English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ G ] / Gaping

Gaping translate Turkish

265 parallel translation
Don't stand there gaping.
Aptal aptal bakıp durmayın.
You've driven me near madness with your peering through the keyholes and gaping through the curtains.
Anahtar deliklerinden, perde aralarından beni izleyerek beni delirttiniz.
Cook, that's a petticoat you're gaping at. You've seen a petticoat before.
Daha öncede etek görmüşsündür.
Come along now - what are you standing there gaping at?
Hadi. Orada dikilip neye bakıyorsun?
- And Uffe only stood there gaping.
- Uffe'nin ağzı bir karış açık kaldı.
That gaping puss! How's a body to tell whether an Injun's running a bluff?
İnsan bir kızılderilinin blöf yapıp yapmadığını nasıl bilebilir?
What are you all gaping at?
Neye bakıyorsunuz öyle?
Well, don't stand there gaping, Pringle.
Orada öyle durma. Onları hemen içeri al.
Your wife is gonna find them full of big, gaping holes.
Karınız onları büyük delikler içinde bulacak.
Those moths are probably right now chewing away big, gaping holes.
O güveler büyük ihtimalle şu anda büyük delikler açmaktalar.
Don't stand there gaping!
Şaşkın şaşkın durma orada!
Don't stand there gaping at me.
Şaşkın şaşkın bakma bana.
Well, don't stand there gaping!
Öyle ağzın bir karış durma karşımda!
Don't stand there gaping, ugly!
Orada ne dikiliyorsun, salak?
You there, gaping like cattle... and you, bloated with complacency... this might be your last hour.
Sen, aval aval bakan ve sen, kibirinden şişmiş olan bu sizin son saatiniz olabilir.
Don't stand there gaping!
Öyle aval aval bakma!
That peach you're gaping at is Marianne.
Ağzın açık baktığın şeftali ise Marianne.
Lease stop gaping.
Lütfen sızlanmayı kes.
We saw grenadiers die without a cry... generals with gaping bellies... bloody uniforms, holes for eyes.
Çığlık bile atamadan ölen askerler karnı yarılmış generaller kanlı üniformalar, oyulmuş gözler gördük.
Don't just stand there gaping at me.
Orada ağzı açık dikilip durma.
Fiddling and gaping over there.
Ağzını bir karış açmışsın orada.
Sisters, don't stand around gaping.
Hemşireler, orada boş boş durmayın.
Oh, don't just standing there gaping, you nit!
Ağzını açmış bir şekilde durma öyle aptal!
Well, what are you yahoos a-gaping at?
Siz kılıksızlar nereye bakıyosunuz öyle?
Don't just stand there gaping.
Orada öyle şaşkın şaşkın durma.
I have looked into the depths of this man's soul and I have seen a gaping void within, to reveal the awful truth, he has no soul at all, no human spark, not even the merest speck of morality so dear to mortal man does this monster possess.
Bu adamın ruhunun derinliklerine baktım ve içinde kocaman bir boşluk gördüm. Korkunç gerçeği ortaya çıkartacak ne bir ruh ne de insani bir kıvılcım var onda. Ne de fani insan için çok önemli olan erdemden zerre kadar bile yok bu canavarda.
I find your argument strewn with gaping defects in logic.
Bu argümanınızı mantık dışı noksanlıklarla bezenmiş buluyorum.
So just don't sit there gaping - get to work!
Burada şaşkın şaşkın bakacağınıza işe koyulun!
If I were juggling tomatoes, you would be standing gaping.
Eğer domates hokkabaz olsaydı, şaşırıp ayakta dururdunuz.
What are you gaping at? Back to your barracks. Go to bed!
Burada durmuş neye bakıyorsunuz?
She must be lying there a few days, mutilated like the others, with gaping wounds in her neck.
Birkaç gündür orada öylece yatıyor olmalı, diğer kızlar gıbı yaralanmış, boynunda açılmış yarıklar.
waiting for the fire without flames to consume the stairs, waiting for the streets to subside and split down the middle to reveal the gaping labyrinth of the sewers ; waiting for the rust and mist to invade the city.
... alev alev yanan ateşin merdivenleri kül etmesini sokakların ortadan ikiye ayrılarak kanalizasyonlardan oluşan labirenti ortaya çıkarmasını sis ve pusun şehri ele geçirmesini bekliyorsun.
and here's the killer again with a right and another left and a bash with a hammer and a terrific smack with a heavy thud right into the skull and there's a gaping hole right through the champ's body now.
Katil'den bir sağ, bir sol çekiçle bir darbe ve kafatasına bir vuruş. Şampiyonun vücudunda bir delik açıldı.
And in the gaping red hole... of his mouth... beneath the nicotine... his gold teeth shine.
Ve kırmızı açık bir delikte... Ağzı... Nikotin altında...
Look at him gaping'!
Nasıl alık alık bakıyor!
If I'm destroyed, that gaping wound opens.
Eğer ben yok olursam bu yaralar açılır.
Zip that gaping hole of a mouth up, Peggy... before I plug it up with my fist.
Şu açık çeneni kapatsan iyi edersin Peggy... gelip yumruğumla kapatmadan önce...
Nothing but a huge gaping hole which I am about to try to sew up. Now then.
Hiçbir şey, sadece kocaman esneyen bir delik üzerinden dikecek olduğum kocaman bir delik.
Don't stand there gaping like an idiot.
Öyle salak salak durma.
The man you were gaping at is behind us now. Wait Gulbadan.
Adam kendini size kaptırdı Şimdide arkamızda bekle Gulbahar
Go soon without gaping.
onu buraya getirsinler
Everyone gaping and shouting :
Herkes şaşırmış durumda ve bağırıyor :
But not gaping.
Ama deniz anası gibi değil.
They've got kids at home, hungry mouths, gaping like birds'beaks.
Evde çocukları var. Kuşların gagaları gibi açık aç ağızlar.
Since the hour you vomited forth from the gaping wound of a woman, you've done nothing but drown man's soaring desires in a deluge of sanctimonious morality.
Yaralı bir kadının ağzından kustuğundan beri... hiç bir şey yapmadın, fakat insanları mutaassıp ahlakın tufanında... artan isteklerinle boğdun.
What are you gaping at?
neden şaşırdın mı?
What are you gaping at, you idiot?
Neye bakıyorsun, seni geri zekalı?
Don't just stand there gaping, move!
Öyle dikilip durmayin, kimildayin!
It's cluttered with debris, potholes, large gaping crevices, and numerous mud puddles.
Enkazlarla, çukurlarla, geniş ağzı açık yarıklarla ve çok sayıda çamur birikintileriyle dolu.
There have been some gaping holes in the business end...
Ticarette bazı boşluklar vardır ve...
Youre gaping, Mr Johnson!
Ağzınız açık kaldı Bay Johnson!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]