, Ray!
Sınıfta kaldım, Ray!
- You flunking haizi!
Sınıfta mı kaldın?
I know I'm the one that keeps flunking the P.I. exam... but when something like this happens... shouldn't you call the cops?
Dedektiflik sınavlarında kalan hep bendim biliyorum ama böyle bir şey olduğunda polis çağırmamız gerekmez mi?
- And the one flunking out is?
- Ve atılacak olan da...
I'd quit going, but I'm flunking senior bio and my teacher says I have "success issues".
Ama Biyoloji 4'te notlarım düşük ve öğretmenim, başarıyla ilgili sorunlarım olduğunu söylüyor.
It's not like you're flunking out of school.
Okuldan atılmayacaksın ya.
That's like posing nude for your art teacher and still flunking the course.
Resim dersinde çıplak poz verdiğin hâlde zayıf almak gibi bir şey. Sus lütfen.
You're flunking out of college.
Okulu asıyorsun.
Percy is flunking history.
Percy Tarih'ten çakıyor.
Well, I'm flunking math, and the other day I was a little attracted to Milhouse.
Matematikten kalıyorum ve geçen gün Milhouse'dan biraz hoşlandım.
Flunking out of college can be draining.
Tabi üniversiteden atılmak yorucu bir şey olmalı.
You're flunking out.
Okuldan çaktın.
And did you know that Laurie's flunking out of college?
Laruie'nin üniversiteden çaktığını biliyor muydunuz?
Look, I am flunking French, like tres flunking it.
Bak, Fransızcam trés kötü.
On the bright side, I won't have to suffer through flunking college.
İyi tarafından bakarsam, sınıfta kalmanın acısını çekmek zorunda kalmayacağım.
And where were you when your brother was flunking out of school?
ve kardeşin okuldan uzaklaştırıldığında neredeydin?
Flunking social studies.
Başarısız bir sosyal öğrencisi.
- And I'm flunking math.
Çocuğum. Ayrıca Matematik'ten kalıyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]