Geographic translate Turkish
362 parallel translation
I'm on my way to the Geographic Society for a very important meeting.
Geographic Society'e çok önemli bir toplantıya gidiyordum.
The Geographic Society insists on punctuality.
Geographic Society, dakiklikte ısrar ediyor.
I've been nominated for membership in the National Geographic Society.
Ulusal Coğrafya Birliğine üyelik için aday gösterildim.
Why, old George "Geographic Explorer" Bailey. What?
- "Amerikalı" Bailey.
Commander in chief, geographic station Tahiti.
Tahiti Coğrafi İstasyonu Komutanı.
- The National Geographic magazine.
- The National Geographic dergisi için.
So, do I... I'm sorry, it's just...
"Kikirdeyerek, sişkin memelerimle, burada sanki National Geographic'ten bir şey gibi oturuyorum."
This film has been awarded THE FIRST PRIZE of the Ethnographic, geographic, touristic and folk films of The 1957 International Film Festival of Venice.
1957 Uluslararası Venedik Film Festivali'nde... ilk etnografik, coğrafik, turistik ve halk filmi olmasıyla ödüle layık görülmüştür. İyi Seyirler Çeviri : neco _ z
Only what I've read in the National Geographic.
Dergilerde okuduğum kadarıyla.
I'm reporting to a geographic society on the island's flora and fauna.
Adadaki bitki ve hayvanları coğrafyayla ilgilenen bir şirkete rapor ediyorum.
Well, the geographic society insists on punctuality.
Coğrafyayla ilgilenen şirket dakiklik konusunda çok hassastır.
I read it in the National Geographic in Dr Sheldrake's office.
Dr. Sheldrake'in ofisindeki "National Geographic" de onlar hakkında yazılanları okudum.
Just like those nasty wolverines I read about in the National Geographic.
Tıpkı National Geographic'te okuduğum iğrenç porsuklar gibi.
I saw this National Geographic about lions and tigers... how they always return to a place of remembered beauty.
National Geographic'te aslanlar ve kaplanlarla ilgili bir yazı vardı. Hep mutlu oldukları yere dönerlermiş.
Do you remember that house I told you about earlier, the one that looked like it might show up on National Geographic?
National Geographic'teki evlerden biri.
Get your name into the National Geographic.
Adın National Geographic'te çıksın istiyorsun.
You know those pictures in National Geographic, the aurora borealis?
Kuzey kutbu ışıkları var ya, aurora borealis?
I've been getting The Nationa / Geographic for years...
Yıllardır National Geographic okurum ama hiç...
I'm willing to bet that crate is full ol National Geographics or back issues of the Reader's Digest.
Bahse varım şu kasa ağzına kadar... National Geographic veya Reader's Digest'in eski sayılarıyla doludur.
It's National Geographic.
Bu National Geographic'ten.
National Geographic.
National Geographic'ten.
- Like in the National Geographic, or what?
- National Geographic dergisinde falan mı?
I seen a picture in National Geographic.
National Geographic dergisinde bir resim görmüştüm.
- I read it in National Geographic.
- "National Geographic" te okudum.
Maybe they'll think we're from National Geographic.
Belki de bizim "National Geographic" ten geldiğimizi düşünürler.
Any idea what National Geographic might pay for a photo of the Mask of Illehkam?
National Geographic şu Illehkam maskesini fotoğrafına ne kadar para verecek biliyor musun?
You're expected to contribute material to the National Geographic.
National Geographic dergisine yazı için malzeme toparlaman gerekiyor.
Miss Fossey, if you expect the National Geographic to pay for a hair dryer you have another thing coming.
Bn Fossey, National Geographic'in fön makineniz için para ödeyeceğini sanıyorsanız, aldanıyorsunuz.
The National Geographic has approved new funding and your work permit has been extended.
National Geographic yeni bir sermaye onayladı ve çalışma izniniz uzatıldı.
- Bob Campbell, National Geographic.
- Bob Campbell, National Geographic.
National Geographic want pictures.
National Geographic resim istiyor.
You been to a doctor's office that didn't have National Geographic?
Muayenehanesinde National Geographic olmayan bir doktor gördünüz mü?
This is from the Geographic.
Bu Geographic dergisinden.
Hell! National Geographic.
Hayır, National Geographic.
Geographic isolation.
Coğrafi tecrit.
Mr Masuto was very impressed. Yeah. I swiped it from a National Geographic special on Iceland.
National Geographic'in İzlanda özel programında görmüştüm.
Look at "National Geographic."
Ara sıra National Geographic izle.
Try this Geographic.
Geographic'e bakın.
What about cultures, like in National Geographic where everybody is naked?
National Geographic'te çıkan herkesin çıplak olduğu kültürlere ne demeli.
You were looking at the "National Geographic" with a flashlight.
Mecburdum çünkü yorganın altında fenerle Natioal Geographic okuyordun.
Tonight on National Geographic, stalking the wily prairie dog.
National Geographic'te bu akşam, Çayırköpeği.
Then I'll organize specific teams... each with a specific geographic location.
Sonra belirli takımlar kuracağım... her biri belirli coğrafik konumda olan.
Time, Sports Illustrated, National Geographic.
"Time", "Sports Illustrated"... "National Geographic."
National Geographics Reader's Digest condensed books and Louis L'Amour.
National Geographic'ler Okuyucu özetlenmiş kitapları ve Louis L'Amour.
So it's like a National Geographic program, but on people.
Yani bir National Geographic programı gibi, ama insanlar üzerine.
He just goes on about how if Mom ever needed him she could reach him through the National Geographic Magazine in D.C.
Eğer, diyor annemiz ona gereksinim duyarsa onu National Geographic dergisinde bulabilir.
He was a photographer and he was here in 1965 shooting a National Geographic article on the covered bridges of Madison County.
Fotoğrafçıydı ve 1965'te buradaydı National Geographic için köprüler üstüne makale hazırlıyordu.
National Geographic likes their photos in focus and not too much personal comment.
National Geographic fotoğraflarının net ama kişisel olmamasını istiyor.
After your father died, I tried to get in touch with Robert but he had left National Geographic.
Babanızın ölümünden sonra, Robert i aradım ama National Geographic den ayrılmıştı
It seems to be some ancient form of geographic location :
Anlaşılan, eski coğrafi yerleşimleri gösteriyor.
I may have a solution to you and your wife's geographic impasse.
Karınızın coğrafi sorununu çözdüm.