Fost translate Turkish
64 parallel translation
Yes, but they said that the airport in Ugandaa fost complet schimbat!
Biliyorduk, ama o zamandan beri Uganda'daki durum tamamen değişti!
Am fost împreunã 16 ani.
Biz tam 16 yıldır birlikteyiz.
"The Band" a fost împreunã 16 ani.
The Band tam 16 yıldır birlikte.
De ce ati ales "Winterland", în San Francisco din moment ce timp de 16 ani ati fost tot pe drumuri?
16 yıldır yollarda olduğunuz halde konseri neden San Francisco, Winterland'de veriyorsunuz.
"Winterland" a fost primul loc în care formatia a cântat ca "The Band".
Winterland, bu grubun grup olarak ilk sahneye çıktığı yerdi.
A fost un fel de...
Bu bir tür...
ai sãptãmâna a trecut si a fost putin deprimant.
O hafta öyle devam etti ve sanırım biraz da sıkıntılıydı.
Poate sfârsitul unui ciclu, sau o coincidentã, dar se pare cã asta a fost tot.
Ne olduğunu bilmiyorum. Belki yılların bağlantısı ya da sadece tesadüf. Ama görünüşe göre olay buydu.
Noi am fost "The Hawks".
Evet, biz o ünlü The Hawks grubuyduk.
Totul a fost excelent, linistit.
Her şey yolundaydı. Çok iyi gidiyorduk.
A fost... a fost extraordinar.
Bu... Bu harikaydı.
Da, New York a fost un soc.
Evet, New York, yetişkinlerin bölgesiydi.
A fost un oras într-un format gigant.
Yetişkinlerin dozundaydı.
- Cum a fost cu femeile si cu drumurile?
- Yollardaki kadınları anlatsanıza.
Acesta trebuie sã fi fost motivul pentru care, probabil, ne aflam mereu pe drumuri.
Sanırım yola çıkma nedenimiz de buydu.
Odatã am fost acolo, nu mai stiu pentru ce, si am hotãrât sã mergem sã vizitãm una din legendele acelui oras,
Bir keresinde oraya gitmiştik ve bir şekilde o kasabanın efsanevi isimlerinden birini bulmaya karar verdik.
A fost grozav.
Olağanüstüydü.
Câteva luni mai târziu am primit o scrisoare de la impresarul sãu, sau cine o fi fost, anuntându-ne decesul lui.
Birkaç ay sonra, menajerinden ya da her kimse, birinden bir mektup aldık. Onun öldüğünü söylüyordu.
Aceasta a fost camera centralã de control...
Burası ana kontrol yatak odası.
Garth ( Hudson ) a fost unul dintre cei mai buni cântãreti din câti am cunoscut.
Garth şimdiye kadar tanıdığımız en olağanüstü müzisyendi.
În fapt, tinând cont de unde se trãgea si de educatia sa muzicalã, dacã a intrat într-o formatie rock-and-roll pentru pãrintii sãi, într-adevãr a fost un salt din lac în put.
Nedeni şuymuş : Geldi ve aynı zamanda müzik eğitimini aldığı yerde ailesine bir rock'n roll grubuna katılacağını söylemesi onlarda soğuk duş etkisi yapabilirmiş.
Unul dintre acestea a fost Walcott's Rabbit Foot Minstrels.
Biri Walcott'ın Tavşan Ayağı oyunuydu.
Cântecele vor fi fost putin mai "dulci" si glumele, putin mai amuzante.
Şarkılar biraz daha ilginçleşmeye ve şakalar da daha komikleşmeye başlardı.
În modul acesta au fost inventati o multime de pasi si stiluri de rock-and-roll.
Onlardan bir sürü rock'n roll yürüyüşü, adımı ve hareketinin çıktığına eminim.
Când au arãtat asta restului lumii, a fost ca si cum aceastã fiarã necunoscutã ar fi scãpat din cusca sa, ca si cum aceastã muzicã ar fi fost opera diavolului.
Bu yüzden bunu dünyanın kalanına açıkladıklarında sanki ortaya ne olduğu bilinmeyen bir canavar çıkmıştı. Şeytanın yolladığı tuhaf bir müzik gibiydi.
Drumul a fost scoala noastrã.
Yollar bizim okulumuzdu.
Dr. Norm Fost is a professor of medical ethics with a research focus on performance-enhancing drugs.
Dr. Norm Fost performans arttırıcı kimyasallar hakkında araştırma yapmış bir tıp etiği profesörü.
And where are Fost and Frankie with my mattress?
Frost ve Frankie nerede kaldı?
And I need to tell Fost.
Frost'a anlatmam gerek.
A small selection - - Frankie or Fost.
Küçük bir seçme ama - - Frankie mi Frost mu.
So, Jane and detective Fost can't hook up?
Yani, Jane ve Dedektif Frost takılamazlar mı?
I - - Well, Frankie and Fost are all over her.
Frankie ve Frost, bu kıza baya baya aşık oldu.
So the two guys I can think of is Fost and Frankie, hmm?
Yani, o birkaç polis Frost ile Frankie mi?
You'll be brought up on charges, and Frankie's gonna lose his shot at homicide, and Fost will get transferred.
Bütün suçu sana atıcaklar ayrıca Frankie de cinayet masasına giremeyecek ve Frost da başka bölüme geçecek.
And you, too, Fost.
Sen de, Frost.
Hey, maybe you'll get a new neighbor and Frankie and Fost will help you move this mattress to your bedroom.
Belki, yeni bir komşu taşınır ve Frankie ile Frost yatağını odana taşımana yardım eder.
And the twins, who we fost-adopted when they were five.
Ve beş yaşlarındayken evlât edindiğimiz ikizler var.
- I'm gonna call it "Fost and found," so Foster kids can find each other and communicate.
- İsmi "Fost ve Found" olacak evlatlık çocuklar birbirini bulabilecek ve iletişime geçebilecekler.
It's called "Fost and Found."
Adı "Fost ve Found." ( "Koruma ve Bulma" )
- "Fost and Found?"
- "Fost ve Found mu?"
Fost and something, and he didn't like it, at all.
Fost ve birşey... ve bunu hiç beğenmedi.
But maybe you could post on "Fost and Found," get people talking?
Ama sen bunu "Fost ve Found,"'a gönderirsen belki konuşulmasını sağlarsın?
And I can get you in front of the people who need to hear your message, and I have the resources you're gonna need to expand "Fost and Found."
Seni, mesajını duyurmak istediğin, insanların önüne çıkartıp,... "Fost ve Found" için gereken kaynakları genişlettirebilirim.
Afterwards this woman came up to me and told me that she wants to invest in "Fost and Found," and she wants me to be, like, a spokesperson or something.
Sonrasında şu kadın geldi ve "Fost ve Found"'da yatırım yapmak istediğini söyledi ve benden bu iş için sözcü gibi birşey olmamı istedi.
You're now officially an administrator for "Fost and Found."
Artık resmen "Fost ve Found."'un yöneticisisin.
So, what else is going on with Fost and Found?
Ee, Fost ve Found'da neler oluyor başka?
She had a photoshoot for Fost and Found.
Fost ve Found'un fotoğraf çekimindeydi.
Oh my god, your pictures are already up on Fost and Found.
Aman Allahım, fotoğrafların şimdiden Fost ve Found'a yüklenmiş.
Can you track the location of someone who's messaging me on Fost and Found?
Bana Fost ve Found'dan mesaj gönderen birinin yerini tespit edebilir misin?
- Da, dar a fost...
- Evet, ama başka şeyler de vardı...
Am fost in Belzec.
- Belzec'te.