Get her out of there translate Turkish
472 parallel translation
- Get her out of there.
- Çıkar onu oradan.
- I gotta get her out of there?
- Onu mu çıkaracağım?
- Get her out of there.
- Çıkar onu.
It'll get her out of there, won't it?
Sonuçta oradan çıkacak, değil mi?
We've got to get her out of there.
Onu oradan almalıyız.
We applaud that spirit, we admire it, we believe in it, but we must get her out of there.
Bu ruhu alkışlarız, ona hayran oluruz, ona inanırız, fakat aynı zamanda onu oradan çıkartmalıyız.
Well, we've not only got to get her out of there, but we must get the land cleared, the houses and trees down...
Sadece kadını oradan çıkartmamız yetmez, adayı tamamen boşaltmalı, ağaçları kesmeli ve evleri yıkmalıyız.
- Come on, get her out of there.
- Uzaklaştır onu.
Then get her out of there!
O zaman çıkar onu buradan!
I've got to get her out of there.
Onu buradan çıkarmam lazım.
Get her out of there.
Onu oradan çıkar.
I don't want to worry you, but if I had a friend down at weird Wilbur's, I'd get her out of there.
Senin için endişelenmek istemiyorum ama eğer garip Wilbur'un orada bir arkadaşım olsaydı hemen oradan çıkarırdım.
- Get her out of there.
- Onu oradan alın.
Whoever finds the girl, get her out of there right away.
Kızı kim bulursa onu derhal oradan çıkarsın.
Let's get her out of there!
Haydi çıkaralım onu oradan.
What are you waitin'on? Let's get her out of there!
- Ne olmasını bekliyorsunuz?
Get her out of there!
Onu buradan götürün!
- Figured how to get her out of there?
- Kızı oradan nasıl alacağını düşündün mü?
How the heck are we ever gonna get her out of there?
Peki, onu nasıl dışarı çıkaracağız.
Get her out of there.
Onu oradan uzaklaştırın.
There's no other way we can get her out of there.
Onu oradan çıkartmanın başka bir yolu yok.
- Get her out of there.
- Oradan onu çıkarın.
- Get her out of there!
- Onu buradan çıkar!
I must get her out of there.
Onu oradan kurtarmalıyım!
- Get her out of there.
- Hadi onu oradan çıkaralım.
would you get her out of there?
Onu oradan çıkarabilir misin?
We'll arrive shortly thereafter, get her out of there and go back to 1985.
Onlardan hemen sonra oraya varır, onu alır ve 1985'e geri döneriz.
Get her out of there!
Onu alın oradan!
I'll find that castle, and somehow I'll get her out of there.
Şatoyu bulacağım, ve bir şekilde kızımı oradan çıkaracağım.
Let's get her out of there.
Hadi onu buradan çıkaralım.
We gotta get her out of there.
Onu ordan çıkartmalıyız
Danny, get her out of there!
Danny, onu buradan çıkar!
Get her out of there, Chief.
Çıkar onu oradan şef.
If we can get a video e-mailed out tonight of you guys disc jockeying or whatever it is, there maybe a slot open on this future tour, maybe.
Eğer bu gece maille bir vidyo gönderebilirsek siz bayların Dj'liğini ya da yaptığınız her neyse onu gösteren belki gelecek tur için bir yer olabilir.
Don't let it get out of hand like those Falls out there.
Her şeyin, şelaleden akan sular gibi, elinden akıp gitmesine izin verme.
Well, whatever it is out there... my husband will get rid of it.
Evet, dışarıdaki şey her neyse kocam üstesinden gelecektir.
There's no physical reason why this person should not get straight up out of her chair and walk with the rest of us.
Bu ki § inin sandalyesinden kalklp bizlerle yiiriimemesi I § in hi § bir fiziksel neden yoktur.
Get her out of there, and report it to central repair.
Onu oradan çıkar ve Merkez Arıza'ya bildir.
Seems like there's more of them every time I get out here.
Öyle görünüyor ki buraya her gelişimde sayıları daha da artıyor.
Now, honey, in this day and age, there are a lot of people out there... that would love to get their hands on a rich man like you.
Hayatım, son zamanlarda dışarıda senin gibi zenginlere dokunmak isteyen her türlü insan var.
And as for that great Spanish dumpling there, get her out of my sight at once!
Şu İspanyol köftesine de söyleyin, derhal gözümün önünden yokolsun!
Get her out of there.
Çıkarın onu oradan.
Nah, Kovics had her sprung out of jail before we could get down there.
Yok, biz oraya varmadan önce Kovics onu kodesten çıkartmış.
Get out of here. Go out there and help her.
Oraya git ve ona yardım et.
You just go back over there and do whatever it was you were doing, and I will get out of your life forever.
Sen her ne yapıyorduysan ona dön. Ben hayatından temelli çıkacağım.
I had to get out of that place... because Karol and I had a real difference of opinion... of exactly when he could come into my apartment unannounced... and exactly where he could put his hands while he was there.
O yerden çıkmam gerekti çünkü Karol ve ben gerçekten farklı düşüncelere sahiptik. Hiç beklemediğin anda daireme giriverirdi ve beklenmedik her yere elini atıverirdi.
He just wanted to get out there and pack up everything that might remind you of her so that when you went out there, you weren't
Oraya gidip sana karısını hatırlatabilecek her şeyi toplamak istedi, böylece sen oraya gittiğinde
Come on, leave her and get out of there.
Hadi, bırak onu ve buradan çık.
You can get one out of the paper because there's always one in there about President Clinton and their cat.
Muhtemelen gazetelerde K bulabilirsin, çünkü her zaman Başkan Klinton ve kedisi hakkında haberler çıkıyor.
I'd have done anything to get out of there.
Oradan kaçmak için her şeyi yaptım.
I had to get out of there, and I started wondering..
Her neyse, oradan hemen kaçmalıydım ve bir yandan sorulara daldım :