English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / Frills

Frills translate Turkish

104 parallel translation
Dress uniform and frills.
Üniformanı ve fırfırlarını giyeceksin.
♪ In your Easter bonnet ♪ ♪ W ith all the frills upon it ♪
Paskalya şapkanın altında üstünde bütün süsleriyle
With all the frills upon it
Üzerindeki farbalayla
I suggest that Your Ladyship cross the Isthmus of Panama and embark on a ship which has frills and fancies enough for women passengers.
bakın hanfendi panama kanalından geçeceğimizi düşünürsek. ve süslü bayanlar için yapılmış yolcu gemisi değiliz.
"No luxuries and no frills", as she says.
Kendi yağıyla kavrulmaya çalışıyor.
Capture the pretty frills
Farbelaları ele geçirin
Oh, by the way, sir, I took the liberty of removing those... chintz frills of Miss Stewart's off the dressing table.
Bu arada, Bayan Stewart'ın büfelerin üstüne koyduğu şu örtüleri kaldırma cüretinde bulundum.
Yeah, and she added a few frills and dressing.
Evet, lafları biraz daha süsledi.
One of us, really. Sounds like my boss, he's got no frills.
Patronum gibi fırfırları yok.
No frills, no adornments, just the basic woman.
Süs yok, abartı yok, sadece kadının kendisi.
The main doors, and even some side doors, are heavily embellished with goblins and fuzzy frills.
Ana giriş kapısı, hatta bazı yan kapılar bile gulyabaniler ve fırfırlarla donatılmış durumda.
Mine are sensible things, not expensive Paris frills.
Bende gerçek mendiller vardır. İpek tülden küçük paçavralar değil.
* IN YOUR EASTER BONNET * * WITH ALL THE FRILLS UPON IT * * I'LL BE THE GRANDEST FELLOW *
Paskalya şapkanda üzerinde fırfırlarıyla en yüce arkadaşınız ben olacağım.
No luxuries, no frills, no privileges...
Lüks yok, süs yok, ayrıcalık yok.
No-frills passengers now arriving.
Sıradan yolcular geliyor.
You can feather your nest With frills
Yuvanızı fırfırlarla döşetebilirsiniz
Too many frills and furbelows.
Çok fazla fırfır ve farbala var.
We have to agree on a basic price before the frills.
Öncelikle baz alabileceğimiz bir fiyat belirlemeliyiz ki ben de size nasıl bir çözüm üretebileceğim konusunda düşüneyim.
Uh, blue on blue,'82 L.T.D. Federal plates, no frills.
Şey, mavi,'82 Lincoln, Federal plaka, şatafatsız
No more frills.
Eğlence bitti.
I didn't know attorneys liked frills.
Avukatların bu kadar süslü olduğunu bilmezdim.
Those rings and things and buttons and bows Flowers and frills and buttons and bows
# Yüzük, düğme, fiyonk, çiçek, süs, fiyonk ve düğmelere #
You can get caught up in the frills of life!
Hayatın renkleri gözünüzü boyayabilir!
No frills.
Süsü yok.
Well, we might have to cut out a few frills.
Birkaç süsten kurtulmamız gerekecek.
It just doesn't have any of the frills of the Cougar.
Sadece Puma'nın özelliklerinden hiçbirisi bunda yok.
The no-frills girl.
Demiştim.
So we had to cut down on the frills... like sets, props, costumes and Sideshow Mel.
Bu yüzden setleri, sahne donanımını, kostümleri Figüran Mel gibi şeyleri kaldırdık.
What's he saying? He's talking about how taxpayers shouldn't have to foot the bill for prisoner frills.
- Vergi mükelleflerinin nasıl hapishane bedellerini ödememesi gerektiğini söylüyor.
No frills.
Açıkça söyle.
It's the no-frills brand.
Şu meyve parçasızlardan.
Shut your mouths,'cause I'm tired of hearing about your frills, that you call trouble.
Kapatın çenenizi, çünkü dert diye adlandırdığınız boş şeyleri dinlemek sıkıldım.
Followed by exactly eight minutes of no-frills sex.
Ardından 8 dakikalık seks molası verildi.
What you're talking about would be no-frills.
Senin bahsettiğin gösterişsiz olmalı.
You know, you're paying for the frills, the coffee and the doughnuts and whatnot.
Serviste bir sürü gereksiz şeyi, kahve ve çörekleri bile ödersin.
I want a simple box, no frills.
Basit, fırfırsız bir tabut istiyorum.
Always money for frills and twists, and never money for food.
İçki ve karı için para hep var, ama yemek için hiç yok.
We keep it no-frills.
Maliyeti düşük tutuyoruz da.
-... with all the frills upon it, you'll be the grandest fella in the Easter parade. - You could ruin our television set.
Evi yakacaksın.
Because, all these frills of yours are not present there.
Tüm ofis klimalı ortamda oturup..
HE GROANS It's like the Hindenburg but without the frills.
Hindenburg'un süssüz haline benziyor.
He could take the essence of the song... and only go after that, not go after the frills.
Şarkının özünü yakalayabiliyor... ayrıntılara takılmayıp sadece onun üstüne gidebiliyordu.
No frills.
Gösteriş yok.
It's no frills.
Süsten uzak durursun.
Folks, welcome to No Frills Airlines'flight to Aruba.
Hepiniz No Frills Hava alanının Aruba uçuşuna hoşgeldiniz.
No frills around here.
- Gereksiz süslemeler yok.
It's strictly no-frills, but it's fast.
Pek süslü değildir ama hızlıdır.
No frills.
Hayır fırfırlar, birimiz, gerçekten.
Maybe it's the frills.
Bak, işte burada!
Frills are in.
Kulaklarına iyi uymuş ama.
Now departing, no-frills airlines flight 89. Man :
Kalkış vakti...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]