English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / Fulcrum

Fulcrum translate Turkish

328 parallel translation
Power is shifting in Asia Vietnam is the fulcrum
Güç Asya'da kayıyor, denge noktası Vietnam.
OK, Dan, the professor says hook up the fulcrum to your emulator.
Tamam, Dan. Profesör destek noktasını emülatörüne bağlamanı söylüyor.
That's the epicentre of the fulcrum.
Dayanak noktasının en alıcı yeri orası.
- There must be a fulcrum release.
- Bir manivela olmalı.
'You will find the fulcrum in your heart.
Dayanağını kalbinde bulacaksın.
[Galactus] Soon I shall lock my Converter to the Cosmic Fulcrum, and when the critical temperature has been reached, the hunger shall leave me.
Çok geçmeden Kozmik Element Dönüştürücüm, kritik sıcaklığa ulaştığında açlığımdan kurtulmuş olacağım.
I am the fulcrum, the giver and the taker.
Denge noktasıyım, alan ve veren kişiyim.
There will be no fulcrum for the lever of treason to rest upon. "
Vatan hainliğine... dayanak kalmayacak.
The support about which a lever pivots. "fulcrum."
- Levyenin etrafında döndüğü destek. - Mihver.
Ever meet my first partner? Benny Fulcrum?
Hiç ilk ortağımla tanışmış mıydın Benny Fulcrum'la?
But I'll quit before I look in the mirror and start seeing Fulcrum's face staring back at me.
Ama aynaya baktığımda Fulcrum'un yüzünü görmeden önce bu işi bırakmış olurum.
The legs of the bed act as a fulcrum making it easier for one person to lift Jessica's weight.
Yatağın ayakları destek olarak kullanıImış. Böylece bir kişinin Jessica'nın cesedini kaldırması kolay oldu.
- A fulcrum.
- Destek noktası için.
What's Fulcrum?
- "Kaldıraç" nedir?
Because of Fulcrum.
- Kaldıraç yüzünden.
Fulcrum had plans for its intel. How can I trust you, Bryce?
Kaldıraç'ın istihbarat için başka planları vardı.
He wouldn't know anything about Fulcrum or the Intersect or Sand Wall.
Casus olmayan birine ihtiyacım vardı. Kaldıraç, Intersect veya "Kum Duvar" hakkında hiçbir şey bilmeyen birine.
Fulcrum thinks you're the Intersect.
Kaldıraç, Intersect'in sende olduğunu zannediyor.
- I need to turn myself in to the CIA. But Fulcrum has operatives in every agency.
ClA'e teslim olmak istiyorum ama Kaldıraç'ın her birimde casusu var.
If I flash, they're Fulcrum.
Gönderdiklerini hatırlarsam Kaldıraç'tandır.
They want me to go after Fulcrum. On my own, off the radar.
Kaldıraç'ın peşine düşmemi istiyorlar.
Give me a fulcrum and a lever and I can move the Earth.
Bana destek noktası ve bir kaldıraç ver, Dünyayı bile oynatırım.
So the Sun is here, the fulcrum or balancing point is there... and Jupiter is way out here a thousand times farther away.
Bu yüzden Güneş burada, denge noktası veya dengeleme noktası burada ve Jüpiter ise bu noktadan bin kat uzakta duruyor.
She's definitely done the missionary and almost certainly the Lebanese fulcrum.
Misyoneri kesin yapmış, Lübnan kaldıracını yapmış olması da neredeyse kesin.
We believe it's recently become a favorite of the Fulcrum agents.
Son zamanlarda FULCRUM ajanlarının oraya çok uğradığını biliyoruz.
It belongs to an enemy agent, probably Fulcrum. They planted it in the Buy More.
Bir düşman ajanına muhtemelen Fulcrum'a aitti ve Aldıkça Al'a yerleştirdiler.
Why would a Fulcrum agent want Big Mike's marlin?
FULCRUM ajanı neden Koca Mike'ın balığını çalar ki?
Focus on catching that Fulcrum agent.
FULCRUM ajanını yakalamaya odaklan.
Agent Casey is tracking the Fulcrum mole and he should have her in custody soon, so we can hold off on the Chuck transfer.
- Ajan Casey FULCRUM köstebeğinin peşinde. Kısa süre içinde yakalayacaktır. Chuck'ın naklini şimdilik bekletebiliriz.
To foreshorten the fulcrum.
Destek noktasını kısaltmak.
Mr. President this is a fulcrum point in history.
Bay Başkan bu tarihteki en önemli dönemeçlerden biri. Başbakanlığınız.
You see, Fulcrum knows John Casey's NSA.
Dayanak John Casey'in NSA'den olduğunu biliyor.
Then you and I are gonna go out and get into an ambulance which will take you to a secure Fulcrum facility.
Seni. Sonra, sen ve ben, bizi senin kalacağın güvenli bir Dayanak tesisine götürecek olan bir ambulansa bineceğiz.
We're not sure of his identity, but he does appear to be unharmed. Fulcrum's got Chuck.
Kim olduğundan emin değiliz, ancak yaralı görünmüyor.
- Lieutenant Mauser's Fulcrum, so is Ned.
Teğmen Mauser Dayanak'tandı. Ned de. Hepsi kurmacaydı.
You may have beaten me, Agent Walker, but Fulcrum's won.
Beni yenmiş olabilirsin Ajan Walker fakat Dayanak kazandı.
You see, I'm not like those other Fulcrum agents.
Ben diğer Dayanak ajanları gibi değilim.
And when they do every Fulcrum agent we have is gonna know Chuck's the Intersect.
Ve bulduklarında, sahip olduğumuz tüm Dayanak ajanı Bilgisayar'ın Chuck olduğunu bilecekler.
I got the Fulcrum agent.
Dayanak ajanını hallettim.
Zipping it up. The Fulcrum threat is far worse than it originally appeared.
"Dayanak" tehdidi göründüğünden çok daha ciddi.
Agent Larkin has learned that Fulcrum hired Von Hayes, a wealthy software magnet, to decrypt the chip and deliver the encoded information back to them.
Ajan Larkin, "Dayanak" ın çipi çözüp bilgileri açığa çıkarması için zengin bir yazılım uzmanı olan Von Hayes'i tuttuğunu öğrenmiş.
Try and flash on and identify the Fulcrum agent.
"Dayanak" ajanını belirlemek için.
Yeah, it's just with Fulcrum getting closer and closer, we should be... focused.
Evet, "Dayanak" her geçen gün yakınlaşıyor bizim odaklanmamız gerek.
I flashed on a FULCRUM agent but I didn't see her face.
Ama yüzünü göremedim.
just get in there and find the FULCRUM agent.
Gir ve o ajanı bul. 5 dakikan var.
- at the FULCRUM agent. - What'd she look like?
- Nasıldı?
I am the fulcrum, the giver and the taker.
Korkuyorum.
You might be perhaps a little bit sturdier, but I love you no matter what your size. I need to create some sort of fulcrum.
Bir destek bulmam gerek.
What is Fulcrum, Bryce?
- Her zaman bu kadar hızlı mı oluyor?
I was recruited by an outfit called Fulcrum.
Veritabanı bir görevdi.
This was a Fulcrum team.
Hayır. Bu kaldıraç'ın ekiplerinden biriydi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]