English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ G ] / Gibbering

Gibbering translate Turkish

62 parallel translation
- Stop gibbering.
Saçmalamayı kes.
He saw Bronec gibbering like an idiot.
Bronec'in salakça kekelediğini gördü.
Now whether he is conscious, unconscious or a gibbering idiot.
Bilinci yerinde olup olmaması veya saçma şeyler gevelemesi fark etmez.
- What are you gibbering about?
- Neler mırıldanıyorsun?
( coughing and gibbering ) Would you mind putting out that cigar, sir?
Sakıncası yoksa sigaranızı söndürür müsünüz, efendim?
For old Genenid... ( Ernest gibbering )
Eski Genenid olarak... Sakıncası yoksa neden bahsettiğini açıklar mısın?
You see, Captain, Brigadier General, Father Ingrad, ( gibbering ) : the Argyle Highlanders, have taken the largest one of the troops as a haven for...
Gördüğünüz gibi, Yüzbaşı, Tuğgeneral, Peder Ingrad, Argyle İskoçları birliklerinin en büyüğü almış bir sığınak için...
My ex-wife was still gibbering about love.
Eski karım hâlâ aşktan bahsediyordu.
Besides, I plan to pose as an intrepid explorer just returned with my latest discovery - a gibbering apeman.
Ayrıca, Afrikadan geri dönmüş cesur bir kâşif rolundeyim beraberinde dilsiz bir maymun adam getirmişim.
( GIBBERING )
Sen Willie misin?
A gibbering lunatic?
Sıyırmış, delinin teki miydi?
( gibbering continues )
Bay Daniels, biliyoruz ki başkanın halk fonlarını...
( Gibbering )
- Beni duyuyormusunuz? - Defolun!
Always gibbering and staring at you!
Maymun gibi konuşup dik dik bakıyorlar!
" He was gibbering with fear and crying, I think.
" Sesi ağlamaklı ve korkuyla karışıktı.
Who is doing all that gibbering and jabbering back there?
Bütün bu hızlı ve anlamsız konuşmaları kim yapıyor orada?
( STUTTERING ) "Gibbering and jabbering," you say?
"Hızlı ve anlamsız konuşma" mı dediniz?
Well, I--I--I was gibbering and the- - and the young lady was jabbering.
Şey, ben... Ben hızlı konuşuyordum, ve genç bayan da anlamsız konuşuyordu.
Why you gibbering little...
Seni ne dediği anlaşılmayan küçük...
What are you gibbering about?
- Ne zırvalıyorsun?
All you have to do is get near me and I turn into this gibbering idiot.
Beraberken yaptığın tüm şeylerden sonra Aptal bir idiota döndüm.
Then she starts flailing away with even more ludicrous answers, all the while you chanting "Guess again", until she's gibbering like some auctioneer with a bad bladder.
Sonra daha da saçma tahminler yapıyor. Bu noktada sen "Bir daha tahmin et." diye... tekrarlarken o bir mezatçı gibi hızlı ve anlamsız konuşuyor
Every time a pretty girl walks by, every boy turns into a gibbering fool.
Ne zaman güzel bir kız geçse bütün oğlanlar saçmalayan aptallara dönüyor.
( JENNIFER CHUCKLING ) ( MONKEY GIBBERING ) She's really taken an attachment to that monkey.
O maymun onu gerçekten çok eğlendiriyor.
( MONKEY GIBBERING ) They have been playing together ever since she got home from school.
Okuldan döndüğünden beri birlikte oynuyorlar.
( GIBBERING )
Gördün mü? Senden korktu.
( GIBBERING ) Well, all right.
Şey... Kabul.
( GIBBERING ) Bobo.
Bobo!
What are you gibbering?
Ne homurdanıyorsun?
( Gibbering ) They'd all laugh at me if they knew what I was trying to do.
Ne yapmaya çalıştığımı bilseler hepsi bana gülerdi.
I'm gibbering.
Kendi kendime konuşuyor,
Gibbering motherfuckers.
O... çocuğu maymun sürüsü.
Quit gibbering and help me get up.
Sızlanmayı kes de kalkmama yardım et.
I'd have been a gibbering wreck.
Ben enkazdan farksız olurdum.
I am a gibbering wreck.
Ben de enkazım.
That's who really rules Rome, crowding our streets, soiling our walkways, gibbering their gibber.
Sokaklarda isyanlar, yollarımızı kesmeler anlaşılmaz sesler çıkarmalar.
I mustn't sell, lest I then wander the thoroughfare gibbering like a simian... brandishing my privates in my fist.
Satmamalıyım, yoksa bir maymun gibi sokak ortasında geveleyip... aletimi havada sallarım.
( GIBBERING ) We would just book a hotel in London, and he'd pull all the Swedish models out of Tramps for four nights and, excuse my French, shag ourselves to death.
Londra'da bir otel odası tutardık ve Tramps kulübündeki tüm İsveçli modelleri dört günlüğüne getirirdi ve
What are you talking aut, you gibbering moron?
Sen neden bahsediyorsun şapşal gerzek?
- Stop gibbering. Tell me where he is!
Gevelemeyi bırak ve onun nerede olduğunu söyle.
( little girl gibbering )
Dimitri Sadesky. - Diane Ruslardan korkuyordu.
( gibbering )
( gibbering )
( both gibbering anxiously ) And I fiddled with her knockers a little.
Ve birazcık da portakallarıyla oynadım.
( GIBBERING )
- Pekâlâ, mutlu Noeller. - Orada mısın canım?
( Ernest gibbering )
- Sen!
[gibbering] Boss!
Patron!
There you go. ( MONKEY GIBBERING ) ( GIBBERING )
Bobo'yu burada tuttuğunu biliyorum.
( little girl gibbering ) Let's go play with CODIS.
Hadi CODIS oynayalım.
( Larry gibbering ) - Oh, I'm feeling faint.
Başım dönüyor.
( imitates monkey gibbering )
- Evet.
I can't believe... ( GIBBERING )
Evet, doğru.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]