English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / Fussing

Fussing translate Turkish

294 parallel translation
- Stop fussing.
- Bırakın yok yere olay çıkarmayı.
Hey, what is all that fussing about up there?
Hey, yukarıda neler oluyor?
He's upstairs fussing over it now.
Yukarda onunla ilgili yaygara koparıyor.
Well, Godfrey's not the fussing kind.
Godfrey telaşlı biri değil.
Fussing around like that will make him think the fishing is good here.
Böyle yaygara koparınca burada balık kaynadığını sanacak.
Fighting, fussing all the time like a couple of children.
Kavga ederek, çocuklar gibi sürekli didişerek?
You're gonna wear those flowers out with fixing and fussing.
Şu çiçeklerle ne alıp veremediğin var?
- What's the good of fussing'?
- Bu kadar büyütmenin ne alemi var?
Miss Scarlett, Miss Suellen and Miss Carreen... they's fussing to be sponged off.
Bayan Scarlett, Bayan Suellen ve Bayan Carreen terlerini sildirmek için yalvarıyor.
Geoff, tell this guy to quit fussing with me.
Geoff, bu adama benimle uğraşmayı bırakmasını söyle.
- Oh, do stop fussing.
- Telaş etmeyi bırak.
Stop fussing.
Yakınmayı bırak.
There ain't no call for fussing over a fiddler.
Bir kemancı yüzünde tartışma çıkarmayın. - Biz tartışmıyoruz.
- We weren't a-fussing.
Onunla konuşuyorum.
That's the trouble with women – always fussing'around, lookin'for something to pick on.
Kadınların sorunu da bu, hep kusur bulacak bir şey bulma derdindeler.
Pebble, stop fussing like an old hen, and go to your bed.
- Evet. Pebble, bırak yaşlı tavuklar gibi didiklemeyi de, yatağına git!
Stop fussing around and sit down and talk to me.
Dolanıp durmayı bırak da, oturup konuş benimle.
Stop fussing.
Titizlenmeyi bırak.
Always fussing.
Daima yaygaracıdırlar.
Stop fussing, Sara.
Artık uzatma Sara.
Makes me sick all this talking and fussing about nonsense.
Bu manasız konuşmalar beni hasta ediyor.
With you, once you've found a patient, you can't stop fussing about him.
Bir kere sen bir hastan olduğunda onu kafaya takmadan duramazsın.
For pity sakes, go and tell them and stop fussing at me.
Allah aşkına, gidip onlara söyle de beni kızdırmayı bırak.
What are you fussing about?
Niye mızmızlanıyorsun?
No fussing.
Telaşa gerek yok.
Stop fussing about nothing.
Boşuna telaşlanmayı kesin.
You start wailing and fussing.
Ağlayıp sızlamaya başla.
You've been fussing over me for 12 years.
12 yıldır ortalığı velveleye veriyorsun.
Please, stop your picking and fussing!
Lütfen, titizlenmeyi ve toplamayı bırakın!
Oh, don't you start fussing too.
Gereksiz yere telaş yapmayın.
What are you fussing with the buttons on your dress for?
Elbisenin düğmeleriyle niye oynayıp duruyorsun?
- Fussing?
- Oynamak mı?
Stop fussing.
Saçmalamayı bırak.
Would you stop fussing that budget for a minute and answer a question?
Bir dakikalığına o bütçeyle uğraşmayı bırakıp da bir soruyu yanıtlar mısın?
Darling, stop fussing with that silly pipe...
Sevgilim, o aptal pipoyla oynamayı bırak.
Now then, stop fussing and go to sleep.
Şimdi, ağlamayı bırak ve uyu.
Always fussing
Her zaman yaygaracıdır..
Fussing about a small thing like a woman!
Kadınlar gibi küçük şeyleri büyütme!
There's just been a heap of fussing about it, but it seems like folks have gone and left it up to me.
Aslında ben kendimi en hızlı sanıyordum, ama görünüşe göre buralarda beni pek tanımıyorlar.
Stop fussing over me and tell me what you have in mind?
Senin ilginden hoşlanmıyorum, bana aklından geçenleri söyle.
Do stop fussing, Quimper,
Velveleyi kes, Quimper.
Your fussing.
Gereksiz telaşlarından.
A man's been murdered, man, and you're fussing about dinghies?
Bir cinayet işlendi ve siz filikalarla mı ilgileniyorsunuz?
Stop fussing about, looking for things to do.
Çırpınıp durma, yapacak bir şey arama.
At your age, fussing is bad for the heart!
Bu yaşta, bu sinir kalbe kötü gelir!
Fussing around her like a mother hen.
Onu anaç tavuk gibi kollardın.
Stop fussing!
Can sıkmaktan vazgeç!
"All this fussing and fighting, man, you know I sure can't stay."
"All this fussing and fighting, man, you know I sure can't stay."
Without fussing around
Yaygara yapmadan çalışalım.
I ain't fussing.
Ne mızmızı?
Stop fussing.
Bırak saçmalamayı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]