English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / Freeloading

Freeloading translate Turkish

62 parallel translation
Listen, you, you've been freeloading around here for 9 days.
Bana bak, 9 gündür burada beleşe yaşıyorsunuz.
"'Freeloading. " "Blow." How uncouth.
"'Beleşçilik. " "Kaybolmak." Çok kabasınız.
He's nothing but a... freeloading ronin!
Otlakçı bir roninden başka birşey değil bu.
"Stupid, worthless, no-good," "goddamn freeloading son of a bitch."
" Aptal, değersiz pis, işe yaramaz, seni beleşçi orospu çocuğu.
Your freeloading days are over.
Beleş günler sona erdi, şimdi her senti geri öde bakalım bana.
You've got some nerve freeloading off me like this!
Benden böyle otlaklanman biraz sinirime dokunuyor!
Which is more than we ever got from those freeloading Canadians.
Hiçbir şey bedavacı kanadalılardan Beter olamaz.
- And her freeloading friends.
- Ve onun arkadasları için.
Are you finally tired of freeloading?
Nihayet otlakçılıktan yoruldun mu?
He's a shyster that's been freeloading in this house for a solid year!
Yıllardır bu evden bedava geçiniyor.
- l am not freeloading.
Beleşci değilim!
Freeloading off you?
- Özgüvenleri mi yok? Bence de.
You should worry about your own kids instead of freeloading off my mom.
Annemden otlanıp duracağına, kendi çocuklarınla ilgilensene sen.
A rotten, unpopular, smelly, freeloading skunk.
Çürümüş, sevilmeyen kokulu beleşçi bir kokarca.
I believe there's a freeloading loser in my bed.
Sanırım, beleşçinin biri yatağıma yerleşti.
It's the least the freeloading hicks can do.
Paylaşabilirler. Bedavacılar en azından bunu yapabilir.
That freeloading fatso!
İnanamıyorum!
A bunch of freeloading, emotionally retarded nutters.
Bir avuç bedavacı, duygusal bakımdan sakat çatlak.
Here I was all this time thinking you was some fucking weirdo freeloading, coke-head son of a bitch.
Burada devamlı senin acayip bir otlakçı olduğunu, esrarkeş bir orospu çocuğu olduğunu düşündüm.
Hello, freeloading brother-in-law.
Selam, beleşçi kayınbirader.
Had a very expensive Stradivarius that's gone missing, as well as a freeloading brother who has also disappeared.
Şu anda kayıp olan, çok pahalı bir Stradivarius kemanı vardı, ve otlakçı kardeşi de kayıplara karışmış durumda.
Oh, god, and you just let me stand there and thank you for telling me the truth when at any point you could've just added that you're just a big, fat freeloading liar.
Tanrım, orada durup'bana gerçekleri söyledin diye'sana teşekkür etmeme izin verdin. Böylece istediğin zaman, koca bir asalak yalancı olduğunu, bana söyleyebilecektin.
Starting with you, Richard, and that freeloading son of his.
Başlangıç olarak sen, Richard ve onun avantacı oğlu değişir.
Uncle Rajju's freeloading again.
Amcam Rajju gene otlanıyor
They're a hostile gang, freeloading on our inn town.
Hanımızı haraca bağlayan saldırgan bir çete.
That freeloading attorney!
Herif tam bir otlakçı!
They're rounding up a wheelchair for you, you freeloading bastard.
Senin için tekerlekli sandalye getiriyorlar. Seni otlakçı piç.
- Why not? Because you're freeloading on my trauma.
Çünkü benim travmamdan faydalanıyorsun.
Maybe if it stood for Freeloading Boozing Idiot?
Belki de otlakçı, ayyaş bir idiot kılığında gizli görevdedir.
Freeloading bum.
Avantacı serseri.
That cheap, freeloading brother of mine can't keep his hands off my good scotch, so, you see, I placed that scotch there.
Cimri ve otlakçı kardeşim kaliteli viskimi gördü mü dayanamaz. Ben de o viskiyi buraya koydum.
Food Services does not want the families freeloading off the lunch program.
Yemekhane Hizmetleri'ndekiler, ailelerin öğle yemeği programından beslenmelerini istemiyor.
Dont take forever in the bathrooms, I've got to get ready for a very busy day pn freeloading
Tuvalette yıllanma. Çok yoğun bir otlakçılık günü için hazırlanmalıyım.
Have you ever dated, thought about dating or have any casual relations with these freeloading parasites? No.
Hiç birisiyle çıktın mı, çıkmayı düşündün mü veya bedavacı parazitlerle gündelik ilişkiler mi yaşıyorsun?
Ooh. Hear all those heart-warming, scumbag freeloading Frank stories.
Tüm o iç açıcı, aşağılık otlakçılık hikâyelerini duyacak.
And encourage their freeloading lifestyle?
Ve olağandışı yaşam stillerine mi?
And freeloading off your parents.
Üstelik ailenden geçiniyorsun.
30 years old, still living at home, freeloading off his dad.
30 yaşına gelmiş, hala evde babasını sömürüyor.
That's how I'm able to smuggle freeloading super-spies to other countries.
Bu yüzden bedavacı süper casusları yurt dışına kaçırabilirim.
There are no handouts, there's no freeloading.
Bildiri yok, otlakçılık yok.
Yeah. No freeloading.
Bedavacılık yok.
- Freeloading bastard - Chill, chill, chill.
Avantacı piç.
I've had it up to here with those freeloading wrinkle bags.
Bu otlakçı kırışıklık torbaları burama kadar getirdiler.
You freeloading bitch!
Seni beleşçi kaltak!
As a freeloading, kind of dumb Mexican guy that hangs out at Jimmy's.
Jimmy'de takılan bedavacı hafif aptal Meksikalı bir adamsın.
You've been freeloading off of us without chipping in for any of the expenses and now that you're starting to make money, you're just going to leave?
Başta paran olmadığı için bedava kaldın ama para kazanmaya başlar başlamaz bizi terk ediyorsun.
That Internet Cafe is too expensive for you freeloading assholes What the fuck? That Internet Cafe is too expensive for you freeloading assholes That Internet Cafe is too expensive for you freeloading assholes Let's get started
"O internet kafe sizin gibi beleşçiler için biraz fazla tuzlu değil mi?"
That Internet Cafe is too expensive for you freeloading assholes Wait
- Tamam, yürü hadi. - Bir dakika.
What did you think I was doing, freeloading?
Evet, artık benim bir ailem var Ne sanıyordun, beleşçilik yaptığımı mı?
They're not freeloading hicks.
Numuneleri almak için market gezerler ve parfümlerini dergilerden alırlar. Onlar bedavacı değil, bizim konuklarımız.
That Internet Cafe is too expensive for you freeloading assholes Let's go
- Başlayalım artık.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]