English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / Fundraisers

Fundraisers translate Turkish

64 parallel translation
Of course, that was before you started doing fundraisers for St. Veronica's.
Pek tabii ki bu, St. Veronica'daki fon işlerinden önceydi.
He organizes our fundraisers.
Bağış toplama etkinliklerimizi düzenler.
- the fundraisers two days away and we still don't have a theme
Hepsi birazdan Obsess Completely'de. Yardım gecesine iki gün kaldı. Hâlâ bir konu belirlemedik.
This speech or a half-dozen rubber chicken fundraisers.
Ya bu konuşmayı yaparsın, ya da mahvoluruz.
You want to go back to serving shrimp puffs at museum fundraisers?
Yardım gecelerinde karides servisi yapmaya devam etmek mi istiyorsun?
YOU KNOW, DAVID, I ATTEND A LOT OF FUNDRAISERS.
Biliyor musun David, bir çok finansman toplantısına katılırım,
$ 500-a-plate fundraisers for a police lieutenant?
Bir polis teğmeni için 500 $ bağış mı?
He would bring them to my fundraisers... and charm them into giving large donations... for a field of medicine that they barely understood.
Çalışmalarımı, para kaynaklarıma yönlendirip... onları, tıbbın hiç bilmedikleri bir alanına... büyük bağışlar yapma konusunda etkiliyordu.
We must get invited to 10 of these fundraisers a day.
Bir günde 10 bağış kurumuna davetliyiz.
In order to do that, the center has enlisted one of the top fundraisers in North America, a man who gave up a lucrative law practice in Toronto to make millions for various organizations with his walk-a-thons, dance-a-thons, marathons, triathlons, you name it, he's found a way to make money out of it.
Bu arada Merkez'de, Kuzey Amerika'nın en yüksek bağış toplayıcısı olarak bilinen, yürüme yarışları, dans yarışmaları, maratonlar, triatlonlar ve daha aklınıza gelebilecek, para kazandıracak her yarışı düzenleyerek yardım kuruluşlarına milyonlar kazandırmak için Toronto'daki karlı hukuk kariyerine ara veren bir gönüllümüz var.
I'm an alumni and one of the school's dreaded fundraisers.
Bende, buranın hem eski bir öğrencisi, hem de okul için para toplama yemekleri veren kişiyim.
I don't understand these fundraisers.
Bu hayır gecelerini hiç anlamıyorum.
Tonight is our most important fundraiser, because it kicks off our season of fundraisers.
Bu akşam, en önemli bağış toplama etkinliğimiz sayılır, çünkü bağış toplama sezonumuzun başlama vuruşunu yapacağız.
What I'm talking about is your friend in Houston. Now, she's got to stop throwing fundraisers and she's got to stop doing press.
Bu arada, şu senin Houston'daki arkadaşın fon oluşturma faaliyetlerini ve basınla ilişkisini kesmek zorunda.
- al Qaeda fundraisers.
- sermaye kalkındırma işi.
- and fundraisers... - Shit. ... that went on in my house during the war.
- Muazzam eylemler ve bağış toplama toplantıları, savaş sırasında benim evimde yapıldı.
Find out if he ever brought his nephew to any hospital parties or fundraisers.
Yeğenini hiç bir hastane partisine ya da kermese götürmüş mü, öğren.
Of course, you will know Gil Hollis as the man in the tub, one of our most popular fundraisers.
Elbette, Gil Hollis'i en tanınmış hayırseverlerimizden biri ve küvetteki adam olarak tanıyorsunuz.
You all know Gil Hollis as one of our most popular fundraisers.
Gil Hollis'i popüler yardımseverimizden biri olarak tanıyorsunuz.
Charity events, fundraisers.
Hayırseverlik işleri, yardımlaşma falan.
And here's a list of ideas I came up with for fundraisers that might make us a little more popular.
İşte bizi biraz daha popüler yapabilecek bağış toplama etkinliklerine dair aklıma gelen birkaç fikir.
Ruby, you can have as many fundraisers as you want, but you are not going to stop progress.
Ruby, istediğin kadar kampanya düzenleyebilirsin ama gelişmeyi durduramayacaksın.
