English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ G ] / Gags

Gags translate Turkish

174 parallel translation
I think up funny gags.
Komik espriler buluyorum.
I've had enough gags pulled on me this morning.
Bu sabah yeterince şaka yapan oldu zaten.
So it's just one of your little gags to get me here!
Demek ki, beni buraya getiren senin küçük kandırmacalarından biri!
Sometimes you're so beautiful it just gags me.
Bazen güzelliğin nefesimi kesiyor.
No music, no gags, no flag-waving.
Müzik, espri ve bayrak sallama olmayan.
You and your gags!
Senin şu şakaların yok mu?
Come on, Miss Kelly, no gags, please.
Yapmayın Bayan Kelly, şaka istemiyorum.
I don't wanna put gags in your mouths.
Ağzınızı tıkamak istemiyorum.
But pot liquor for the goose sometimes gags the gander.
Ama hiç gitmediğiniz yerleride, düşünmeniz gerek.
Forget it, Walters, this is no time for gags.
Bırak Walters, şakanın zamanı değil.
- Want some cheap, gruesome gags?
- Ne sağlarsın? Ucuz safsatalar mı?
And I'll do a lot of other gags.
Ben çok şaka yaparım.
And the tipsyness let him create the weirdest gags.
Esrikliği acaip espriler bulmasına neden oldu.
Gotta keep him and Marv apart and still finish the gags on this picture...
Marv'la bunu göz önünde tutmam bir yandan da bu filmi tamamlamam gerekiyor...
Gags took a walk through a twelfth-storey window.
Gags binanın 20. katının penceresinden uçmuş.
On the side Gags was laying down juice loans on the street for this Attaglia.
Gags ikinci bir iş olarak Attaglia adına tefecilik yapıyormuş.
- Gags down our merch?
- Emanetimiz Gags'da mıymış?
It was your money that was in Gags'pocket when he went out the window.
Pencereden fırlarken Gags'in cebindeki para, senin parandı.
- "This" is Joe Gags.
- "Bu", Joe Gags.
I don't know some clown named Gags.
Gags denen soytarıyı da tanımıyorum.
You found my money on Gags.
Gags'ın üzerindeki paramı buldun.
He downed the merch to Gags, is what he said.
Malı Gags'e verdiğini söyledi.
The guy Gags had?
Gags'le görüşen?
- That merch you put down to Gags.
- Gags'e verdiğin şu mal.
So I said to Gags "I wanna meet this guy." He tell you that?
Bu yüzden Gags'e "Bu adamla görüşmek istiyorum." dedim. Sana bunu söyledi mi?
And he got that way selling cheap gags and Halloween masks.
Ve bunu ucuz şaka oyuncakları ve maske yaparak başardı.
You know how these clowns have to get their gags in.
Bu soytarıların şaka yapış tarzını biliyorsun.
[Gags] That's true too, you know?
Aynen de öyle, biliyor musunuz?
He loves the crazy chick in the see through dress who does the flower gags and then drowns herself.
Çiçek şakaları yapan, sonra da boğuluveren saydam kıyafetli çılgın piliçlere de bayılır.
Nigel and I gotta work the gags.
Nigel ve ben numaraları çalışacağız.
Well, I thought one or two cheeky gags, followed by " She Was Only The Ironmonger's Daughter,
Bir iki arsız şaka düşünmüştüm, peşinden de, " O Sadece Nalburun Kızıydı,
Now, come on. [GAGS]
Ve sen sevgilim, tavuk yapmayı iyi biliyorsun.
If you're testing one of your gags on us, I don't have time for it and neither do you.
Eğer o şakalarından birini yapıyorsan, ne benim ne de senin buna vaktin yok.
He would go in without anything prepared... and his ass would ad-lib and toss the gags back at him every time.
İçeri hiç hazırlık yapmadan giriyordu. Kıçı da her seferinde doğaçlama söylüyor ve şakayı ona geri paslıyordu.
It's just constantly filled with, um, new routines, ideas, gags, brilliant and creative twists.
Beynimi sadece..... yeni alışkanlıklar, fikirler, şakalar, parlak ve yaratıcı şeylerle meşgul etmeliyim.
I aim to be a martial artist that can also let fly with the gags, you know!
Benim amacım Dövüş sanatı yapıp uçarken bile şaka yapmak, biliyorsunuz!
Oh, it's the lame April Fools'gags, huh?
Şu yürek parçalayıcı Nisan 1 şakaları değil mi?
It's just- - It's-It's the same, old, tired gags, isn't it?
- Bu- - bu - aynı, eski püskü bir numara, öyle değil mi?
You'll catch- - [Gags] cold.
Üşüteceksiniz.
The gags were great.
Hırıltılar harikaydı.
- Dojokes, gags, you know.
- Şakalar, numaralar, bilirsin işte.
- [Gags] Oh, baby hate bib.
- Bebek, önlükten nefret ediyor.
[FRY GAGS]
[FRY TİKSİNİR]
[RECORDED VOICE GAGS]
[KAYDEDİLMİŞ ÖKSÜRME SESLERİ]
[RECORDED VOICE GAGS AND STOPS]
[KAYDEDİLMİŞ ÖKSÜRME SESLERİ]
[CREW GAGS]
[EKİP ÖKSÜRÜR]
[Gags, Coughs] Tastes like cigarette butts!
Sigara izmariti gibi tadı var.
They both been into stunt gags for years now.
İkiside yıllardır dublörlük işinde.
Clip's very big on novelty gags.
Clip şaka yapmaya bayılırdı.
[Slurps, Gags ] [ Laughs Nervously] Not to worry.
Endişelenme.
They only have guts for silly gags.
Onların ancak ağızlarını ve bağırsaklarını dolduracak kadar cesaretleri vardır.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]