Frederick translate Turkish
1,475 parallel translation
Frederick. Frederick.
Frederick!
My father is Frederick Hoffman.
Babam Frederick Hoffmann'dır.
It's just the two of us now, Frederick.
Artık sadece ikimiz kaldık, Frederick.
I am the daughter of Frederick Hoffman.
Ben Frederick Hoffmann'ın kızıyım.
Frederick?
Frederick!
Frederick!
Frederick!
- Yes. - And with Frederick. I'm trying to be strong.
Lilli hala kayıp ve Frederick güçlü olmaya çalışıyorum.
- I'll tell Frederick you called.
Geldiğini Frederick'e söyleyeceğim.
Frederick's life... for his.
Onunkine karşılık Frederick'in hayatı.
Hello, Frederick.
Merhaba, Frederick.
I have seen our child, Frederick.
Çocuğumuzu gördüm, Frederick.
Frederick, Johnson, I want those people off the steps now!
Franklin, Johnson, merdivenleri boşaltsınlar!
D'Agosta. Victim's name is Frederick Ford.
Kurbanın ismi Frederick Ford.
I don't know anything about boats from Brazil, but it's obvious to me that this man killed Frederick Ford.
Brezilya'dan gelen gemi hakkında hiçbir şey bilmiyorum ama bu adamın Frederick Ford'u öldürdüğü ortada.
He helped them win their war against Frederick Douglass and freed the Hebrews from Napoleon and discovered France.
O, Frederick Douglass'a karşı olan savaşın kazanılması için onlara yardım etti ve Napolyon'un elinden İbranileri kurtardı ve Fransa'yı keşfetti.
Oh, Dad, Lilith mentioned that she was gonna be joining Frederick on his next visit.
Baba, Frederick'in bir sonraki gelişinde Lilith de ona katılacakmış.
You know, Lilith actually told me the other day that Frederick has taken to lying.
Lilith bana geçen gün "Frederick yalan söylüyor" dedi.
Well, apparently, she was driving him and two of his friends over to a Junior Mensa meeting.
Frederick ve iki arkadaşını küçükler için Mensa toplantısına götürüyormuş.
I remember the first night I brought Frederick home from the hospital.
Frederick'i hastaneden eve getirdiğim günü hatırlıyorum.
- What? - Frederick's coming to visit this week.
Ne?
He went out with his grandfather for an early morning walk.
- Günaydın Frasier. Frederick kalktı mı?
- Yeah. So, what do you have in store for Frederick this visit?
Uzun bir akşamdı.
We're gonna go whale-watching, the planetarium, and Roz is helping me arrange a tour of Microsoft.
Frederick için neler hazırladın? Balinaları izlemeye ve gökevine gideceğiz.
Someone's running for Dad of the Year.
Frederick oraya gitmeyi özellikle istedi.
- Well, Saturday. FREDERICK :
Microsoft'a ne zaman gidiyoruz?
- Hello, Frederick.
Merhaba Daphne.
- Oh, really. I got a present for you.
- Frederick, erkek arkadaşım
And this morning I heard this soft little knocking at my door, and it was Frederick, asking if he could climb into bed with me.
Bu sabah odamın kapısı çalındı. Frederick'ti. Yatağına girebilir miyim, diye sordu.
Look, here's Frederick.
Ne kadar hoş.
And here I am.
Bu Frederick.
FREDERICK : Wee!
Sıkı tutun.
I finally got a call from Scott Blankman- - Roz... Frederick, talk with Bulldog for a minute.
Kötü haber demişken Scott Blankman beni aradı Frasier.
- I have to discuss something with Roz.
Frederick, Buldog'la konuşun biraz.
FREDERICK : Okay. Oh, yeah, no problem.
Roz'la bir şey konuşacağım.
He'll be so disappointed.
Frederick'e nasıl söylerim bilemiyorum.
Frederick, you know, this is your vacation.
Bu işe karışma. Frederick, bu senin tatilin.
Look, I was about Frederick's age when... Well, I came home.
Frederick'in yaşındaydım.
It's Frederick I'm worried about. He's still at that age where he thinks his father can do anything.
İş arkadaşlarımın önünde kötü oynasam da sorun değil.
Well, come on, Frederick. Let's go get some hot chocolate. FREDERICK :
Seninle Daphne'nin arasında oturacağım.
The only thing he asked for was a tour of Microsoft.
Frederick ziyaretime geliyor. Benden tek isteği ona Microsoft'u gezdirmem.
Is Frederick up yet?
- Niles.
I went through my old albums this morning and found photos of us when we were Frederick's age.
- Dedesiyle yürüyüşe çıktı.
- Oh, Lord. - Thought he might find them amusing. Oh, here.
Bu sabah eski albümlere baktım ve Frederick'in yaşlarındayken çekilmiş fotoğraflarımızı buldum.
Hello, Frederick.
- Merhaba Niles amca.
My, aren't you getting big.
- Merhaba Frederick.
Tell your dad what you saw in the park with Eddie.
Merhaba Frederick.
- Frederick's my boyfriend.
Merhaba Daphne.
Come on, Frederick, let's go hang this on the fridge. FREDERICK : Okay.
- Gel Frederick, buzdolabına asalım.
Well, I don't look forward to telling Frederick.
Scott biz ayrıldıktan sonra Microsoft'dan çıkmış.
FREDERICK :
Frederick.
Every child, at some point, must discover
Frederick'i düşünüyorum. Babasının her şeyi yapabileceğini düşündüğü bir yaşta.