Ms.Everett covered a few fundraisers for us.
Sersem herif. Bayan Everett bizim için birkaç hayır organizasyonu haber yaptı.
A few fundraisers.
Hayır organizasyonları.
Station covered a few Shaw fundraisers, but, uh, no, I didn't know him personally.
Kanal birkaç hayır organizasyonunu haber yapmıştı ama şahsen tanımıyordum.
A little celebration for the fundraisers.
Yatırımcılarım için küçük bir kutlama.
They don't help with fundraisers...
Bağış yapmaya katılamıyorlar...
First off, let me just say it's a real thrill to have you at our foundation's fundraisers.
İlk başta şunu söylememe izin ver. Vakıf için bağış toplanırken orada bulunman beni gerçekten heyecanlandırdı.
Denise wants me to come with her to L.A. next week for a couple of fundraisers.
Denise yatırımcı bulmak için önümüzdeki hafta Los Angeles'a gitmemizi istiyor.
Gosh, I see her parents at fundraisers all the time.
Ailesini sürekli yardım toplantılarında görüyorum.
- Parties, fundraisers.
Partiler, bağış toplama etkinlikleri.
Endless fundraisers and speeches.
Sonu gelmeyen bağış toplantıları ve konuşmalar.
We've done a few fundraisers.
Bir kaç yere bağış bile yaptık.
Fundraisers, union deals, I wasn't gonna do any of it.
Bağış toplama toplantıları, sendika anlaşmaları. Hiçbirini istemiyordum.
You haven't been bored blind at the fundraisers.
Sermayeciler canını sıkmadı.
Most of the time you're in black tie, it's at rubber-chicken dinners, political fundraisers, or charity auctions.
Çoğu zaman siyah bir kravat ile yemekten ziyade etkinliğin ön planda olduğu bağış etkinlikleri ve müzayedelere seğirtip durursunuz.
Generate more money. And the people who are at the top of the totem pole now are not environmentalists - - they're fundraisers, they're accountants, they're lawyers, they're businesspeople.
Ve şimdi totemin zirvesinde olanlar, çevreciler değiller onlar fon sağlayıcıları, muhasebeciler, hukukçular ve iş insanlarıdırlar.
I see them at all the charity functions and the fundraisers all the time.
Hepsini hayır işlerinde her zaman görüyorum.
I've bartended the last four fundraisers, and those single women- - They- -
Son dört bağış toplamada barmenlik yaptım. Bekar kadınlar çok içip, asılıyorlar.
I don't see you at his fundraisers.
Onun bağışçıları arasında seni görmüyorum.
♪ take the wheel... ♪ I don't think I've seen you at one of these fundraisers before.
Sizi daha önceki yardım etkinliklerinden birinde gördüğümü sanmıyorum.
I organize these fundraisers for the local charities.
Bu faaliyetleri yerel hayır kurumları için organize ediyorum.
He's one of the key fundraisers for Yale.
Yale için önemli bağış toplayanlardan biri.
Well, we have a number of high-end fundraisers scheduled in addition to public appearances.
Peki, bizim çokça planlanmış üst düzey dernek toplantılarımız ek olarak ta halk mitinglerimiz var.
We could have fundraisers every day of the week and twice on Sundays for the next 100 years. We'd never earn enough to replace what we've lost.
Önümüzdeki 100 yıl, pazarları iki kere, her gün bağış etkinliği de düzenlesek kaybettiğimiz kadar para toplayamayız.
I hate going to these fundraisers.
Bağış toplantılarından nefret ediyorum.
Beck said she doesn't talk to fundraisers.
Beck bağış toplayanlarla konuşmadığını söyledi.
But I hate fundraisers.
Bağışçılardan nefret ederim.
I don't take kindly to paparazzi crashing my fundraisers.
Paparazzilerin bağış gecemi mahvetmesinden hiç haz almam.
I need to know who my surrogates are at those San Diego fundraisers.
Anne, birşey söylesene.
They're like these mini fundraisers.
Mini yardım gecesi, okul aileden diğer aileler için parti yapmasını rica ediyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]