Genitals translate Turkish
520 parallel translation
- A child with genitals?
- Organları olan bir çocuk mu?
Genitals — come off it!
Oralar mı - boşversene!
Genitals are part of the body.
Onlar da vücudun bir parçası.
And for genitals?
Peki ya üreme organlarına ne denir?
In September, when I watched the official sacking of Carmelite Convent I had to bend over in the courtyard and vomit as I watched my prophecies coming true and women running by, holding in their dripping hands the severed genitals of men.
Eylül'de, Carmelite Manastırı'nın resmî olarak yağmalanışını izlerken avluda eğilip kusmak zorunda kaldım çünkü kehanetlerimin gerçekleştiğini görüyordum kandan vıcık vıcık olmuş ellerinde erkeklerin koparılmış cinsel organlarıyla koşuşan kadınları izledim.
They're trying to protect their genitals.
Cinsel organlarını korumaya çalışıyorlar.
And to feel this current of energy... leading to a very warm, strong sensation... particularly in the genitals.
Özellikle cinsel bölgelerdeki çok sıcak ve güçlü heyecana yol açan bu enerji akımını hissetmek.
There are just cunts, genitals.
Sadece vajinalar, cinsel organlar var.
Did you fondle his genitals, did he oblige you to do so?
Onun organını zevkle okşadın mı? Ya da seni buna zorladı mı?
I gave up comparing genitals back in the schoolyard.
Başkalarıyla penis boyumu karşılaştırmayı ilkokulda bırakmıştım.
His hand was on your genitals?
Cinsel organınızı elledi mi?
In summer, the breeze enters under the genitals.
Yazın, rüzgâr takımların altında efil efil eser.
In your imaginative sphere you must visualize the genitals
Zihninizin içinde cinsel organları görselleştirin.
Despite these anomalies the patient's genitals remain entirely intact and unaffected.
Bütün deformasyonlara rağmen, hastanın genital bölgesi ve cinsel organı iyi durumda.
The substance it produces charges the entire sexual apparatus, from the cerebral cortex to the genitals.
Bütün seksüel açarlarla üretilen kuvvet beyin korteksinden cinsel organlara gider.
... and then they castrated him with a machete, and then they ate his genitals...
... ve sonra onu bir pala ile hadım ettiler ve testislerini yediler...
They tied him to a stake and they castrated him with a machete and then they ate his genitals.
Bir kazığa bağladılar ve hadım ettiler Ve sonra testislerini yediler.
Mostly prostitutes, female runaways, half-eaten, genitals torn out.
Çoğu fahişe, kaçak, yarı yenmiş, cinsel organları koparılmış.
Once in the head, once in the genitals.
Biri başına, biri cinsel organına.
And the genitals are the organs which, in humans, provide for reproduction through formation and fusion of male and female sex cells.
Ve insanların genital organları, kadın ve erkeğin cinsel birleşmesi yoluyla üremeyi sağlamaya yarar.
I may as well have left my genitals at home!
Bilseydim, takımları evde bırakırdım.
'With cattle prods attached to their genitals? '
Cinsel organına sokulmuş sopayla mı?
It exposes our heart and genitals.
Kalbimiz ve organlarımız korunmasız.
Either that, or "Here are my genitals, please kick them".
Ya öyle, ya da "İşte organlarım, lütfen tekmeleyiniz" diyor.
When you put your heart and genitals into something, it always becomes personal.
Kalbinizi ve cinsel organlarınızı bir şeye soktuğunuzda, bu daima kişisel bir şey olur.
- So genitals remind you of actresses?
- Cinsel organlar size aktrisi mi çağrıştırıyor?
And marks and evidence... of excessive burns on his genitals.
Genital bölgesinde aşırı yanık izleri ve kanıtları var.
But I'm glad she unintentionally drew my attention to my genitals.
Fakat istemeyerek de yapmış olsa dikkatimi cinsel bölgelerime çektiği için ona müteşekkirdim.
- On your genitals again? - Yeah, yeah.
- Yine cinsel organlarında mı?
Right on the genitals.
- Evet, evet, tam orada.
I should be stripped and have scalding soup ladled over my genitals by Dolly Parton.
soyunduruldum ve Dolly Parton tarafından cinsel organıma kepçeyle çorba dökülerek haşlandım.
