English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / Freezer

Freezer translate Turkish

1,812 parallel translation
The grill's over there, the freezer's over there, and the pick-up area is right there.
Barbekü o tarafta, soğutucu bu tarafta ve de servis bölümü de o tarafta.
One of my readers said that if you put lobsters in the freezer, it sort of numbs them.
Okuyucularımdan birisi, ıstakozları dondurucuya koyarsam uyuşacaklarını söylemişti.
And stay outta that freezer down there.
Aşağıdaki buzdolabından da uzak duruver.
And if she's got her head in that freezer again, tell her I'm gonna kill her.
Kafasını yine o buzdolabına soktuysa, geberteceğimi de söyle.
Our husbands are lying and cheating bastards who deserve to have their balls Zip-locked and stored in a freezer.
Kocalarımız yalancı ve aldatan aşağılık tipler. Lanet taşaklarının dondurulup buzluklarda saklanmasına layıklar.
There's another one in the freezer if you want it.
Buzlukta bir tane daha var istersen.
My freezer died right after area 51showed up.
Bölge ortaya çıktıktan hemen sonra dondurucu bozuldu. Tesadüf müdür?
The freezer runs off globidium.
Dondurucu, globidyum ile çalışıyor. Bir de, Koca Ed bu sabah onu temizlediğinde bozuk değildi.
Ice cream's in the freezer.
Dondurmayı dondurucuya koydum.
He's got a freezer.
Buzdolabı da almıştı.
Meier, defrost the freezer and throw anything out that's over the date.
Meier, dondurucunun buzunu çözdür ve günü geçen her şeyi at.
Theo helps Meier clean the freezer today.
Theo bugün Meier'e dondurucuyu temizlemekte yardım et
It's like a freezer.
Ufak bir dolap.
Okay, I'm gonna grab some ice cream from the freezer downstairs and then we'll all hit the sundae bar in the kitchen.
Pekâlâ. Gidip aşağıdaki buzdolabından dondurmaları alayım ve hepimiz mutfaktaki dondurma tezgahına geçelim.
I found these two in the freezer.
Bu ikisini soğutucuda buldum.
They locked us in the freezer.
Bizi soğutucuya onlar kilitlediler.
I also know that if I have other flavors, then Rocky Road is gonna be left in the freezer where anyone can just dip in.
Hem başka dondurma çeşitleri yersem çikolatalının, buzdolabında başkalarının yemesine müsait olacağını da biliyorum.
You can carry the bag. Let's put the freezer -
Poşeti taşıyabilirsin, hadi dolabı kapatalım -
If you don't like our offer, he goes right from the freezer to the Police station, and your fingerprints are all over him.
Eğer teklifimizi kabul etmezsen,.. ... dondurucudan çıkar ve üstündeki parmak izlerinle birlikte polis merkezine gider.
I, uh, just took a roast out of the freezer to defrost, and, um, I'm going to curl my hair.
Çözülmesi için dondurucudan rosto çıkardım ve şimdi de saçlarımı kıvırıyorum.
He's in the fucking freezer on the porch!
Verandadaki lanet dondurucunun içinde!
Now, this is one thing you won't find in your freezer.
İşte bunu buzlukta bulamazsın.
I also heard from the police that you had a bunch of them in your freezer.
Ayrıca polisten duyduğuma göre buzdolabınızda da bir sürü varmış.
Well, they found another freezer in Mr. Emerson's garage.
Bay Emerson'ın garajında yeni bir buzdolabı buldular.
There's frozen yogurt in the freezer.
Buzlukta donmuş yoğur var...
You forgot to take the bread out of the freezer this morning.
Bu sabah ekmeği dondurucudan çıkarmayı unutmuşsun.
No problem. Got a freezer full.
Sorun değil, dolap dolu.
No, there's things in the freezer.
Yok, dipfrizde bir şeyler var.
It's Alan Rickman reminding you to move the pork chops from the freezer to the refigerator so they defrost properly.
Ben Alan Rickman Domuz pirzolasını dondurucudan buzdolabına koymanı hatırlatmak istedim ki böylelikle düzgünce çözünsünler.
- Like a freezer.
- Derin dondurucu gibi yani?
- Freezer'd do the job.
- Derin dondurucu olabilir.
Only this time, all i find is a freezer
Bu odadan ise sadece dondurucu çıktı.
You didn't think it was illegal To store a dead body in a freezer?
Dondurucu içerisinde ceset saklamanın yasadışı olduğunu düşünmediniz mi?
I'm just trying to figure out Why someone would put a dead body in a freezer.
Neden bir insan dondurucuya ceset koyar anlamaya çalışıyorum.
Mm-Hmm. I mean, you put things in a freezer To keep'em for later,
Bir şeyleri daha sonra kullanmak için dondurucuda saklarsın.
If i was putting a body in a freezer, It'd be because i was trying to hide it.
Eğer dondurucuya bir ceset koysaydım tamamen gizleme amacıyla olurdu.
What if the body was already in the freezer When he took it out of the apartment?
Ya ceset daireden çıkarılırken dondurucunun içindeyse?
Freezer?
Dondurucu mu?
I told the doorman i never ordered a freezer.
Kapıcıya katiyyen bir derin dondurucu sipariş etmediğimi söyledim.
If you want, I can bring the lady you delivered the freezer to In to identify you.
Eğer isterseniz dondurucuyu gönderdiğiniz bayanı da teşhis için getirtebilirim.
That's why we sent the freezer to the old lady, That's why i rented out the storage space- -
Bu yüzden dondurucuyu yaşlı kadına gönderdik ve ve o depolama alanını kiraladık.
The woman with the freezer delivery Told us she talked to a cop.
Dondurucu gönderilen kadın bir polisle konuştuğunu söylemişti.
this must be some freezer.
Ne mühim dondurucuymuş yahu!
I remember thinking, why is this cop asking me questions About a freezer i never ordered?
Hatta kendi kendime neden bu polis bana sipariş etmediğim bir dondurucu hakkında sorular soruyor diye düşündüğümü hatırlıyorum.
So i'm here because i questioned a woman about a freezer?
Yani burada bulunma nedenim bir kadını bir dondurucu hakkında sorgulamam mı?
Not any freezer, mr. Davidson. The freezer that your daughter's body was stored in.
Herhangi bir dondurucu değil Bay Davidson, kızınızın cesedinin tutulduğu dondurucu.
Errol gets shot in the freezer, staggers back out into the kitchen, and dies right here.
Errol soğutucuda vuruluyor sendeleyerek mutfağa dönüyor ve tam burada ölüyor.
Lance Pryce is hanging on a meat hook in a freezer right now.
Lance Pryce şu anda, bir dondurucuda et kancasından asılı halde duruyor.
The freezer.
Dondurucu.
I didn't know he was in the freezer.
Ben onun dondurucuda olduğunu bilmiyordum.
There's some frozen steaks in the freezer.
Buzlukta donmuş biraz et var.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]