English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ G ] / Gazillion

Gazillion translate Turkish

91 parallel translation
Collect premiums for a gazillion years, and if the big one ever does hit... declare bankruptcy and retire.
Yıllarca aidat al ve deprem olunca iflasını açıklayıp emekliye ayrıl.
I have 5,000 gazillion-jillion bruises from you.
Hemen çürüyor. Senden tam 5000 tane çürüğüm var.
Suddenly Daddy had a case that had to be solved right away so some clerks and Josh came to help him go through a gazillion depositions.
Aniden babamın acil bir davası çıktı. Josh, onu bir Milyon işlemden kurtardı.
"Remember that thing that died a gazillion years ago?"
"Zilyon yıl önce ölen şu canlıyı unutmayın"
Oh, a gazillion megahertz.
Sizlere katrilyon megahertzten yayın yapıyorum.
God, it's been, like, a gazillion years.
Görüşmeyeli sanki yıllar oldu.
Like I haven't used that one a gazillion times.
Sanki ben bunu milyonlarca defa kullanmamışım gibi.
Danyael, you're a message, and now... for the first time in a gazillion years, I get to know what it is.
Danyael, mesaj sensin. Ve şimdi trilyonlarca yıl sonra ilk defa, bunun ne olduğunu öğrenmeliyim.
Without blowing my horn... ... my computer company is worth a gazillion dollars.
Kendimi methetmek gibi olmasın ama bilgisayar şirketim paha biçilmez değerde.
You must a logged a gazillion hours on that game.
Sen o oyunda çok fazla.. ... zaman geçirmiş olmalısın.
I do not believe we were in that gazillion-dollar house and we didn't end up with a thing.
Trilyon dolarlık o evde olduğumuzu inanamıyorum ve elde avuçta bir şey yok.
My fiancé being shattered into a gazillion pieces is a kind of a consequence.
Nişanlımın paramparça olması bir sonuç.
Well, this one's gonna be a gazillion times stronger, Chiana, so you got ten microts to get your ass outta here
Böylece, bu kez gelen milyarlarca kat daha güçlü olacak, Chiana, dolayısıyla kıçını oradan kurtarmak için on saniyen var
A gazillion!
Görecekler!
A gazillion.
Çok fazla.
The point is the guy's made a gazillion dollars.
Önemli olan adamın bir gazilyon dolar kazanmış olması.
A gazillion dollars?
- Bir gazilyon dolar mı?
Apparently, as far as anyone can tell he was 10-speeding a gazillion miles an hour through Central Park racing with all the other Young Turks.
Açıkçası, herkesin bildiği gibi Central Park'tan geçerken manyak gibi sürat yapıyormuş şu Genç Türk'lerle yarışıyormuş.
A gazillion dollars of equipment, not one jar of peanut butter.
Yiyecek hiçbirşey yok. Fıstık kavanozunda para biriktirmeliyiz.
I've got a gazillion letters that I have to get to.
Halletmem gereken bir yığın mektup var.
AND YOUR POINT BEING? WELL, THERE MUST BE EIGHT GAZILLION GAY PORN SITES.
Sekiz bin yüz milyon tane porno sitesi var en azından.
I-I PERSONALLY HAVE BEEN TO AT LEAST SEVEN GAZILLION.
En azından yedi bin yüz milyon tanesini şahsen gördüm.
I'm gonna be a famous photographer and make a gazillion dollars... taking pictures of anorexic models and fucked-up actors.
Çok ünlü bir fotoğrafçı olacak ve anoreksik modellerle... bitik oyuncuların fotoğraflarını çekerek bir sürü para kazanacağım.
You got your gazillion-dollar trust fund, and your daddy's always gonna be there for you.
Trilyonlarca dolarlık vakıf fonunuz var, ve baban hep arkanda olacak.
Um, a gazillion - is that a real number?
Um, gazilyon- - gerçek bir sayı mı?
We'll use the men for child care, like they've done to us for a gazillion years.
Onlar bizi bunun için zilyon yıldır kullanıyor.
So then, a big corporation down in Texas... offered them a gazillion dollars for it.
Ve ondan sonra, Teksas'tan büyük bir şirket... onlara zrilyonlarca dolar önerdi.
I would bet you a gazillion dollars- - no, I'm even more confident.
On yüz bin milyon dolarına... Hayır, kendimden daha da eminim.
Look, Lionel Luthor pays Safetex, what, a gazillion dollars for personal security?
Bak, Lionel Luthor Safetex'e ne kadar ödüyor? Zilyonlarca dolar mı?
I know he means well, and I'm sure your vintage pieces are very sweet, but I told him a gazillion times, it's a hawaiian luau.
Biliyorum o ciddi ve eminim bağbozumu parçalarınız da çok güzeldir Ona bunun Havai düğünü olacağını binlerce kez söyledim
Dawn, you've been my best friend for like a gazillion years.
Dawn, sen doğduğumdan beri benim en iyi arkadaşımsın.
- Yeah. It's a multi-gazillion-dollar deep-space multi-frequency telescope. - Keeps needing "repairs".
Hep "tamir" gerektiren, akıl almaz derecede pahalı... uzayın derinliklerini gösteren çok frekanslı bir teleskop.
You put all that into a pot, add a- - I don't know, what, a gazillion dollars of real estate, and you got motive.
Bütün bu olanları al ve bu yerin emlak bedeliyle topla, al sana cinayet sebebi.
She's got, like, a gazillion pictures.
Milyarlarca resmi var.
It's made up of a gazillion moments.
Trilyonlarca andan oluşuyor.
We've only gone over the plan a gazillion times.
Planın üzerinden milyarlarca kere geçtik.
Do you want to have a throwdown about my lack of clearance or do you want to help save a gazillion lives?
Yetki konusunda kavga mı etmek istersin yoksa sayısız insanı kurtarmak mı?
They were massacred... by like a gazillion angry Mexicans.
Kılıçtan geçirildiler sayısız kızgın Meksikalı tarafından.
Look, real Manolo's are like a gazillion dollars.
Gerçek Manolo'lar zilyon para.
There's a gazillion of them and only two of us.
Onlardan bir "zilyon" tane var, bizse yalnızca iki kişiyiz.
We're a gazillion times more interesting than Audrina.
Biz Audrina'dan milyon kez daha ilgi çekiciyiz.
a needle in a gazillion haystacks?
Samanlıkta iğne aramak gibiydi.
You're graduating from Maynard Green, your parents have a gazillion dollars.
Maynard'dan mezun oluyorsun.
Stopped by with one of her gazillion cats.
Milyonlarca kedilerinden biriyle buraya geldi.
But we've talked about the demo, like, a gazillion times.
Ama demo hakkında binlerce kez konuşmuştuk.
You've been married a gazillion years.
Bir asırdır evlisin.
Now, when they look at this'ambiguous image they may think they want to fill in the blanks with some bimbo whose movie made a gazillion dollars last summer.
Bu belirsiz imaja baktıklarında boşlukları doldurmak ve milyon dolarlar kazanmak için oraya bir adam yerleştirirler.
I want to send out a gazillion bouquet...
Bir buket trilyon göndermek istiyorum.
Which narrows it down to a gazillion.
Seçeneklerimizi hiç azaltmıyor.
It sold a gazillion copies and now he lives in a castle with a snake and a monkey.
Albümü çok fazla satıldı ve şimdi bir yılan ve maymunla birlikte bir kalede yaşıyor.
First, I'm going to write a book. It is going to sell a gazillion copies.
Rose Red'den sağlam verilerle döndüğümde beni işe almak isteyecek bir sürü okul olacak.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]