English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / Fuzzy

Fuzzy translate Turkish

1,300 parallel translation
You were probably just shooting big fuzzy craps.
Muhtemelen ıvır zıvır şeylere ateş ediyorsundur.
Sorry Fuzzy.
Kusura bakma Fuzzy.
Fuzzy, give me a break.
Fuzzy, bana bir şans tanı.
Okay Fuzzy, they're gone.
Tamam Fuzzy, gittiler.
Fuzzy?
Fuzzy?
Don't die on me, man, Fuzzy.
Sakın yanımda ölme dostum, Fuzzy.
I'm sorry, Fuzzy was a good cop.
Başın sağolsun, Fuzzy iyi bir polisti.
Image, ah, goes fuzzy
Resim, ah, çok dandik oluyor
Fuzzy, yeah.
- Dandik, evet, - Ha ha
Maybe a big, fuzzy dog.
Kocaman tatlı bir köpek olabilir.
The Chatham Fuzzy Dogs?
Chatham Tatlı Köpekleri mi?
"Go, Fuzzy Dogs"?
"Bastırın, Tatlı Köpekler"?
"I love the fuzzy dogs!"
"Tatlı köpekleri seviyorum!"
At first it was kind of fuzzy.
Başta, belirsiz gibiydi,
I'm fuzzy wuzzy the bear.
Ben kivircik vizildayan ayiyim.
You just established that fuzzy wuzzy had no hair. Why would you then ask, was he?
Kivircik vizildayan killari yoktu ya simdi cikardin.
Like a question, like you didn't know if he was fuzzy or not.
diye niye sordun o zaman? Soruymus gibi, sanki vizildayip vizildamadigini bilmiyorsun.
It is a question. I'm asking if fuzzy is or isn't fuzzy. What is so wrong about that?
Bu bir soru, vizildayip vizildamadigini soruyorum.
"Fuzzy wuzzy wasn't very fuzzy, was he."
Kivircik vizildayan aslinda pek vizildamiyordu, vizildiyor muydu?
I don't think it's that obvious if fuzzy wuzzy was or wasn't fuzzy.
Cok acik oldugunu sanmiyorum. Su kivircik vizildayandi ya da vizildamayandi.
He wasn't very fuzzy... Was he?
O kadar kivircik degil, oyle miydi?
I'm still fuzzy on why you were here at night.
Gece vakti burada ne arıyordun, hala anlamış değilim.
The fuzzy no-nose chimp?
Şu burunsuz şempanze mi?
One fuzzy navel for the lady.
Bayan için bir bulanık göbek.
One more fuzzy navel for the lady.
Bayan için bir bulanık göbek daha.
- Oh man, it's like... It's like waves going through you. All warm and fuzzy.
Dostum bu şeye benziyor- - sıcak bir esintinin içinden geçmesi gibi.
He is very reluctant to take part in fuzzy political discourse and there's the difference between the pragmatist who wants to work with concrete stuff and not let the steam go out through his ears, like we used to do in the 1960's.
o da, kuralları belirlediği bir alanla radikal olabilir bizim 60'lardaki halimiz gibi
They call you Ms. Warm and Fuzzy?
Size de Bayan Sıcak ve Yumuşak diyorlar.
And then I'm gonna break free, crack your skull open, and drink a beer over your fuzzy corpse.
O zaman özgür kalacağım ve kafatasını açıp cesedinden bira içeceğim.
For rainbows are made of happy thoughts, and dreams, and chocolate unicorns, and gumdrops, and licorice sunsets, and fuzzy gumdrop bears, and sugar-coated chocolate gumdrop land.
Çünkü gökkuşağı, mutlu düşünceler ve hayaller ve çikolatalı tek boynuzlu atlar ve sakızlı şekerler ve meyankökü kokteyli ve jelibon ayıcıklar ve şeker kaplı çikolatalı sakızlı şekerler ülkesinden oluşur.
I looked at it today and there it was, all fuzzy and blue, and I just couldn't stand it any more.
Bugün o mavi havluya baktım ve daha fazla tahammül edemedim.
Well, so your photographs are a little fuzzy.
Eee, fotoğrafların biraz bulanık.
I was living in this fuzzy world of daydreams and I just got yanked out of it.
Tüylerle kaplı bir hayal dünyasında yaşıyordum ve birden oradan çekilip alındım.
I'm still fuzzy on why they threatened to call it off in the first place.
Bu kadar uzaktan tehdit ederek çağırmalarını hala daha anlamış değilim.
I'll have a fuzzy navel.
Hey barmen. Ben bir votka-bull istiyorum.
- Two fuzzy navels coming up.
- İki votka-bull geliyor.
- No. About all the warm and fuzzy family moments that went on tonight. - Are you okay?
Bu gece yaşanan, aile sevgisiyle dolu anlar hakkında.
- Fuzzy.
- Çok yumuşak.
- I ate the fuzzy Certs.
- O yumuşak Certs'ü yedim.
We were all sitting on the floor, talking, laughing... and after that, it gets fuzzy.
Bundan daha iyisini yapabiliriz. Dairede çocuklarla yalnız görüşüyor. Onu içeri almadan önce daha çok cephane toplamalıyız.
What do you mean, "fuzzy?"
Bakalım okul neden onun öğretmenlik yapmasını istemiyormuş?
It's fuzzy and black.
Bu simsiyah olmuş.
It is fuzzy and black.
Evet, simsiyah.
Fuzzy clothes, plastic jewelry.
Tüylü kıyafetler, plastik takılar.
WELL THEN YOU SHOULD FIND YOURSELF SOME NICE, FUZZY LEZZIE WITH A THERAPIST'S LICENSE AND WORK IT OUT.
Öyleyse, kendine terapist lisansı olan güzel bir kıvrak bir lez bulmayı denemelisin.
Chicks dig the fuzzy dude!
Piliçler Kürklü adamı seviyorlar! Öyle değil mi?
My memory's a little fuzzy, but it went exactly like this :
Hafızam iyi değildir ama hayal meyal şöyle oldu :
of fuzzy fun. " That is one ugly kid.
Bu çirkin bir çocuk olmalı.
Makes me fuzzy all over.
Çok sevindim.
Big Boy goes there... and Fuzzy goes there... and Teddy goes there and Piggy goes there... and Monkey goes there and little Skippy goes there.
Büyük çocuk oraya... Kıvırcık buraya... Ayıcık oraya...
'CAUSE HIS BUTT CHEEKS WERE COVERED WITH THIS SOFT, FUZZY DOWN
Çünkü kalça yanakları yumuşak tüyler ile kaplıydı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]