Frosted translate Turkish
201 parallel translation
Frosted chocolate, Cointreau, Benedictine, marriage?
Donmuş çikolata, Cointreau, Fransız likörü, evlilik?
We must get that cake frosted.
Pastayı süslemeliyiz.
Sir, my glasses were frosted over, but I think I got a piece of one.
Gözlüklerim buğulanmıştı, ama galiba birinin bir parçasını.
But for Paul, the car, and its frosted windows would have been no more than that the snow and police sirens merely snow and police sirens
Paul olmadan, bu araba sadece bir araba donmuş camlar, sadece donmuş birer cam kar sadece bir kar ve itfaiyeci de sadece bir itfaiyeciydi.
Only I'd suggest frosted glass.
Yalnız buzlu cam olmasını öneririm.
Little frosted cakes.
Küçük, buzlu kekler.
- And lipstick, pink frosted?
- Bir de pembe ruj.
That's two souvenir t-shirts, one mug, one frosted pendant and one, two, three postcards.
- Tamam. İki hediyelik tişört bir kupa, bir kolye ve bir, iki, üç posta kartı...
Her whole life flashed before me, and suddenly I saw her in frosted lipstick, wearing a Dairy Queen uniform.
İçim titredi. Tüm hayatı gözümün önüne geldi ve onu ucuz bir rujla dondurmacıda üniforma ile çalışırken gördüm.
Language is the creak on a stair, it's a spluttering match held to a frosted pane, it's a half-remembered childhood birthday party.
Merdivendeki gıcırtı, buzlu camdaki söndü sönecek kibrittir. Yarım yamalak hatırladığınız doğum günü partinizdir.
You see the glass, the four frosted stars?
Kadehe işlenmiş dört yıldızı görüyor musunuz?
Dianne, you haven't hid the drugs in some stupid place like the Frosted Flakes again, have you?
Dianne, uyuşturucuyu yine şekerli gevrek kutusu gibi aptalca bir yere saklamadın ya?
Your frosted flakes have half the sugar that Tony the Tiger's does.
Dondurulmuş kuşbaşınızın yarısı Kaplan Tony'nin yaptığı gibi şekerli.
Here we go, two three-berry pies and one super snow-frosted chocolate malted.
Alın bakalım, iki meyveli turta ve büyük boy çikolatalı milkşeyk.
You send in a couple of bucks and a label from a box of Frosted Flakes?
Gevrekten çıkan kuponu göndererek mi?
That's like white boys... have little Mini-Frosted Wheaties dicks.
Bu, beyaz erkeklerin penislerinin daha küçük olması gibi bir şey. - Neden?
It was one of those nights... warm and cozy inside... great, fat snowflakes... drifting down in the blackness beyond the frosted panes.
Yine o gecelerden biriydi. İçerisi sıcak ve samimi. Buz tutmuş camların ötesindeki karanlıkta büyük muhteşem kar taneleri düşüyor.
Victory strike limits frosted wake.
Zafer vuruşu donuk uyanışı sınırlandırır.
I've just frosted some cupcakes.
Kekleri az önce yaptım.
" Ate entire box of Frosted Flakes.
Bir kutu donmuş cips yedim.
Use the frosted glasses.
Buzlu bardakları al.
I think it's Frosted Flakes.
Galiba şekerli tanecikler.
Bring me a chocolate frosted in the morning.
Sabahleyin bana çikolatalı bir çörek getir.
Pop-Tarts are frosted.
Pop-Tart şeker karışımlı bir kektir.
- Well, she probably didn't recognize me I just had my tips frosted.
- Görünüşe göre, beni tanımadı çünkü saçlarıma daha yeni röfle yaptırdım.
- You just had your tips frosted?
- Saçlarına röfle mi yaptırdın?
Frosted numbers.
Şeker kaplı numaralar.
Cowboy Crunchies, the cereal that's sugar-frosted and dipped in chocolate... proudly presents :
Şeker kaplı, çikolataya bandırılmış gevrek Kovboy Gevreği, iftiharla sunar :
" are in the frosted pink area and nail colors to match.
" donuk pembe renkte olacak ve buna uyan oje renkleri.
- He's like a Frosted Mini-Wheat.
- Üzeri pudra şekerli mısır gevreği gibi.
Like finger marks on a frosted window he left this first love behind
Buzlu camda oluşan parmak izleri gibi bu aşkı ardında bırakıp gitti.
And with every breath I could see frosted cloud from his mouth get smaller.
Her nefes alışında, soğuk yüzünden ağzından çıkan dumanın azaldığını görebiliyordum.
A frosted martini glass would make that more appetizing.
İştah açıcı olması için dondurulmuş martini bardağı kullanmalıydık.
Ok. Rule number one- - Unless you're served in a frosted glass, never come within four feet of my lips.
Pekala, kural bir, aramızda cam olmadıkça asla dudaklarımın dibine kadar girme.
- Frosted Fantasy or Baby Nude? - What?
- Soğuk fantezi mi yoksa masum gece mi?
Yeah, I frosted my hair, but it looks good.
Evet. Dondurdum ama güzel oldu.
And so frosted.
Ve terlemişim.
Since when do you buy Frosted Flakes?
Ne zamandan beri donmuş balık alıyorsun?
I've got Frosted Flakes.
Donmuş balığım var.
I SEE, THROUGH THE FROSTED GLASS OF THE SHOWER, THE SHAPE...
Buğulanmış duşakabinin ardında,
- Like a big, frosted cupcake.
Dondurulmuş keke benziyor. Biliyorum.. aa...
We're deciding if Smoochy-O's are frosted or fruit-flavored.
Smoochy mısır gevreği şekerli mi meyveli mi olsun karar veremedik.
Frosted for old and fruity for young.
Yaşlılar için şekerli, gençler için meyveli.
- I like frosted.
Güzel. - Ben şekerli severim.
Everything frosted.
Herşey kaplanmış.
As if through frosted glass
Buzlu cam arkasından görmüş gibi.
And lovingly frosted with glucose. That's as maybe, it's still a frog.
Öyle olsa bile hâlâ kurbağa.
We use only the finest baby frogs, dew picked and flown from Iraq, cleansed in the finest quality spring water, lightly killed, and sealed in a succulent Swiss quintuple-smooth full-cream treble milk chocolate envelope, and lovingly frosted with glucose!
En iyi kalite yavruları kullanırız. Irak'tan taze taze toplanıp uçakla gelir. En iyi kalite memba suyuyla temizlenir.
In your frosted blond dreams, Barbie.
Buzla kaplı sarışın rüyanda görürsün Barbie.
You frosted your hair.
Saçını dondurmuşsun.
As a kid I ate frosted.
Çocukken şekerli yerdim.