English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / Frauds

Frauds translate Turkish

173 parallel translation
Speaking generally, I consider doctors a pack of frauds.
Genel olarak, doktorların sahtekarlar sürüsü olduğunu düşünürüm.
Don't pretend to be so surprised either, you two old frauds.
Bu kadar şaşırmış numarası yapmayın sizi kurnaz ihtiyarlar.
I caution you to carefully study the syllabus and familiarise yourselves with the Statute of Frauds.
Dersinize çok iyi çalışıp Ceza Kanunu'nu iyice öğrenmenizi istiyorum.
But I could cite one case among a thousand other frauds, of old bank notes unpaid from savings then resold at three or four percent of their face value reassigned to good funds and reimbursed in full.
Ama diğer binlerce dolandırıcılık arasında bir davadan bahsedebilirim, tasarruflardan ödenmemiş eski banknotların görünür değerlerinin yüzde üç veya dördüyle yeniden satılıp fonlara yeniden ve tam olarak aktarılması.
The years of national corruption, and soup kitchens, ignominious frauds, and assassins paid by the committee.
Ulusal yozlaşma ve aş ocakları aşağılık dolandırıcılar ve komitenin idamları çağı.
Calculating swindlers, Prevaricating frauds
İçten pazarlıklı dolandırıcılar Sözüne güvenilmez sahtekarlar
He's a phony, an opportunist, and his products are all frauds.
Adam bir sahtekar, fırsatçı ve sattığı ürünlerin hepsi kandırmaca.
Maybe you need somebody to hold your hand. Okay, this article has a very interesting relationship... to the statute of frauds... which I thought we should get into today.
Tamam, bu makalenin bugün de karşılaşabileceğimiz... sahtekarlık durumuyla ilgi çekici bır ilişkisi var.
Okay, the statute of frauds was passed in 1677.
Tamam, sahtekarlık vakası 1677'de oldu.
It was called An Act for the Prevention... of Frauds or Perjuries.
Adı "Yalancı şahitlik sahtekarlığının önlenmesi yasası" "Hazır değilim" dedim.
The statute of frauds is, in some form or another... the law in almost every state in the union.
Benzer sahtekarlık durumları, devletin neredeyse... bütün eyaletlerinde kanundur.
Here's the original notes he wrote... on the article about statute of frauds.
Bak, Sahtekarlık Kanunu makalesi... hakkında tuttuğu notların aslı burada.
I suggest that you particularly address yourselves... to the original text of the statute of frauds... and the uniform commercial code.
Sizlere önerim, özellikle... sahtekarlık durumlarının esas metnine ve... ticaret kanununa ağırlık vermenizdir.
The triumphs and the frauds... the treasures and the fakes.
Zaferler ve hileler... Hazineler ve taklitler.
99 percent are utter frauds.
Yüzde 99'u saf dolandırıcı.
Hardly, my Lord. I suggest we send for the Constable. British jurisprudence deals severely with frauds and pretenders.
Polise haber verelim İngiliz adaleti sahtekarlara ne der bakalım
Say that you refuse to live this life of shams, lies and frauds.
söyleyin red ediyorum deyin bu hayatın utancını, yalanlarını ve sahtekarlığını.
They're dangerous frauds, Carla.
Onlar tehlikeli düzenbazlar, Carla.
They're ready to blow the lid off one of the slickest multimillion dollar frauds ever perpetrated on the American people.
Amerikan halkı üzerinde suç işlemiş... en büyük multimilyoner dolandırıcının... foyasını ortaya çıkarmak üzereler.
And the last thing we need is for him to be associated with two-bit frauds and publicity hounds like you and your friends.
Sahtekarlar ile görülmesine hiç ihtiyacı yok hele senin ve arkadaşların gibi basın meraklılarıyla.
Your Honor, ladies and gentlemen of the audience, I don't think it's fair to call my clients frauds.
