English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / Flushed

Flushed translate Turkish

762 parallel translation
You're looking flushed, Norma.
Kızarmış görünüyorsunuz, Norma.
Barging in here at dawn, flushed and starry-eyed and expect me to see rice and old shoes floating through the air...
Sabahın köründe gizlice girmeler, arzulu ve romantik bakışlar ve benim sevinçten havalara uçmamı beklemeler.
You are flushed.
Yüzün kızarmış.
They flushed us at dawn, sir, and I got this.
Günün ilk ışıklarıyla, efendim, ve yaralandım.
You're beautiful, standing there with your flushed cheeks.
Güzelsin, yanakların capcanlı duruyor.
One nice day Flushed with impatience
Güzel bir gün Heyecandan sabırsızsın
- Barnes flushed a polar bear.
- Barnes bir kutup ayısı gördü.
You do look flushed.
Yüzün kıpkırmızı.
Your cheeks are so flushed.
Yanakların kızarmış.
That's why it could not be born, and was just flushed away down the drain.
Bu nedenle dünyaya gelemedi, kanalizasyona akıp gitti sadece.
You have flushed away what would have been my child.
Çocuğumdan ne kaldıysa suyla süpürüp attınız.
Can be flushed from....
Tıkanıklığı açmak için...
You're all flushed.
Kıpkırmızı olmuşsun.
The river breeze feels nice on your flushed skin.
Irmağın esintisi kızarmış cildini iyi hissettiriyor.
Is my face flushed?
Yüzüm mü kızardı?
They've probably hidden an extra 1,000 bottles somewhere and feel flushed with victory.
Biryere mutlaka fazladan 1000 şişe gizlemişlerdir, ve zaferde çıkaracaklardır.
Would you feel better if I went around back... and flushed him out and you stayed out here and picked him off?
Ben arkadan dolaşıp onu bu tarafa sürsem... sen de burada kalıp onu yakalasan daha mı hoşuna giderdi?
You're all flushed.
Kıpkırmızı oldun.
At dawn she was so flushed I went to phone the doctor
Şafak vakti suratı iyice kızarınca, ben de doktoru aramaya gittim.
Of course, mrs. essence flushed hers Down the loo.
Bayan Esans kuşunu tuvalete atmıştı.
He flushed?
Sifonu mu çekiyor?
What do you mean, he flushed?
Sifonu çekiyor da ne demek?
He'll have flushed it down the toilet.
Tuvalete atıp sifonu çekmiş olmalı.
I flushed them down the toilet... some time ago.
Tuvalete attım hepsini bir süre önce.
That dame in Waukegan chopped up her husband and flushed him down the drain on their honeymoon.
Waukegan'daki şu balayında kocasını parçalara ayırıp kanalizasyona atana kadın mesela.
When they got bored, they flushed them.
Sonra onlardan sıkılıp tuvalete attılar.
Don't, and you get flushed like a cigarette butt down the loo.
Kımıldamayın, yoksa sakız gibi kuyunun dibine yapışırsın.
You're flushed.
Kızardın.
It blew up as she flushed.
Sifonu çekince patladï.
- You surely flushed.
- Kızardınız.
We've flushed the Quarry.
Taş ocağını kazıp çıkardık.
You flushed it over.
Hortumladın denize.
The covard who flushed out Smaug?
Smaug ile yüzleşen ödlek mi?
Once all his blood had been drained, a balanced salt solution was flushed through his circulatory system.
Tüm vücut sıvıları çekildikten sonra dengeli bir tuz çözeltisi dolaşım sistemine pompalandı.
And it just made my face all flushed and hot.
Her tarafımı alev sardı.
How do you know when you're flushed?
Sen bittiğini nasıl biliyorsun?
People are flushed all over the solar system.
İnsanlar güneş sisteminin her yerinde dolaşıyorlar.
Seeing as we flushed $ 2,800 of his hard-earned bucks it's Death Valley, son, believe me. - Some real tough guys.
2,800 doları çöpe attığımızı gördükten sonra sonumuz Ölüm Vadisi olacak, evlat, inan bana.
I flushed it, man.
Klozete döktüm.
And if I get home and you've flushed the car keys again, you've had it.
Eve geldiğim araba anahtarını yine tuvalete atmış olursan işin biter!
- I flushed $ 300 down the goddamn toilet!
- 300 doları lanet tuvalete döktüm!
They can survive being flushed down a toilet and enter by the same route.
Tuvalete atılıp üstüne sifon çekilse bile hayatta kalabiliyor.
After I killed that kid in the cellar, I used it to clean up the mess, and then... then I flushed it down there. You didn't kill anybody.
Çocuğu öldürdükten sonra, bununla kanları silip sonra da tuvalete attım.
And damn Jesus, he flushed the toilet!
Ama kahrolası Jesus sifonu çekti!
What do you want to be, flushed down the toilet like a goldfish?
Ne yapılmayı istersin, bir akvaryum balığı gibi tuvalete atılmayı mı?
- You feel a little flushed.
- Biraz kızarmış gibisin.
I want that slime flushed down the sewer.
Onları kanalizasyona yollamak istiyorum.
It is after 11 : 00 now, and Carlotta returns to the hotel room, flushed with the success of her masquerade.
Saat artık 23 : 00'ü geçmiştir. Carlotta başarılı taklidinden gurur duyarak otel odasına döner.
YEAH, I GOT TO TAKE THE WAGON IN AND GET THE RADIATOR FLUSHED.
Evet, arabayı alıp radyatördeki deliği tıkayacağım.
- I thought you flushed out the cellar.
Doğru.
- You flushed'em and I shot'em.
Sen oyaladın ben vurdum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]