Folly translate Turkish
527 parallel translation
"And I gave my heart to know wisdom, " and to know madness and folly.
"Çünkü çok bilgelik çok keder doğurur her kimin bilgisi artarsa acısı da artar."
It would be folly to reject what Siegfried offers you as a brother and Kriemhild is worth more than all the gold in the world!
Siegfried'in bir kardeş olarak size teklif ettiğini reddetmek aptalca olur ve Kriemhild, dünyadaki bütün altınlardan daha değerli!
Love thrives on hope And a touch of folly
Aşk umutla yeşerir ve deliliğin dokunmasıyla
- Sheer folly on your part.
- Kesinlikle yanılıyorsunuz.
Damn Mrs. Pearce, and damn the coffee, and damn you and damn my own folly... in having lavished hard-earned knowledge... and the treasure of my regard and intimacy... on a heartless guttersnipe!
Bayan Pearce'e de, kahveye de, sana da lanet olsun ve... zor kazandığım irfanımı, değerli sevgimi... ve dostluğumu kalpsiz bir afacana harcadığım için... aptallığıma da lanet olsun!
I will not listen to your ignorance and folly... which incapacitates you for any further views in relation to bulls.
Senin insanın sabrını zorlayan... boğalar hakkındaki aptalca ve cahil laflarını dinlemicem.
Maybe a talk will convince him of his folly.
Konuşup... -... aptallık ettiğini söyleyebilirsin.
It is folly to stand against the mighty wraith of the Fuhrer.
Führer'in muazzam gazabıba karşı gelmek aptallıktır.
- That was the folly of youth, sir.
- Bir gençlik hatasıydı efendim.
It's folly to dream of such a position.
Böyle bir görevin hayalini kurman aptallık.
If you persist in your folly, this haven will never again be open to you.
Ama aptallığında ısrar edersen... bu sığınağın kapılarının sonsuza dek yüzüne kapanacağı konusunda seni uyarmalıyım.
There's no standing between a fool and his folly.
Bir aptalla budalasının arasında durulmaz.
Dorian gray had never heard the praise of folly so eloquently expressed.
Dorian Gray aymazlığın bu kadar ustaca ifade edildiğini hiç duymamıştı.
Common sense and folly lead us to as many sins.
Sağduyu ve akılsızlık... bizi pek çok günaha sürekler.
- It's not like me to give in, dear, but sometimes fortitude is folly.
- Boyun eğmek bana yakışmaz, hayatım, ama bazen metanet aptallıktır.
In him, the elements had fused greatness and weakness strength and folly.
Bu kişide büyüklük ve zayıflık, güç ve akılsızlık bir aradaymış.
But mine is the greater folly, for I am an older fool.
Yaşlı aptal ben olduğuma göre, benim ki daha büyük bir aptallık.
What folly.
Ne çıIgınlık.
Well, if you're lucky, you might get off with, now, let me see a couple of years, which you will spend in Holloway prison meditating on the folly of transmuting melodrama into real life.
Şansın varsa iki yıl ile paçayı kurtarır Holloway hapishanesinde yatarken tiyatroyu gerçek hayata uygulamanın aptallığını düşünürsün.
May his name survive his folly. His folly?
- Adı aptallığıyla anılmasın.
Stanton's folly!
Stanson'un çatlaklığıymış!
Cannot repentance wipe out an act of folly?
Tövbe etmek bir hatayı ortadan kaldırmaz mı?
- It would be the very height of folly.
- Büyük bir budalalık olur.
Utter folly. A ship lying in darkness this way.
Tamamen delilik, gemi karanlıkta yüzüyor.
My means no longer permit such folly.
Kaynaklarım artık böyle çılgınlıklara izin vermiyor.
You will too, when you see your own folly, and the triviality of your illusions.
Sen de, kendi aptallığını ve hayallerinin saçmalığını anladığında bunu yapacaksın.
To win the war and lose the peace is folly.
Savaşı kazanıp, barışı kaybetmek eşekliktir.
