English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ G ] / Gambled

Gambled translate Turkish

394 parallel translation
For the first time in my life, I've gambled and I've danced.
Hayatımda ilke kez kumar oynadım ve dans ettim.
Each night we gambled and shared 50-50.
Her gece kumar oynayıp kazandıklarımızı paylaştık.
You've thrown your career away on a long shot and gambled away our happiness.
Minicik bir ºans için meslegini çöpe atip mutlulugumuzla kumar oynadin.
- but at least when he gambled, he won. - I'm sick of Callahan!
- Bıktım bu Callahan'dan!
Look here, Geoff, the boys gambled and he lost.
Bak, Geoff, çocuklar kumar oynadı ve o kaybetti.
She never gambled'fore she met him.
Og ile tanışmadan önce hiç kumar oynamamıştı.
I never gambled in all my life.
Hayatım boyunca kumar oynamadım.
Herr wagner, i've never gambled for money.
Bay Wagner, hiç parayla kumar oynamadım.
You gambled on getting a confession, and you didn't get it.
İtiraf konusunda bir kumar oynadın ve kazanamadın.
Gambled.
Kumar oynadım.
- You mean, gambled?
- Kumar mı?
Did you go where they gambled?
Kumar oynadıkları yere gittin mi?
You think I'd have got this place for the price I did if the first owner hadn't gambled and lost the whole works to the bank?
Buranın ilk sahibi kumar yüzünden iflas edip bankalara borçlanmasaydı, bu kadar ucuza ben burayı nasıl alırdım sanıyorsun?
Thought you said you never gambled.
Hiç kumar oynamadım demiştin.
Gambled and spent
Gambled and spent
I gambled in green pastures, the dice were my cousins and the dolls were agreeable with nice teeth and no last names.
İki hafta boyunca doyasıya kumar oynadım, zarlar dostumdu kızlar idare ederdi, dişleri düzgündü, soyadlarını hatırlamıyorum bile.
You had your chance, and you gambled it away.
Eline geçen fırsatı kendin harcadın.
You mean something like, "Gus was a formidable opponent but when he faced the wild man of the Andes he gambled with his life."
Gus çetin bir rakipti ama Andların vahşi adamıyla karşılaşmakla hayatıyla kumar oynadı... -... gibi bir şey mi?
So he gambled for support and I gave it to him.
Bu yüzden destek için kumar oynadı ve ben de ona destek verdim.
- You gambled and lost, Morgan.
- Kumarı kaybettin, Morgan.
Borghesio gave me 100,000 lira for his son, and I gambled it all.
Borghesio oğlu için bana 100,000 lira verdi ben de hepsini kumara yatırdım.
You gambled with Gérard's life
Gérard'ın hayatıyla oynadınız.
Laugh, you've gambled away your food.
Gül sen gül! Ekmek tekneni kaybettin.
- You never gambled?
- Hiç oynadın mı?
I gambled and won.
Kumar oynadım, kazandım.
I gambled all afternoon.
Öğleden sonra kumar oynadım.
When married, I gambled in secret.
Evli olduğum zaman, gizli gizli oynuyordum.
I've got the feeling I gambled him away.
Ondan uzakta oynamış hissine kapılıyorum.
_ Not if he gambled it away.
- Kumarda kaybettiyse olmazdı.
You gambled your head away, Yankee.
Kumarda kafanı kaybettin, Yankee.
I gambled Lee would risk his cavalry and he did. He did.
Lee süvarilerini gözden çıkarabilir dedim, çıkardı.
You gambled your life for me once, with Willi.
Hayatını benim için bir kez riske attın. Willi ile.
I gambled and I lost.
Bir kumar oynadım ve kaybettim.
You shouldn't have gambled away the money.
Parayı kumarda kaybetmemen gerekiyordu.
They belonged to men who worked, gambled and drunk all day long at places far away from Marthy Hillmanns land.
Gün boyu erkekleri kumar oynatıp sarhoş etmek için uğraştılar çok uzaklardan Marthy Hillmanns arazisinden.
That day on the races I gambled away all my many.
O gün yarışlara elimdeki tüm parayı yatırdım.
If I gambled with your money, I did so for you.
Paranla kumar oynadıysam, senin içindi.
He didn't care if his family had anything to eat he just gambled away!
Ailesi ne yer, ne içer diye... hiç umursamadı, sadece oyun oynadı!
He gambled, I won.
O kumar oynadı, ben kazandım.
Because men once gambled for the clothes of Christ.
Çünkü bir adam ilk başta İsa'ya daha yakın olmak için kumar oynardı.
Uh, I got a sneaking suspicion... you would not break down... if I gambled in a different morgue.
Başka bir morgda kumar oynarsam çok üzülmezsiniz herhalde.
I gambled on his humanity.
Onun insanlığı üzerinde kumar oynadım.
No. Michel gambled for the money.
Hayır, Michel para için kumar oynadı.
He gambled away his youth.
Kendi gençliğini kumarda kaybeden biri.
How you gambled everything on a cattle drive... to some wild, faraway place called New Mexico.
New Mexico adιnda vahşi ve uzak bir yere... sιğιr götürmek için her şeyinle kumar oynadιğιnι...
There was only half a bottle of water left and we gambled for it.
Sadece yarım şişe suyumuz kalmıştı ve onun için kumar oynamıştık.
I admit I had some such idea, but it looked like I gambled wrong.
İtiraf etmeliyim öyle bir fikrim vardı. Ama sanırım yanılmışım.
I gambled away enough money to go bankrupt.
İflasın eşiğine gelesiye para kaybettim.
But you gambled too big this time... and there's too many people who know you're somebody after all... and you won't have much time for playing your funny games.
Ama bu sefer çok büyük oynadın bundan sonra bir çok insan seni birisi olarak tanıyacak. Bu oyunu sürdürmek için fazla zamanın yok artık.
But we've never gambled... you may enjoy watching me win.
- Hiç kumar oynamadık...
They danced the zamba and gatos... and gambled their pesos away.
Dans edip paralarıyla kumar oynadılar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]