English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ G ] / Gifting

Gifting translate Turkish

50 parallel translation
He wants to win you over by gifting you a flat -
Seni, hediye vererek kazanmaya çalışıyor.
Sir Alfred Beit has recently announced his intention... of gifting it to the National Museum of Ireland.
Geçenlerde Sör Alfred Beit, tabloyu Ulusal İrlanda müzesine hediye etmek istediğini duyurmuştu.
Dracula's gifting these ladies with his own blood.
Dracula kadınları kendi kanıyla ödüllendiriyor.
Frankincense... and myrrh, which I am re-gifting,'cause who needs myrrh?
Tütsü ve mür, bana gelen hediyeyi yeniden paketledim neden birinin müre ihtiyacı olsun ki?
Sam, no re-gifting.
Sam? Aynı hediyeden almak yok.
You know, I don't want to be difficult here, but I did acquire merchandise for a price, and while I really don't mind gifting you with an item, from a purely business standpoint, it really doesn't make sense for me to part
Bilirsin, burada zorluk çıkarmak istemem, ama bu ürünleri bir bedel karşılığı aldım, ve sana birşeyi hediye etmeyi pek umursamasam da,.. ... bütün ticaret stoğumu açmak...
Yeah, gifting antique medical texts.
- Evet antika tıp kitapları hediye etmek.
Are you re-gifting your wedding presents? Try the big box.
Düğün hediyelerini başkalarına mı hediye ediyorsun?
Mother, I can't even take that car's.. .. name and he's gifting it to her.
Anne ben daha o arabanın adını..... söyleyemiyorum ama o Jenny'e hediye olarak veriyor.
Besides, you're not gifting me the money.
Ayrıca, parayı bana ödünç vermiyorsun.
We're gifting this hardware.
Bunu bize hediye olarak vereceksin.
"Petition for a reduction in the budget for periodic festivities and formal gifting."
"Periyodik festivaller ve resmi hediyeler için olan azalma talebi"
Are you re-gifting?
Hediyeni bana geri mi veriyorsun?
I'm gifting Kate at the rehearsal dinner so she'll forget I talked smack about her and Isabel.
Prova yemeğinde Kate'e hediye vereceğim ki onlar hakkında söylediklerimi unutsun.
And over the next hour or so, on this brand new DVD released in the Yuletide gifting period, we're going to pay tribute to the car in cinema.
Sonraki saat boyunca yada daha fazlası noel hediyesi zamanında bu dvd de sunuluyor. Arabaların sinema icindeki hakkını verecegiz.
Okay. So, by way of gifting them...
- Yani onlara hediye vererek...
- "Gifting"?
- Hediye mi?
Prithviji, my father would say... when you're gifting someone cash, a round 100 means nothing.
Prithviji, babam derdi ki... birine hediye verdiginde, fiyatinin illa 100 lira olmasi gerekmez.
I am gifting you these stocks as part of some estate planning. Am I clear on that?
Ve bu planla başlıycaz tamam mı?
You're gifting me with adult braces?
- Diş teli mi hediye ediyorsun bana?
You're re-gifting, Tony.
Kendi hediyeni başkasına veriyorsun Tony.
It's not re-gifting if you've already watched it on Netflix.
Bu filmi zaten izlediğimden, başkasına vermeye hakkım var.
You're re-gifting a cancer patient's...
Kanser hastasının hediyesini yeniden mi veriyorsun...
gifting his Hamon to Jojo's grandfather.
Ölümünden evvel dedem Dalga enerjisini JoJo'nun dedesine devretti.
And by the time the first frost had coated the larch, even the sanest of Chatswinians were prematurely gifting.
Ayrıca ilk karaçam don tutar tutmaz en aklı başında Chatswinli bile erkenden hediyeleşmeye başlar.
For making our nights safer and gifting us a promise of a new day.
Bize güvenli geceleri, ve yeni bir gün sözü verdiği için.
Are you just gifting me to him like you did his wife?
Karısına yaptığın gibi beni de ona hediye mi ediyorsun?
I know it's not your birthday, but I am gifting you the Naomi Clark Makeover of the Century.
Biliyorum doğum günün değil, ama sana Naomi Clark'ın yüzyılın baştan yaratma hediyesini veriyorum.
Gifting is a gift that I am gifted at.
Hediye seçmek bana bahşedilmiş bir yetenek.
And if I'd been able to make Dallas feel that she was gifted at gifting, then we probably wouldn't be having this conversation right now.
Ya da ben Dallas'ı iyi bir hediye verdiğine ikna edebilseydim muhtemelen bu konuşmayı yapıyor olmazdık.
Well why is she suddenly gifting you and Hanna...
Bir anda neden Hanna ve sana hediyeler vermeye...
A third, because I'm gifting my share to Judd.
Üçte biri. Çünkü payımı Judd'a veriyorum.
I'm the guy gifting you five years of my graft just so you can say you belong.
Sırf birine bağlı olduğunu söyleyesin diye sana itibarımdan beş yıl hediye eden adamım.
You're gifting me a fish?
Bana balık mı hediye ediyorsun?
- Okay, easy. - See what everyone's gifting us?
- Herkes bize hangi hediyeyi alıyor bakın.
I think last time I saw her was in a gifting suite.
Sanırım onu en son gördüğüm yer kendisine hediye edilen süitiydi.
Well, if he's really sick, he should start gifting us 12 thou a year now.
Eğer gerçekten hastaysa, bize bir yıl içinde 12 tane armağan vermeli.
Yeah, I'm gonna try to bump into some celebrities, maybe hit a gifting suite, kick it with karrueche, yacht-hop, pitbull, binge-drink till I'm white-girl wasted.
Var. Bazı ünlülere çarpmayı deneyeceğim belki bir Gift Suite'e *, Karrueche'ye vurabilirim yat partisine, Pitbull'a vurabilirim ya da sızana kadar içerim.
- I'm re-gifting it. - I'm not taking that shit.
- Tekrardan hediye ediyorum.
I don't remember gifting it to you.
Sana hediye edildiğini hatırlamıyorum.
If you do this for me, I will take you to a Golden Globes gifting suite.
Eğer bunu benim için yaparsanız seni Altın Küre hediye odasına sokarım.
Is this about going to the stupid gifting suite with Matt?
Bu Matt ile saçma hediye odasına gitmekle mi ilgili?
At this stupid gifting-suite thing.
Şu salak hediye odası şeyinde.
I am gifting you with an education.
Sana bir eğitim armağan ediyorum.
Have you ever heard of a girl gifting a teddy bear to another girl?
Bir kızın başka bir kıza oyuncak ayı verdiğini hiç duydun mu?
You have a good heart... Gifting your silver.
O kadar iyi kalbin var ki gümüşünü hediye ediyorsun.
They say gifting a bouquet of daffodils ensures happiness, while presenting just one means bad luck is on the horizon.
Bir buket nergis vermek kişiyi mutlu edermiş ama tek bir tane vermek ise kötü olayları müjdelermiş.
A gifting.
Hediye vereceğiz.
Bren'in, the Kinnah thank you and your people for this gifting.
Bren'in, Kinnah sana ve halkına hediyeler için teşekkür ediyor.
You're re-gifting this to me.
- Hediyeyi bana hediye ediyorsun.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]