English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ G ] / Geological

Geological translate Turkish

421 parallel translation
So it looks as if somehow the continents have all been created by volcanoes like these, gradually building up the crust over geological time.
Görünüşe göre, sanki kıtalar bir biçimde böyle volkanlar tarafından jeolojik zamanlar boyunca kabuğa yavaşça yığılarak oluşmuşlar.
So over geological time, you keep on adding that up and you have this tremendous flow of the Pacific Ocean floor down back into the mantle.
Böylece jeolojik zamanlar boyunca, eklenerek devam ediyor ve elimizde bu Pasifik Okyanus tabanın, mantoya doğru bu muazzam akımı oluyordu.
Throughout geological time they have completely rearranged themselves, sometimes coming together and sometimes splitting apart, opening and closing oceans, reshaping the face of the Earth.
Jeolojik zamanlar boyunca, bazen birleşerek ve bazen ayrılarak ; okyanuslar açıp, kapayarak ; Dünya'nın çehresini değiştirerek kendilerini tamamen yeniden düzenlemişlerdi.
But as the plates have moved throughout geological time, the places where the continents grow have shifted over the Earth.
Ancak levhalar jeolojik zamanlar boyunca hareket ettikçe kıtaların büyüdükleri yerler, Dünya üzerinde yer değiştirdi.
Siccar Point represents for us the discovery of geological time, the idea that the history of the Earth is infinitely longer than human history.
Siccar Noktası, bizler için jeolojik zamanların keşfini Dünya'nın tarihinin, insanların tarihinden sınırsızca daha uzun olduğu fikrini sembolize ediyor.
- Ammonites. - This organism was living in the ocean, it died, sank to the sea floor and then has been preserved for geological time.
- Bu organizmalar, okyanusta yaşıyorlardı öldüler, deniz yatağına çöktüler ve jeolojik çağ boyunca korundular.
And it is indeed remarkable how, as radioactive dating techniques developed, how quickly scientists'estimate of geological time and the age of the Earth expanded.
Ve radyoaktif tarihleme teknikleri geliştikçe, bilim insanlarının jeolojik zamanlar ve Dünya'nın yaşıyla ilgili tahminlerinin ne kadar çabuk büyüdüğünü görmek gerçekten takdire şayandır.
What Rutherford did, really, at a stroke, was to lengthen geological time by a factor of something like 100.
Rutherford, bir tek hamleyle jeolojik zamanı neredeyse 100 kat uzatmıştı.
Vic made the first reliable geological map and he suggested that some of these rocks might be very old indeed.
Vic, ilk güvenilir jeolojik haritayı yaptı ve bu taşların bazılarının çok eski olabileceğini öne sürdü.
During the following geological period, the Cretaceous, a creature somewhere between the marine reptiles and the evolving terrestrial animals was born.
Takip eden jeolojik dönemde Kretase çağında deniz sürüngenleri ile karada yaşayan hayvanlar arası bir yerde bir yaratık dünyaya geldi.
The science of paleontology is concerned with researching extinct species, through which they map geological history.
-... soyu tükenmiş canlıların kalıntılarını inceleyen palaeontolojistler vardır.
Up at the tower there were cars from the Geological Institute in Bonn.
Kalenin az yukarısında Bonn Jeolojik Enstitüsü'nden gelmiş bazı araçlar vardı.
They had geological samples lumps of copper and iron ore and on one box was written " Gold.
Bakır ve demir parçalarından oluşan jeolojik örnekler toplamışlar. Sandıkların birinde şöyle yazıyordu : " Altın.
On the back of the car it said Geological Institute of Bonn University.
Araçların arkasında Bonn Üniversitesi Jeolojik Enstitüsü yazıyordu.
- Yes, I know. "Geological sections... soundings..."
Jeolojik haritalar, sondaj ayrıntıları...
The Royal Geological Society?
Kraliyet Jeoloji Birliği mi?
OH? ( Webber ) WE WERE ON A ROUTINE GEOLOGICAL MISSION.
Teçhizatımızın bir kısmı bozuldu ve kaybolduk.
There's no geological evidence for flooding and volcanism 3500 years ago.
3500 yıl öncesine ait sel baskını ya da volkan aktivitelerine dair bir kanıt yok.
- Geological lab report complete.
- Laboratuvarın jeoloji raporu tamam.
Geological Technician Fisher, ready to beam up.
Jeoloji Teknisyeni Fisher, ışınlanmaya hazırım.
Geological Technician Fisher.
Jeoloji Teknisyeni Fisher.
But a geological oddity, to say the least.
Jeolojik bir tuhaflık.
When we found it we thought it might be magnetic rock but all the geological evidence was against it.
İlk gördüğümüzde, manyetik bir kaya sanmıştık ama bütün jeolojik veriler aksi yöndeydi.
Geological disturbances don't frighten me. I've come here to study them.