Anything that has overtaken me is a direct result of my own folly.
Başıma gelen her şey kendi aptallığımın sonucudur.
His folly in abducting the great Tartar Chief's daughter has aroused his people against him.
Ama halkının rızasını almadan Tatar şefinin kızını alıkoydu.
What folly do I hear?
Yoksa savaş mı var?
Let him be buried with the other victims of human greed and folly.
İnsan açgözlülüğü ve aptallığının diğer kurbanlarının yanına gömülsün.
The terrible folly Of such suffering
Bu çekilen korkunç ahmaklık.
So I cannot persuade you of the folly in naming Miki's son as heir to the throne of this castle?
Demek ki kalenin tahtı için Miki'nin oğlunu varis göstermenin ne kadar saçma olduğuna inandıramadım seni.
For those who are seriously ill, for those in peril of their lives, for those who are in trouble through their own folly.
Ciddi hastalığı olanlara, Yaşamları tehlikede olanlara, Aptallıklarından dolayı başları dertte olanlara.
Folly is set on great heights, and that which has been done is that which shall be done.
Bir delilik beni esir aldı,... ve yapılması gereken neyse, ben de onu yaptım.
Tomorrow they will learn the cost of their terrible folly... their treason.
Yarın korkunç hatalarının, ihanetlerinin... maliyetini öğrenecekler.
I wanted to know too much and I'm paying for my folly.
Çok fazla bilmek istedim ve aptallığımın bedelini ödüyorum.
I freed him from the pit dug by his folly.
Onu, kendi aptallağınca kazılmış cehennem çukurundan kurtardım.
Flying with him is the congressional watchdog of the budget penny-pinching congressman Llewellyn Parker who had fought a losing fight against what he had termed "Nelson's Folly."
Uçakta Kongredeki bütçe bekçisi, cimri Kongre üyesi Llewellyn Parker da var. Onun deyişiyle "Nelson'un çılgınlığı" na karşı daha önce savaşmış ama kaybetmişti.
Will the final test on the U.S.O.S. Seaview turn it into "Nelson's Folly" or will it be another triumph of a great man a great inventor who, despite his oddball reputation may yet emerge as the predominant scientific genius of our time?
USOS Seaview'deki bu son test "Nelson'un çılgınlığı" na mı dönüşecek yoksa, garip ününe rağmen, çağımızın en önemli bilimsel dehası sayılan bu büyük insan, büyük mucidin yeni bir zaferi mi olacak?
And just remember, they hold the purse strings to this "folly" of ours.
Unutma, bu "çılgınlığın" finansı onlardan.
Renounce your folly!
Bu saçmalıktan vazgeç!
It is here now, the supreme folly, this is its hour.
İşte burada, ilahi eşeklik... işte bu, oun saati.
Damn my own folly for having lavished my hard-earned knowledge and the treasure of my regard and intimacy on a heartless guttersnipe!
Zorluklarla kazandığım bilgimi ve onca ihtimam ve samimiyetimi... kalpsiz bir sokak kızına harcadığım için aptallığıma lanet olsun!
Now, gentlemen, come and see my latest folly.
- Şimdi, baylar, gelin ve görün benim son aptallığımı.
Don't buy it. It's sheer folly.
- Onu satın almak, halis bir ahmaklıktır.
Pure folly on my part.
Benimki tamamen ahmaklık.
I solemnly believe that the price of such a folly... would be far more than mankind could afford to pay.
Böyle bir aptallığın bedelinin insanoğlunun ödeyebileceğinden çok fazla olacağına kesinlikle inanıyorum.
"of fools is folly."
"ahmakların eğitilmesi ahmaklıktır."
I didn't want it to be known by the King's future mistress, but I saw no other way of diverting you from your folly.
- Bunu bilmeyi ben istemedim Kral'ın gelecekteki metresi, ama ben akılsızlığından vaçgeçmen için, başka bir yol göremedim
This is folly, gentlemen!
Bu çılgınlık!