English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ G ] / Gaz

Gaz translate Turkish

12,889 parallel translation
Hey there, incoming', this here's the gas freighter Rocinante.
Selam. Gaz şilebi Rocinante konuşuyor.
I'm gonna take'em down clean and fast, then we're gonna burn like hell somewhere safe.
Ben hızlı ve temiz bir şekilde onları saf dışı ederim. Ardından tam gaz güvenli bir yere gider ve orada bir sonraki adımımızın ne olacağını düşünürüz.
We will be cruising at a comfortable one-third G, so feel free to move about the compartments until our mid-point flip-and-burn.
Konforlu bir G hızında yol alacağız. Bu yüzden orta noktada tam gaz yol alıncaya kadar kompartımanlar arasında hareket etmede özgürsünüz.
Canterbury, burn like hell. You got incoming.
Canterbury tam gaz kaçmanız gerekiyor!
You are a gunship and I am a Navy pilot, so... To hell with this gas-hauler bullshit.
Sen bir savaş gemisisin ben de donanma pilotu yani bu lanet gaz taşıma gemisinin canı cehenneme!
( JP ) We've been ordered to save oil.
Gazı idareli kullanmamız emredildi.
Mercury is most deadly in its gaseous state.
Cıvanın en ölümcül hâli gaz hâlidir.
Okay, soon as we're clear, open it up and we'll see what we can do.
Tamam, çıkar çıkmaz Gazı aç bakalım neyimiz var
Maybe — Maybe your — your gases built up from decomposition and maybe your soul leaving you?
Belki, belki çürüdüğün için gaz birikmiştir. Belki de ruhun bedenini terk ediyordur.
Whenever she wants, she's thirsty or whatever, she can drink my spit, and then she can ride my gas to wherever she wants to go.
Ne isterse yapacağım. Susarsa, tükürüğümü içebilir. Nereye gitmek isterse gazımla onu götürebilirim.
You can't use your gas in front of other people.
Başkalarının önünde gazını kullanamazsın.
Life is nothing more than a state of matter, like a gas or a liquid,
Hayat maddenin halinden fazlası değil, sıvı ve gaz gibi
- Gas masks, air-raid warnings...
- Gaz maskesi, saldırı alarmı...
I turned on the gas.
Gazı açtım.
The guy's gassed out.
Adam gazı soludu.
Don't encourage him.
- Şuna gaz vermeyin.
Chris, where are the gas masks?
Chris, gaz maskeleri nerede?
- Gas.
- Gaz.
It wasn't a gas leak.
Gaz kaçağı değildi.
That was not a gas leak.
Gaz kaçağı falan değildi.
There may have been a sarin gas warning.
- Sarin gazı kullanılmış olabilir diyorlar.
There was a sarin gas warning.
Sarin gazı uyarısı yapılıyor.
- Frank. - In Quito, the man on the street doesn't know that tomorrow, in addition to the gunfire and indiscriminate attacks the threat of chemical war looms over the city.
- Quito'daki insanlar, silahlı çatışmalar, artan şiddet olayları ve kimyasal gaz tehdidi karşısında gelecekten ümitsiz.
¶ I'd drive to the end of the earth and afar ¶
¶ Dünyanın bir ucuna kadar köklerdim gazı ¶
Better than the gas chamber.
Gaz odasından iyidir.
The proxies are saying it was a gas leak.
Yetkililer gaz sızıntısından olduğunu söylüyorlar.
It's in the gas-chromatography machine.
Gaz Kromatografi makinesinde.
- You know that cheese gives me gas!
- Peynirin bende gaz yaptığını biliyorsun.
Keep your gas for the race, alright?
Yarış için gaz tut, tamam mı?
And it's been a whole day since we seen that, that fucking psychopath with the fucking mask.
O gaz maskeli psikopatı, görmeden bir gün boyunca ilerledik.
- A gas mask.
- Gaz maskeli.
- Gas mask.
- Gaz maskeli.
And that now, once again, our plan is back on track.
Şimdi ise planımız yeniden tam gaz devam ediyor.
But after gassing the cadets and dangling me over an empty stairwell, he just disappeared.
Mezunlara gaz salıp beni merdiven boşluğunda salladıktan sonra kayıplara karıştı.
"Have a plan, don't be afraid, and have plenty of antacids on hand in case of indigestion."
Plan yapın, korkmayın ve mide gazı ihtimaline karşı elinizde ilaç bulundurun. "
I have gassed a room full of folks with a deadly toxin.
İnsan dolu bir odaya ölümcül bir gaz saldım.
Plain old knockout gas.
Ve ölümcül zehir bildiğimiz bayıltma gazıymış.
Whatever that gas did to him, he's not the man he was before.
O gaz ona ne yaptıysa eskisi gibi bir adam değil artık kendisi.
Should I gas him?
Odaya gaz vereyim mi?
As I was saying... we need to know what you know, and you're going to tell me, or poison gas will spew from the nozzles above your head and you will both die very... very painfully.
Dediğim gibi neler bildiğinizi bilmemiz gerek siz de bana söyleyeceksiniz yoksa zehirli gaz kafanızdaki her delikten nüfuz edecek ve ikiniz de acı içinde öleceksiniz.
Mine are all wet.
Benimkinin gazı kaçmış.
Mom, it... smelled like gas and overheated all the time... and it was just old.
Anne, o... gaz gibi kokuyor ve her zaman aşırı ısınıyordu... ve sanki çok yaşlıymış gibi.
He doesn't smell like oil and grease.
Yağ ve gaz gibi kokmaz.
And these guys all got guns and tear gas bombs in their pockets.
bu adamların hepsi silahlı ve ceplerinde gaz bombaları var.
They got gas, clubs, guns.
Onların, gazı, sopaları, silahları var.
We have tear gas grenades going off in the street 50 yards west of here and I have several guests extremely keen to leave.
Buranın 45 metre kadar batısındaki caddede göz yaşartıcı gaz bombaları patlıyor ve buradan ayrılmak için son derece istekli birçok konuğum var.
Until someone had dropped two gas shells on the playing field.
Ta ki biri oyun alanına iki tane gaz kovanı atana kadar.
One was sulphur mustard. And one was methylphosphonofluoridate.
Biri hardal gazıydı diğeri de methylphosphonofluoridate.
Sarin.
- Sarin gazı.
The, uh, mustard gas burnt the hands and faces of the children.
Hardal gazı çocukların ellerini ve yüzlerini yaktı.
- Who?
HARLEM'DE GAZ PATLAMASI

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]