Jeolojik bozukluklar beni korkutmaz.
I played Miss Galileo in a groove and I played Mrs. Jesus Christ in a geological syncline.
Bayan Galileo'yu olukta oynadım Bayan İsa'yı jeolojik bir yarıkta oynadım.
It is, however, a geological marvel on which you will be required to write a brief essay on Monday morning.
Bununla birlikte, Pazar sabahı bir coğrafi mucizeyle ilgili... kısa bir deneme yazmanız gerekiyor.
Hardly a tick of clock, in geological terms.
Jeolojiye göre bir saniye.
Living evidence of the one-time unity of those three great continents back in geological time.
Eski jeolojik devirlerde bu üç büyük kıtanın bir arada olduğunu gösteren canlı kanıtlardır.
That occasionally civilizations learn to live with high technology and survive for geological or stellar evolutionary time scales.
Bazı uygarlıkların yüksek teknoloji ile yaşamayı öğrendiğini ve jeolojik veya yıldızsal evrim dönemlerinde hayatta kaldığını düşünelim.
Andy is out doing the geological survey...
Andy dışarıda, jeolojik araştırma yapıyor...
Mac, if today's core samples check out with the geological reports you brought me, man, we're sitting on an empire.
Para kazanmak. Mac eğer bugün getirdiğin harita jeolojik raporlarla örtüşüyorsa altımızda bir hazine yatıyor demektir.
Except right beneath us is the key geological lock that keeps the faults from moving at once.
Yalnız, altımızda, bu fayların tek seferde hareket etmesini engelleyen bir jeolojik yapı var.
While living here, Andrei graduated from school, entered one college, left it, went on a geological expedition...
Burada otururken, Andrei okuldan mezun oldu. Koleje girdi ve bıraktı. Jeolojik kazılara katıldı.
Probes have recorded unusual levels of geological activity in all five planetary systems.
Sondalar beş gezegen sisteminde de... sıradışı jeolojik aktivite saptadı.
At some point in the last 150 years, the fifth planet of Selcundi Drema shattered, forming an asteroid belt. I'd call that "geological instability".
Selcundi Drema'nın 5. gezegeni parçalanarak, bir asteroit halkası oluşturmuş.
The results may help unlock the geological puzzle.
Sonuçlar, jeolojik bulmacayı çözmemize yardımcı olabilir.
I'm leading the geological surveys.
Jeolojik araştırmaların lideriyim.
Each system has revealed the same disturbing geological upheavals on every planet.
Her sistemdeki bütün gezegenlerde de... aynı kafa karıştırıcı, jeolojik istikrarsızlığa rastladık.
Drema IV endures the same geological stresses we have found in the other systems.
Drema IV'de, diğer sistemlerde saptadığımız... jeolojik baskıları yaşıyor.
Is it the same situation if it's an epidemic, not a geological calamity?
Bu bir jeolojik felaket değil de bir salgın olsaydı, aynı şey olmaz mıydı?
In plain English, the dilithium is causing the geological catastrophe.
Basitçe söylemek gerekirse, jeolojik felakete dilityum neden oluyor.
I was walking along doing a simple geological sweep.
Basit bir coğrafi tarama yaparak yürüyordum.
Maybe it's a geological thing like natural gas or a geyser.
Belki jeolojik bir olaydır, doğal gaz... veya gayzer.
Computer, report on geological instability.
Bilgisayar, jeolojik değişkenlik hakkında rapor ver.
No significant geological activity has been recorded on Beta Agni Il since the settlement of the Federation colony.
Beta Agni Il'de Federasyon kolonisinin yerleşiminden beri belirgin bir... jeolojik faaliyet kaydedilmedi.
From orbit, we see evidence for the most astonishing geological discovery of our time. :
Yörüngeden, çağımızın en şaşırtıcı coğrafik keşfinin kanıtlarını görüyoruz.
With them were 35 pounds of geological samples... they had hauled hundreds of miles... in the cause of science.
Onlarla birlikte, bilim adına yüzlerce mil yanlarında taşıdıkları 16 kg. jeolojik örnek de gitti.
Then, using the microscopic dirt particles on this footprint, we'll get a geological breakdown of the entire city.
Önemli olan şehrin jeolojik analizini yapabilmek.
There are ten days, the rumour was launched what a geological report on one of my mines it would be unfavorable.
On gün önce, madenim hakkında yayınlanacak jeolojik raporun olumsuz olacağına dair bir dedikodu çıktı.
I'm prepared to offer you embalming by the most, uh, scientific methods, a bronze coffin guaranteed good for a century regardless of the climatic or geological conditions, my best hearse, uh, the minister of your choice,
Teklifiniz nedir? Ben size mumyalanmayı teklif ediyorum. Çoğu tarafından, bilimsel metotlar
Geological lab report complete, Captain.
- Jeolojik rapor tamamlandı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]