English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / Frogs

Frogs translate Turkish

1,030 parallel translation
Frogs.
- Kurbağalar.
- No, it's for frogs.
- Kurbağa için.
We gig frogs down in my part of the country.
Bizim oralarda kurbağalar zıpkınla avlanır.
Eleanora Giardinelli... a white swan in a pool of frogs.
Eleanora Giardinelli kurbağalar havuzunda beyaz bir kuğu.
As a boy I used to charm the frogs.
Çocukken kurbağalara tuzak kurardım.
These frogs... even some giant ones!
Şu kurbağalar, hatta bazı devasa olanlar!
There are small frogs, but the ones I like the most are the big ones!
Küçük kurbağalar var ama ben en çok büyük olanları seviyorum.
Look, frogs...
Bak, kurbagalar...
No, I'm still putting a tuck in the Airedale and then I got the frogs to let out.
Hayır. Airedale'le uğraşıyorum sonra da sırada kurbağalar var.
We use only the finest baby frogs
En kaliteli bebek kurbağa kullanırız.
- Frogs.
Kurbağalar.
But there is no doubt that the classical tradition is the curse of boils, bats, frogs, the curse of blood, the curse of rats, hail, of beasts, the locusts of course... the death of the first-born,
Ancak klasik inanışa göre... Arılar, yarasalar kurbağalar, kan fareler dolu, yaratıklar çekirgeler ve tabii ki ilk doğanın ölümü ve son olarak karanlık.
I'm gonna breed frogs for French restaurants.
Sıcak Dudak mı?
Take any pictures of frogs lately?
Kurbağaların resimlerini çektiniz mi?
You see many frogs along the shore, Mr. Smith?
Sahil boyunca çok kurbağa gördünüz mü, bay Smith?
How do they get rid of the frogs now?
Kurbağalardan şimdi nasıl kurtulurlar?
Well, it seems like everyone in our family is hung up on frogs.
Evet, görünüşe göre ailemizdeki herkes kurbağalara takmış.
With all our technology and all my money, we still can't get rid of these frogs.
Tüm bilgimizle ve tüm paramla... hala bu kurbağaları uzak tutamıyoruz.
He left about 6 : 00 this morning to do some spraying up in that little bay up there where the mosquitoes and the frogs are pretty bad.
Bu sabah saat 6 civarında şu yukarı tarafta... kurbağa ve sivrisinek kaynayan küçük koya ilaçlama için gitmişti.
Frogs attacking windows, snakes in chandeliers.
Kurbağalar cama saldırıyor... yılanlar avizelerde.
The frogs are driving me crazy, too.
Şu kurbağalar beni de çıldırtıyor.
The frogs are thinking now.
Şimdide kurbağalar düşünüyor.
And watch out for the frogs.
Kurbağalara dikkat edin.
To keep our men hold up like frogs in a pond.
Bir gölet kurbağa gibi bizim erkekler kadar tutun tutun.
It's a lot of guys in tweed suits, cutting up frogs on foundation grants and...
Tüvit takımlı kısa boylu adamlar kurbağaları doğrar, bağış toplar.
It's not good for Frogs.
Kurbağalar için iyi değil.
Oh, nothing, he used to put frogs in my bra all the time.
Hiç canım, durmadan sutyenime kurbağa koyardı.
Mr. Giovanni gave it to me in change for my frogs.
Bay Giovanni kurbağalarıma karşılık bana bunu verdi.
- Nice frogs.
- Kurbağalar çok güzel.
Eat those frogs, or you'll go to hell.
Ye bu kurbağaları, yoksa cehenneme gidersin.
Remember when we went fishing frogs?
Kurbağa avlamaya gittiğimizi hatırlıyor musun?
Our experiments began with the simplest of animals : shrimps and frogs.
Deneylerimize en basit hayvanlar ile başladık. Karides ve kurbağalarla.
Two frogs!
İki tane kurbağa!
"World Wide Studios announces open auditions for frogs wishing to become rich and famous."
"World Wide Stüdyoları, zengin ve ünlü olmak isteyen kurbağalar için yetenek sınavı açtığını ilan ediyor."
I mean. if frogs couldn't hop. I'd be gone with the Schwinn.
Yani, kurbağalar sıçrayamasalardı bisikletle birlikte ezilirlerdi.
Yeah, well, they're holding auditions for frogs next week.
Gelecek hafta, kurbağalar için yetenek sınavı yapıyorlar.
And if they need frogs. they must need bears too. Oh.
Eğer kurbağalara ihtiyaçları varsa, ayılara da vardır.
All I can see are millions of frogs on tiny crutches.
Bütün gördüğüm, milyonlarca koltuk değnekli kurbağa.
Expandin'. just like you frogs expand.
Siz kurbağaların büyüdüğü gibi.
Don't you frogs expand?
- Kurbağalar büyümüyor mu?
Professor Krassman is the world's leadin authority on mind control in frogs.
Profesör Krassman, kurbağalarda akıl kontrolü konusunda dünyanın otoritelerindendir.
He will sell your frogs legs.
Senin kurbağa bacaklarını satacak. - Zaparooni.
Kill frogs.
Kurbağaları öldürmek.
( Hopper on radio ) You've been listenin to music to hug frogs by.
Kucaklaşan kurbağaların müziğini dinliyorsunuz.
I may not be one of your fancy Hollywood frogs. but I deserve a chance.
Süslü Hollywood kurbağalarınızdan biri olmayabilirim ama bir şansı hak ediyorum.
Do you hear the frogs?
Dinleyin, kurbağalar şarkı söylüyor.
What you see is a film of the first DNA-5 experiments with frogs.
Gördüğünüz kurbağalarla yapılan DNA-5 deneyinin ilk filmidir.
"Go and charm the frogs!"
"Git de kurbağalara tuzak kur."
Frogs?
Kurbağa?
Oh, such as the curse of boils, of bats... - Frogs?
Arılar, yarasalar -
- Frogs, yes.
Kurbağalar?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]