Foam translate Turkish
1,038 parallel translation
Not foam, but bubbles.
Köpük değil, kabarcıklar.
Well, we have 28,000 cubic feet of Wintrex which is a new, white foam rubber which actually, on-screen looks more like snow than snow.
Elimizde 800 metre küp Wintrex var yani, perdede kardan daha gerçek görünen beyaz köpük.
Foam at the mouth and fall over backwards. Is he foaming at the mouth to fall over backwards, or falling over backwards to foam at the mouth?
Geriye düşmek için mi ağzını köpürtüyor ağzını köpürtmek için mi geri düşüyor?
With foam in his head.
- Etkafalı herif.
Give me some gel foam.
Jel köpük verin.
There's not enough foam.
Yeterli sabun var mı? .
Everything began to boil even harder, and foam appeared.
Herşey hızla kaynamaya başladı ve köpük belirdi.
You won't believe it, but he never let go, until the bartender was dying... on the street with foam coming out of his mouth.
İnanabiliyo musun, köpek adamı bırakmadı, bar sahibi ağzında köpüklerle... öylece yerde ölene kadar.
Fish slipping through the overly-thick algae caught in the iron bars of the sheetless bed reddened on the spearhead that rips the silk beneath the skin when the sea is receding with dead algae in the evening a black border edged in white foam.
Çarşafsız yatağın demir parmaklıkları arasında yakalanan balık son derece kalın yosundan kayıyor. Kızıla boyanan mızrak ucu, deniz çekilirken derinin altındaki ipeği deşiyor. Akşam ölü yosunla birlikte beyaz köpükte kara bir süs oluşuyor.
Only there's no foam in the mouth yet.
Ağzında köpükler eksik.
Get some foam on this thing.
Şunu kapamak için köpük getirin.
Get some foam on this thing.
Buraya hemen köpük getirin.
" By land, or sea, or foam
Karada ya da denizde...
" On land or sea or foam
Karada ya da denizde...
Where is it's foam?
Hani bunun köpüğü?
I present to you culinary foam.
İşte size "Kabarık Hamur".
Culinary foam!
Kabarık Hamur!
The kitchen, the foam, the orthopedic leg...
Mutfak, köpük, ortopedik bacak...
I wanted the foam... off his neck... not flesh, hide, horse hide.
Onun boynunu... tükürüklere boğmak istedim... Jill'in tenini değil, atın postunu.
Then the victim begins to sweat, to shake, to foam at the mouth. That's not so rare.
Kurban terlemeye başlıyor titriyor ve ağzı köpürüyor.
It is all foam.
Her tarafı süngerlemişsin.
- I need a shaving foam. Then go ahead.
- Desteğin gerekiyor.
Sure beats the foam domes round here.
Buradaki herkesi yaya bırakır.
# He'll fix you a drink that'll bubble and foam # # Dot dot da dot da # # And in a flash you will be home #
# O sana, kolayca bir çözüm bulacak # # dat dat da dat da # # ve çabucak seni evine yollayacak #
Throw out the foam, otherwise the food will lose its taste.
Köpüğünü dışarı atıyorum. Yoksa yemek tadını kaybeder.
An incessant shower of imperceptible droplets that quickly cover one's clothes with a watery foam, icy and penetrating.
Bilinmeyen damlacıkların sürekli duşu.. insanın kıyafetini sulu bir köpükle.. hızla örter, buz gibi teneffüs eder.
Just foam.
Yalnızca köpük.
It won't foam.
- Köpük kalmamış.
Espresso, with that beautiful foam.
Köpüklü nefis ekspreso.
To Athena they dedicated the Parthenon and on Cape Sunion they erected in honor of Poseidon, this doric temple of marble, dominating with its shining, splendid in its whiteness, above the steep rock... splashed by the surgy foam.
Athena'ya Parthenon'u adadılar. Ve Sunion Burnunda, Poseidon'un onuruna... kabaran köpüklerin yaladığı yalçın kayalıkların üstünde... ışıltısıyla hakim, beyazlığıyla görkemli... bu mermerden, dorik tapınağı inşa ettiler.
And what we call consciousness Is the foam that appears sporadically on the crest of the waves.
# Bilinç dediğimiz şey, dalgaların tepesinde... #... gelişigüzel görünen köpüktür.
So get in the van before I foam at the mouth and start blasting.
Bu yüzden ben kızıp seni vurmadan önce vana bin.
Foam the runway!
Pisti boşaltın!
He was dripping foam at the mouth.
Her tarafı kan içindeydi. Ağzından köpükler saçıyordu.
Don't foam into the Dommie P.
Aman salyaların şampanyaya akmasın.
A foam rubber pretty kitty.
Kauçuk vajina.
Uh, for those of you who do have allergies, you can request a foam rubber pillow.
Bunun için alerjisi olanlar, Köpüklü yastık isteyebilirler.
And you pour foam on us, right?
Ve bizi köpükle kapladınız, değil mi?
Foam insulation from our heating duct.
Isıtma kanalındaki yalıtım köpüğü.
I'll make myself a foam suit.
Kendime köpükten elbise yapacağım.
Her maid has prepared her a foam bath.
Hizmetçisi köpük banyosunu hazırlıyor.
Then her sensuous legs, until finally her whole body is caressed with foam.
Sonra seksi bacakları, ve sonunda bütün vücudu, köpükle kucaklaşıyor.
At the moment, it's made only of latex, but we'll use foam rubber and put wax underneath for the shoot.
Şu an, sadece ham kauçuktan yapılıyor, ancak, köpük kauçuk kullanıp, çekim için altına balmumu koyacağız.
♪ Blackadder, Blackadder, He saw the oceans foam ♪
# Blackadder, Blackadder # Okyanus köpüğünü gördü
Primo. Now all I gotta do is find an airport, get them to lay down some foam... and land. That's all.
Şimdi kendime bir havaalanı bulup zemine köpük kaplattıktan sonra inmeliyim.
A child's castle drifting in the foam.
Bir bebek öfkeyle köpürüyor.
I want an 8-foot length of rubber seal with foam backing.
2.5 metrelik arkası sünger lastik keçe istiyorum.
They're shooting the sequel to that movie Foam.
Köpük isimli filmin devamını çekiyorlar.
Listen Gaddafi doesn't foam at the mouth or anything.
Dinle. Kaddafi öyle öfkeli biri falan değil.
"He who has to beg for foam is doomed to be a beggar".
Bugün köpük için yalvaran yarın kapı önünde dilenir.
Can I use your foam?
Tıraş köpüğünü kullanabilir miyim?