Sayın Yargıç seyircideki baylar ve bayanlar müvekkillerime sahtekar demek hiç doğru değil.
Sooner or later people like that are exposed as frauds.
İnsanlar er ya da geç bu tip hilebazları açığa çıkarırlar.
But we were frauds.
Hepimiz birer sahtekârdık.
My son has no involvements with any black frauds.
oğlumun hiçbir zenci tanıdığı yok.
You frauds! Huh?
Blöf yapıyorsunuz.
You frauds!
Sizi sahtekarlar!
Charlie, from what I understand, it's just this bunch of frauds showing off an erudition they didn't really have.
Anladığım kadarıyla bunlar ellerinde kanıt olmayan bir... sürü ukala.
- The problem is it seems I was one of those frauds.
Sorun onlardan biri olmam.
Checked out funny claims, frauds... the usual kind of thing.
Saçma iddiaları, sahtekârlıkları falan kontrol ederdim.
I have a problem with frauds.
Ben sahtekârları sevmem.
Half of these media shrinks are frauds.
Bu medya psikiyatristlerinin yarısı dolandırıcıdır.
And these frauds, these traitors - they know who they are.
Ve bu sahtekarlar, bu hainler, kim olduklarını biliyorlar.
All of the victims have been so-called stigmatics, and all of them have been frauds like the reverend here.
Kurbanların hepsi Stigmatik denilen türdeydi,... ve hepsi de buradaki rahip gibi sahteydiler.
Either we're dealing with a psychotic religious fanatic who's hell-bent on exposing these kind of frauds or a less programmatic psycho who harbors a murderous resentment towards the church, or maybe it's just a very disgruntled altar boy.
- Karşımızda ya bu sahteliği açığa çıkarmak isteyen psikopat bir dini fanatik,... ya da Kiliseye karşı cinayetle tövbe eden bir başka psikopat var. Veya belki sadece çok ezik bir rahip yamağıdır.
We have evidence for the court! The girls are frauds!
Mahkemeye kanıt getirdik.
The girls are frauds!
Kızlar sahtekar!
We're both a couple of frauds.
ikimiz de sahtekäriz.
First, we should research the statute of frauds for prenups. When was the divorce?
Yapmamız gereken ilk şey, evlilik öncesi sözleşmelerin geçerliliğini araştırmak.
The truth is, we're both frauds.
Gerçek şu ki, her ikimiz de sahtekarız.
Be warned. They're quite, quite dangerous to the mind, these Asian frauds.
Bu arada bunlar insan aklı için oldukça tehlikelidir.
Each day these frauds and their sons have their hands in your pockets and your ass.
Her gün bu Freudlar ve oğulları ellerini ceplerine ve sizin götünüze sokarlar.
The poseurs, the frauds.
Züppeler Sahtekârlar
Frauds don't get any bigger.
Sahtekrarlık ortaya çıktığı için bu daha fazla devam etmedi.
My parents are total frauds.
Anne-babam tam bir sahtekâr.
We asked for the most powerful witches of all time, and instead we get powerless frauds.
Bütün zamanların en güçlü cadılarının istedik ama onun yerine güçsüz sahtekarları aldık.
Okay, I know you're a little disappointed, but "frauds" is a little harsh, don't you think?
Tamam, biliyorum, biraz hayal kırıklığına uğradınız "sahtekarlar" ın biraz ağır olduğunu düşünmüyor musun?
- The "powerless frauds" part?
- "Güçsüz sahtekarlar" mı?
There are frauds in politics.
Siyasi hayatın içinde dalavereciler de var elbette.
-... who only later prove to be frauds.
... ve sonradan hilebaz olduğu anlaşılanlar da var.
All these charities are frauds, raking it in.
Ona inanma, ancak borçlar ödenince Çalışabileceğiz Bu sadakat işi soygundan Başka bir şey değil
We've got a statute of frauds problem.
Newman's'ta sonsuza dek Noel Baba olacağım belliydi ve...
fraud 173

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]