English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ G ] / Gazelle

Gazelle translate Turkish

288 parallel translation
Saint, sinner, snake and gazelle.
Bir azize, bir günahkâr, bir yılan ve bir ceylan.
"'I never nursed a dear gazelle, to glad me with its soft black eye. "'Um "'And when it came to know me well - "'- "'... and love me, it was sure to die. "'
O sıcak kara gözleriyle beni mutlu etmesi için hiç bir ceylana bakıcılık yapmadım. - Beni daha iyi tanımaya kalkıp... -... sevmeye başladığında ölüme mahkum oldu.
Graceful as a panther, light of foot as a gazelle. A happy woman... And why?
Bir panter kadar zarif, bir ahu kadar narin mutlu bir kadın, ve neden?
Probably out lassoing some ferocious gazelle or something.
Muhtemelen dışarıda muhteşem bir ceylan falan yakalıyordur.
Thompson gazelle.
Thompson Ceylanı.
Who's the Mr. Thompson famous enough to have a gazelle named after him?
İsmini bir ceylana vermiş olacak kadar meşhur olan Bay Thompson kim peki?
Not so. A fine gazelle.
O kadar da değil, bir ceylan bulduk.
And the gazelle eats at one Afternoon one million grass-stalks.
Ceylanda beslenmek için binlerce çim'i yemek zorunda.
- Like a gazelle.
- Keklik gibi.
ADVENTURE IN THE TROPICS This gazelle was killed by Hemingway on his last trip to Africa.
TROPİKAL KUŞAK MACERASI Bu ceylan Hemingway tarafından Afrika'ya yaptığı son gezide öldürüldü.
Here we see them running down a Tommy. A Thomson's gazelle.
İşte, onları bir Thomson Gazeli'nin peşine düşmüşken izliyoruz.
The gazelle seems to have slowed down just a step or two.
Gazel, biraz yavaşlamış gibi göründüğünde...
This gazelle which held me captive beneath the shade of two palm trees.
O ceylan beni iki hurma ağcı gölgesi altında esir etti.
Mountain gazelle.
Dağ keçisi.
She has the eyes of a gazelle.
Ceylan gibi gözleri var.
Of course, I'll send you to the panther team, the gazelle team...
Elbette, seni koyun şubeye, panter şubeye, ceylan şubeye gönderirim.
Sleep, my gazelle.
Uyu sen ceylanım, uyu.
A pair of baboons killed a Thomson's gazelle and ate it.
Bir çift babun, bir ceylanı öldürüp, yedi.
And we interrogated a gazelle.
Ve bir ceylanı sorguya çektik.
But then I was not running like a young gazelle, for obvious reasons.
Ben kendim de ne kadar süreceğine baktım ama elbette ben... bildiğiniz sebepten genç bir ceylan gibi koşamıyorum.
- She's like a gazelle!
- Ceylan gibi namussuz.
But Dr. Chapman says I'II soon be up and bounding about like a young gazelle.
Ama Doktor Chapman yakında iyileşip genç bir ceylan gibi sıçrayıp oynayacağımı söylüyor.
I had taken the form of a gazelle to join my lover.
Aşkıma eşlik edebilmek için ceylan kılığına girdim ben.
But the shadow of the gazelle's curse darkened their lives.
Ne var ki lanetin gölgesi hayatlarını karartıyordu.
This is a cow, not a gazelle.
Bu sığır, geyik değil. Bak.
They call him the Galloping Gazelle.
Taraftarlar onu dörtnala giden ceylan diye çağırır.
For six seasons and two Pro Bowls he grazed on the tasty green turf of the end zone... until one fateful Sunday in November... when the Gazelle was stopped in his tracks... by a big cat named Wayne Shashefski.
Altı yıldır hiç sırtı yere gelmedi. Ama bu kaçınılmaz bir kasım pazarı geldi. Ceylanı bir tuzak bekliyordu.
My heart leaps like gazelle to see you back together again.
İkinizi tekrar bir arada görmek beni öyle sevindirdi ki. Hiç heyecanlanma.
I find it more likely that you were a gazelle with long, graceful legs, gamboling through the underbrush.
Senin çok büyük ihtimalle uzun, zarif bacaklı, çalıların arasından sıçrayan bir ceylan olduğunu düşünüyorum.
I wish I was still a gazelle and you were an antelope or an ibex.
Dilerdim ki ben bir ceylan, sen de bir antilop olsaydın ya da bir yaban keçisi.
Never having seen a gazelle stampede doesn't mean I'm asleep in my life.
Ceylanları görmesem de, bilinçsizce yaşıyorum denemez.
The gazelle laid down next to Rama, giving him his own life.
Ceylan Rama'nın yanına uzandı ve kendi hayatını ona verdi.
- Gambling debts, my gazelle.
- Kumar borcu, ceylanım.
Thank you. Separated from the herd, the gazelle senses danger.
Sürüden ayrılan ceylan tehlike altındadır.
Watch the gazelle, as he grazes through the open plains.
Bir ceylan, kırlarda gezmeye çıkar.
Now, the gazelle's a little spooked, and he could head north to the ample sustenance... provided by the mountainous peaks above.
Şimdi ceylanın kaçması gerekir. Kuzeye gidebilir. Yüksek tepelerin üstündeki olağanüstü güzel tapınaklara.
The gazelle now faces man's most perilous question :
Ceylan, erkeklerin de içinden çıkamadığı bir sorunla karşılaşmıştır.
Then it races like a gazelle when you can't catch your breath.
Ama nefessiz kaldığınızda, bir ceylan kadar hızlı.
Eyes like an eagle or he can move swift like a gazelle.
Kartal gibi gözler veya ceylan gibi hızlı.
Um, I believe the Reebok is a type of African gazelle.
Sanırım Reebok, Afrika ceylanını temsil ediyor.
If you want to eat outside, go hunt down a gazelle.
Dışarıda yemek yemek istiyorsanız ceylan avlayın.
What are the odds of finding a gazelle here?
Buralarda ceylan bulma ihtimalimiz nedir?
There is volcanoes and a gazelle.
Volkanlar ve bir de ceylan var.
The gazelle is quite harmless.
Ceylanlar zararsızdır.
About a bunch of gazelle or something, right?
Bir ceylan sürüsü hakkında bir şeydi, doğru mu?
I mean, who knew there was so much crap to talk about fucking gazelle, right?
Demek istediğim, ceylanlar hakkında anlatacak bu kadar çok şey olduğunu kim bilebilir, değil mi? Ve kim bu kadar önemser?
You see lions eat gazelle.
Gördün mü aslanlar ceylanları yer.
I feel like a lame gazelle stalked by the eyes of an angry leopard!
Kızgın bir leoparın izlediği topal bir antilop gibiyim.
Camel Plains, Dove Hills... Gazelle Cliff.
Deve Ovası Güvercin Tepeleri Ceylan Uçurumu.
Well, she had a lot of enthusiasm but let's just say she wasn't the most graceful gazelle in the flock.
Evet, çok zekice olur. Seni burada yalnız mı bırakayım? Hayır, görülmeme ama duyulmamama ne dersin?
My gazelle, be patient. We won't go back to the herd.
Az kaldı ceylanım, sabret.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]