English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ G ] / Gibraltar

Gibraltar translate Turkish

230 parallel translation
Your sense of duty is as impregnable as Gibraltar.
Vazife anlayışın, bir kale gibi sapasağlam.
That's all, Gibraltar.
Hepsi bu kadar Gibraltar.
Jeff, even though Gibraltar likes you... I wish you wouldn't take so many chances with him.
Jeff, Gibraltar seni sevse bile... şansını fazla zorlamasan iyi edersin.
You make a pretty good banker, Gibraltar.
Senden çok iyi bankacı olurdu Gibraltar.
Gibraltar?
Gibraltar mı?
Gibraltar no smoke cigars.
Gibraltar puro içmez.
Gibraltar leads, but Carter and Punchy are hanging on.
Gibraltar önde, Carter ve Punchy ona yapıştı.
Will Gibraltar make it?
Gibraltar başaracak mı?
Gibraltar still leads.
Gibraltar hala önde.
Colonel Hopwell, aide to the Governor of Gibraltar.
Albay Hopwell, Cebelitarık Valisinin yaveri.
He's in Gibraltar.
Şu an Cebelitarık'taymış.
Fortunately, I have a stomach like Gibraltar.
Çok şanslıyım ki taş gibi bir midem var.
Just wondering if our national confidence in Gibraltar isn't misplaced.
Sadece midemin taş gibi olduğuna kendimi fazla mı inandırdım diye merak ediyorum.
I like you, Tarzan, but you're as immovable as the Rock of Gibraltar.
Senden hoşlandım Tarzan. Fakat Cebelitarık Boğazı gibi yerinden oynamıyorsun.
Levelling New York City perhaps, or sinking the Rock of Gibraltar.
Belki New York'u yerle bir etmek ya da Cebelitarık'ı sulara gömmek.
59 days after the last log entry, it had traveled 4500 miles across the ocean past the Rock of Gibraltar and into the Mediterranean Sea at full sail.
Seyir defterine son kayıttan 59 gün sonra gemi açık denizde 4500 mil yol almış Cebelitarık Boğazı'nı geçmiş ve tüm yelkenleri açık halde Akdeniz'e girmişti.
Hundreds of times I watched him take this ship out of Gibraltar.
Yüzlerce kez, onu, bu gemiyi Cebelitarık'tan çıkarırken izledim.
We loved Spain and Gibraltar, but they say North Africa...
İspanya ve Cebelitarık'a bayıldık, ama Kuzey Afrikanın büyüleyici bir...
Mr. Ricco, I've given the strictest orders that no member of this ship's company... -... is allowed ashore at Gibraltar. - I know, Captain.
Bay Ricco, şirketin Cebelitarık'ta kıyıya kimsenin çıkmamasına izin vermediğine dair kesin emir vermedim mi?
- Yes. A present for someone in Gibraltar.
Evet, Cebelitarık'ta birisi için bir hediye.
- For somebody in Gibraltar?
- Cebelitarık'ta birisi için mi? Şey..
And in Gibraltar, we're not allowed ashore.
-... Cebelitarık'a da giriş yapamıyoruz.
One day, after years of thought and search, I found myself in Gibraltar... On the top of the rock.
Yıllar süren düşünce ve araştırmalardan sonra Kendimi Cebelitarık'ta, bir kayalıkların üzerinde buldum.
I looked down again at the docks of Gibraltar.
Tekrar aşağıya, Cebellitarık limanın baktım.
In Gibraltar, Mrs. St. James.
Cebelitarık'ta, Bayan James.
Captain, please! You get me a passport for Gibraltar?
Kaptan, lütfen bana Cebelitarık için bir pasaport alın.
Oh, that's lovely! And so cheap! It would be twice the price in Gibraltar.
Oh, bu çok güzel.
See, Gibraltar's very small, very...
Cebelitarık'ın çok küçük, çok...
Mrs. Gibraltar St. James is in there.
- Bayan Cebelitarık James burada.
- Does he ever go to Gibraltar?
- CEbelitarık'a gider mi?
Mrs. St. James... Happy in Gibraltar with the happy children.
Cebelitarık'taki Bayan James'i çocuklarla birlite.
A visa for Gibraltar, but....
Cebelitarık için bir viza.
To me, he gave his ship... And the passport to Gibraltar.
Bana, gemiyi ve Cebelitarık pasaport'unu verdi.
Why don't we get on it and go to Gibraltar, then fly back?
Onunla Cebelitarık'a gidip uçakla geri dönelim mi?
I'm going to be as firm as the rock of Gibraltar.
Cebelitarık kayası gibi katı olacağım.
The rock of Gibraltar.
Cebelitarık kayasıymış!
Pam, first thing in the morning... I want you to get me the fullest possible details... of the tides and currents between... Gibraltar and the Portuguese border.
Pam, yarın sabah ilk olarak, Cebelitarık ile Portekiz sınırı arasındaki gelgit ve yüzey akıntılarını ayrıntılı olarak çıkarmanı istiyorum.
- Gibraltar and the Portuguese border. - Yes, sir.
- Cebelitarık'tan Portekiz sınırına kadar.
It's as solid as the Rock of Gibraltar.
Cebelitarık kayası kadar dayanıklıdır.
- It's as solid as the Rock of Gibraltar.
- Cebelitarık kayası kadar dayanıklı.
I thought she was everybody's Rock of Gibraltar.
Ben de onun herkezin sabır taşı olduğunu zannediyordum.
Gibraltar... a rock.
Cebelitarık kayası gibi.
He's at Gibraltar.
Gibraltar'da.
Down here, at Gibraltar, we've Force H.
Burada Gibraltar'ın aşağısında, H Kuvveti var...
- He's got a nerve, moving us out of Gibraltar. - Just when we get fixed up with some girls.
Sanırım onu kızdırdık, bizi Gibraltar'ın dışına yolluyor.
We'll not put in at Gibraltar, but you'll have time to train.
Cebelitarık'ta limana girmeyeceğiz, ama eğitime vaktiniz olacak.
- We should return to Gibraltar.
- Cebelitarık'a dönmeliyiz.
- Back to Gibraltar as I suggested?
- Önerdiğim gibi Cebelitarık'a mı?
Are we heading back to Gibraltar?
Cebelitarık'a geri mi dönüyoruz?
Gibraltar Red Easy. This is Snooper One.
Cebelitarık Kırmızı, burası Meraklı Bir.
Running to and fro, Gibraltar, Kalik, Kalik, Gibraltar.
- Cebelitarık arasında çalışıyorsunuz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]