English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / Freelancing

Freelancing translate Turkish

81 parallel translation
Him and Hank and Jimmy and Bobby, they all had close relations blown away by Ruiz for freelancing.
Hank ve o, ve Jimmy ve Bobby, birbirlerine çok yakındılar, Ruiz yüzünden serbest çalışmak zorunda kalmadan önce...
- Freelancing?
- Serbest çalışmak mı?
Graphics, ads, freelancing.
Grafikler, reklamlar, serbest çalışma.
But i'm freelancing today.
Fakat bugün serbest çalışıyorum.
Trask, your reckless freelancing... is jeopardizing the integrity of the entire Bureau 39 operation.
Trask, umursamazca kendi başına yaptığın işer tüm büro 39'u tehlikeye atıyor.
You stop freelancing, join my staff.
Serbest çalışmayı bırakıp ekibime katılmaya ne dersin?
And the next thing we know, it's freelancing. Probably.
Belki de yapacağımız diğer şey serbest çalışma olur.
Well, this squad doesn't have enough bodies for you and your partner to go freelancing.
Bu birimde yeterince ceset yok mu ki başınıza buyruk çalışıyorsunuz?
Now is not the time to be freelancing.
Şu anda serbest çalışmanın zamanı değil.
I was freelancing for a subcontractor, I...
- Bir işveren için bağımsız olarak çalışıyordum, bilirsiniz...
I'm freelancing now.
Artık bağımsızım.
So we've been freelancing.
Biz de işleri ayırdık.
Yeah. I was freelancing for this foreign billionaire.
Bak, bu yabancı milyarder için serbest çalışıyordum.
I think he's freelancing.
Sanırım serbest çalışıyor.
Caitlin, he's going to double his salary freelancing like that.
Caitlin, yakında maaşı ikiye katlanacak. Veya ofise uğrama zorunluluğu kalkacak.
Even if NSA originally trained him, isn't it possible he's freelancing now? A mercenary?
NSA onları eğitmiş olsa bile serbest veya paralı çalışıyor olamazlar mı?
You were saying... Freelancing?
Serbest çalışıyordum diyordun?
I'm thinking of, uh, suspending you for freelancing on a death penalty case we cleared seven years ago.
Seni, yedi yıl önce kapattığımız bir cinayet davası ile kendi başına uğraşmaktan açığa almayı düşünüyorum.
He's paranoid. He's a psychopath. And he's freelancing.
O bir paranoyak, bir sosyopat ve serbest çalışıyor.
See, my question is this, the people that we know together in Cleveland... do they know that you're freelancing out here?
Sorum şu olacak ; Cleveland'dan ortak arkadaşlarımız burada serbest takıldığını biliyorlar mı?
Claims it must've been somebody freelancing.
Söylediğine göre destekçilerinden biri kendi kendine hareket etmiş.
No, Darren's freelancing.
Hayır o serbest çalışıyor.
I mean, you're gonna be here for eternity and you're gonna have a lot of demons you have to blow, so don't be freelancing in the hallways. "
"Burada sonsuza kadar kalacaksın." "Bu işi bir sürü iblise yapacaksın." "O yüzden girişte kendi kafana göre iş yapma."
I don't want him freelancing for Vice while he's still under my command.
Emrimdeyken Hafif Suçlar için iş yapmasını istemiyorum.
Seems you already got people in the organization freelancing behind your back.
Örgütte arkandan iş çeviren bir sürü insan var.
He must be freelancing.
Serbest çalışıyor olmalı.
You're freelancing.
Sen bağımsız takılıyorsun.
Then I'm not freelancing for you people in a war zone.
O zaman savaş bölgesinde sizin için paralı askerlik yapmıyorum.
Parker, no freelancing.
Parker, serbest düşüş yapmak yok.
- You're freelancing for the New York Times?
- New York Times için bağımsız yazarlık mı yapıyorsun?
You won't be freelancing anymore after this.
Bundan sonra serbest çalışmayacaksın.
No freelancing.
Başına buyruk davranma.
Figured it was time to branch out, do a little freelancing?
Artık kendi başına çalışma vaktinin geldiğini düşündün.
- Actually, I'm freelancing.
Aslında, ben serbest çalışıyorum.
Interpol thinks he's freelancing.
Interpol adamın serbest çalıştığını düşünüyor.
I was freelancing then.
O zaman serbest çalışıyordum.
I got clearance from the director before I started freelancing. Wait.
İkinci bir iş aramadan önce müdürden izin almıştım.
Been freelancing as a software programmer for Internet and gaming companies since he graduated.
Mezun olduktan sonra internet ve oyun şirketleri için yazılım üretip bağımsız çalışmış.
They call me'Sticks'. Sticks, you freelancing on this?
Serbest çekim mi yapıyorsun?
Well, he's already terminated his own employment, so he won't be freelancing.
Zaten kendi davasına son verdi yani artık serbest çalışamayacak.
He was freelancing an old case.
Eski bir dava üzerindeymiş.
I'm freelancing.
Tek tabancayım.
Both have been freelancing for mercenary groups for the last ten months.
10 aydır paralı asker olarak serbest çalışıyorlarmış.
- It freelancing nothing.
Olmaz böyle şey, bu çocuk bir şey anlamıyor.
He didn't want his bosses to know he was freelancing.
Patronlarının serbest çalıştığını bilmesini istememiş.
Mm-hmm. Then Mr. Reardon blew it again. now he's freelancing out of his house in Herndon.
Yine kötü davranış göstermeye başlayınca geçen yıl kovuldu.
You do not freelancing?
Serbest çalışmıyorsun değil mi?
It's clear he'd been freelancing.
- Kesin serbest çalışıyordu.
Freelancing at what?
- Neyde serbest çalışıyordu?
She could be freelancing.
O kız bağımsız çalışabiliyordu.
This your first time freelancing?
İlk kez mi serbest çalışıyorsun?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]