English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / Fondling

Fondling translate Turkish

110 parallel translation
He'll start fondling you.
Seni okşamaya başlayacak.
- Now, look here. I've had a lot of experience fondling...
Senin gibi oynak, genç kızlarla çok şeyler yaşadım.
Fondling my breasts.
- Göğüslerimi okşuyordu.
In a dark corner he began fondling me and wouldn't stop!
Karanlık bir köşede bana dokunmaya başladı. Bunda çok ısrarlıydı.
No, no vague fondling, Alexandre...
Nafile okşayışları bırak, Alexandre.
So, you're just here fondling vegetables?
Ee, sanırım burada sebzeleri okşuyorsun?
If you weren't behaving like such a horse's rectum we could've been touching and fondling all day until about 5 : 00 when I got to go to rehearsal!
Bu sabah da bu kadar şirretçe davranmamış olsaydın,.. ... bütün günü sevişerek geçirebilirdik. 5'e kadar tabii.
Maxwell, stop fondling her instep.
Bence kötü değil. Maxwell, kızın bileğini okşamayı kessene.
For all I know, right at this moment he could be fondling my fiancee.
Tam şu anda nişanlımı okşuyor bile olabilir.
You may find this hard to believe, but fondling you while you make pee-pee, is not my idea of a good time.
Buna inanmayabilirsin ama, işerken seni okşamak, benim güzel zaman geçirme fikrim değildi.
And who did I heard you say was fondling you in the men's room?
Peki seni erkekler tuvaletinde okşayan kimdi?
Sitting there in my natural hair color, fondling a dead fish.
İşte, hayatımı nasıl geçirmek istediğimin tarifi. Saçımın doğal rengiyle burada oturup ölü bir balığı okşayarak.
You will often fondle me, thinking you're fondling [I ] the other! [ / I]
Başkalarına sarılırken bana sarıldığını hayal edeceksin.
Did you notice that last night he wasn't studying road maps and fondling his car keys like usual?
Dün akşam, her zamanki gibi yol haritası incelemedi ve anahtarlarını okşamadı dikkat ettiyseniz.
Mr Gittes was fondling the private parts of a vice officer in the men's room of the Green Parrot.
Bay Gittes'in, Green Parrot'ın erkekler tuvaletinde bir ahlak polisinin mahrem yerlerini ellediği.
This position is also conducive to passionate eye contact breast fondling and, if the woman bends her knees or wraps her legs around her partner, deeper penetration and G-spot stimulation.
Bu poziyon aynı zamanda tutkulu göz temasına ve göğüslerin okşanmasına imkan verir, kadın dizlerini kırar ya da erkeğin beline dolarsa, maksimum girişe ve G-noktası uyarımına ulaşır.
Soon, he starts moving his hands around her grabbing her touching her fondling her, groping...
Sonra ellerini vücudunda dolaştırmaya başlıyor. Ona sarılıyor. Ona dokunuyor.
With a high-voltage anti-fondling device.
Elektrik akımı veren bir alet ile birlikte.
He's fondling one of the guests.
Müşterilerden biriyle uğraşıyor.
Look, I suppose you're wondering, does she go around fondling genitalia all the time?
Bak, herhalde merak ediyorsun, sürekli gidip üreme organı mı okşuyor diye.
He was fondling her behind!
Onu arkasından okşuyordu.
It's not the fondling I mind, it's the movie!
Aklımdan geçen sevgi değil, bu bir film!
They're fondling and kissing.
Birbirlerini alenen okşayıp, öpüşüyorlarmış.
Can you tell us the technical, or "psycho-sexual" term, if you will... for fondling a stranger?
Bir yabancıyı okşamayla ilgili teknik ya da psiko-seksüel terimi söyleyebilir misiniz?
Fondling? What?
Okşayarak mı?
In Italy there's a lot of fondling, too.
Doğru, zaten orada çok sarkıntılık ediyorlar.
- On the forehead, and no fondling.
- Alından öpücük, ellemek de yok.
Some of these products... brought on an increase... of sexual behavior, to the point where... only self-fondling and the virile act occupied him... affecting concentration... his nervous system... and his working efficiency.
Bu ürünlerden bazıları aşağıda imzası bulunanın cinsel davranışlarında kendi kendini okşama derecesine kadar artışa sebep olmuş cinsellikten başka bir şey düşünemez olması konsantrasyonu ile sinir sistemini ve iş verimini etkilemiştir.
listen laurent, little fondling games under the table or between doors don't do it for me.
Bak Laurent, masa altında ya da kapı aralarındaki küçük okşama oyunları bana göre değil.
Fondling who knows what.
Neleri ellediğini kim bilir.
Not fondling, unwarranted advances. Rape!
Elleme değil, parmak atma değil sürtünme değil... tecavüz!
Third-degree sexual misconduct for fondling?
Metroda sarkıntılık gibi üçüncü dereceden, cinsel kötü davranıştan mı?
Your job is to get him a lesser charge of fondling.
- O benim işim. Senin işin onun sarkıntılık suçundan az ceza yemesini sağlamak.
- fondling my remote control.
- Uzaktan kumandama sarılacağım bir gece.
Tell her to stop fondling me.
Beni okşamayı kesmesini söyler misiniz.
- You must stop fondling him.
- Onu taciz etmeyi kesmelisiniz.
You always get your kicks fondling women's shoes?
Her zaman bütün işlerini kadın ayakkabılarını okşayarak yapıyorsun?
She said she saw you fondling Lily in her own bed.
Lily'i onun yatağında okşadığınızı gördüğünü söyledi.
No sucking, no fondling.
Hepsi yasak.
He was fondling my- -
O fazla üsütüme geliyor- -
Lie around fondling moonbeams, being a lord of leisure.
Belki boş vakitler efendisi olarak, ayışığının tadını çıkarakak aylaklık ederim.
For all you know, you've spent your life fondling little boys.
Hepiniz biliyorsunuz, hayatınızı küçük çocukları okşayarak harcandınız.
This position also is very convenient for fondling the balls, both inserts of various toys in his anus,
Ayrıca bu pozisyon, taşaklara erişimi kolaylaştırırken, anüs için tasarlanmış oyuncaklar içinde fırsat verir.
Come on. Dan, stop fondling yourself and get your cigars!
Haydi Dan, kendini okşamayı bırak ve sigaranı al!
- You see Hank fondling Edith every second?
- Hank'in her saniye Edith'i okşadığını mı gördün?
Either way, there'll be some serious fondling.
İkisinde de ciddi derece de okşama oluyor.
- I'm air-fondling Dr Miller's boobies. Who's with me?
Hayır, Doktor Miller'in göğüslerini okşuyorum, çak bir beşlik?
SOON AS I'M DONE FONDLING MY NEW CLUB, YOU'RE NEXT.
Yeni sopamı ellemeyi bitireyim, sırada sen varsın.
It's the ridiculous animals like you who no sooner have... they begun fondling their own genitalia begin to question their man hood.
Senin gibi salak hayvanlardır aletini okşamaya başlayıp erkekliklerinden şüphe edenler.
- How they keep fondling us.
- Nasıl da hoşlarına gitti, değil mi?
Kissing probability, 60 %. Fondling, 80 %.
Öpüşme olasılığı % 60, okşanma olasılığı % 80.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]