Every single witness they've brought here has testified... to not actually seeing my client's genitals... except one who is related to the arresting officer.
Buraya çıkarılan tanıkların hepsinin içinde sadece bir tanesi, müvekkilimin cinsel organını gördüğünü belirtmiş ki o da tutuklamayı yapan polis memurunun akrabasıdır.
I'll take on the wife beaters, like Frank Bennett, and machine gun their genitals.
Frank Bennett gibi dayakçıların icabına bakıp... genital organlarını makineli tüfekten geçirirdim.
Not everybody keeps their genitals in the same place, Captain.
Herkesin cinsel organları aynı yerde değildir, kaptan.
Although the breasts and genitals are the obvious erogenous zones, by allowing your hands to roam more thoroughly, you can discover your lover's unique body blueprint.
Göğüsler ve cinsel organlar en erojen bölgeler olsa da, ellerinizle daha ayrıntılı keşifler yapıp, sevgilinizin kendine özgü vücut haritasını çıkarabilirsiniz.
( Woman ) It's helpful to be aware of your many erogenous zones, not just the genitals.
Bu sadece genital organları değil, bedeninizdeki tüm erojen alanları bulmanıza yardımcı olur.
( Man ) Frottage, or rubbing your genitals against your partners, can be a wonderfully stimulating twist on more traditional methods of masturbation.
Genel masturbasyon tekniklerinin yanında sürtünme ya da sizin cinsel organınızı partnerinizin organına sürttürme yolu harika bir uyarıcı etken olabilir.
( Woman ) Female arousal is linked less to direct sensory output from the genitals and more to relaxation and lack of anxiety.
Dişiler için rahatlık ve tasasızlık, cinsel organların hissiyatından çok daha etkilidir.
( Woman ) During orgasm, the skin becomes more sensitive, the body requires more oxygen which speeds breathing, blood pressure rises, creating a pink flush in the cheeks, and the genitals pulse as the muscles contract.
Orgazm esnasında ten daha hassaslaşır, vücudun ritmi daha fazla oksijene ihtiyaç duymanıza yol açar, yanaklarınız, yükselen kan basıncı sebebiyle pembeleşir, ve genital alan, kasılmalarla nabız gibi atmaya başlar.
Nothing like the thrill of spending an evening watching a bunch of anorexics leaping around, guys with bulging genitals...
Harika. Akşamı bir grup anoreksiğin hoplayıp zıplamasını izlemekle geçirmek gibisi yok, şişkin aletli erkekler ve...
- Your genitals will rot.
- aletini kurutacak!
- Yes, it could have been worse. They could have attached electrodes to our genitals!
- Evet olabilirdi cinsel organlarımıza elektrik verebilirlerdi.
Their genitals had been ripped off.
Cinsel organlarıda parçalanmıştı.
His genitals were shot off too.
Cinsel organınada ateş edilmiş.
The last two victims had their genitals ripped off during sex.
Son iki kurbanda ilişki sırasında cinsel organları parçalanmış.
Even the name "Bush", is related to the genitals without being the genitals.
"Bush" isminin üreme organı olmaması ile alakalı olmasına rağmen.
They say a man who has to buy a big car like that is compensating for smaller genitals.
Öyle büyük araba alan erkekler organlarının küçüklüğünü kapatmaya çalışır derler. Ama senin için geçerli değil.
Let me tell you, if you're a guy and you ask for the doggy bag on a date you might as well have them just wrap up your genitals too.
Bakın ne diyeceğim ; bir erkekseniz ve bir buluşmada paket yaptırırsanız, pakedin içine erkeklik organlarınızı da koymalarını rica etseniz olur.
Visibly moved, he described how police had examined his genitals.
Cinsel organının polis tarafından nasıl muayene edildiğini anlatırken sesindeki titreme görülebiliyor.
Visibly moved, he described how police had examined his genitals.
Cinsel organının polis tarafından nasıl muayene edildiğini anlatırken sesinin titrediği görülebiliyor.
"She'd also been subjected to electric shocks... " on her torso and genitals.
Ayrıca vücudunun bazı yerlerine ve cinsel organına elektroşok verilmişti.