English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ G ] / Gingham

Gingham translate Turkish

32 parallel translation
A beach boy's shirt of gingham, with a deep rose cummerbund and a coolie hat of natural straw.
Pamuklu bir erkek gömleği, koyu pembe bir kuşak ve doğal samandan yapılma yazlık bir şapka ile.
He says you snagged yourself a pretty piece of gingham.
Senin kendine bir kısrak ayarladığını söyledi.
I don't know what she has under that gingham skirt, but when we stop for water baby, we're fucking, ha!
"Eteğinin altında ne var bilmiyorum bebek ama su içmek için durduğumuzda düzüşüyoruz."
I just came down town here to get some hard rock candy for my kids, some gingham for my wife. "
Çarşıya sadece çocuklarım için şekerleme ve karım için damalı kumaş almaya geldim.
"I don't even know what gingham is, but she goes through about 10 rolls a week of that stuff."
Damalı kumaş nedir onu bile bilmiyorum ama bu şey için haftada on kez dırdır ediyor.
In those days, girls wore Capri pants or gingham dresses.
O dönemde kızlar sıkı pantolonlar ya da Vichy elbiseleri giyerlerdi.
We got lace, satin, sateen, raffia, gingham, felt...
Dantelli var, saten var, rafya var, çizgili kumaştan var, keçe var..
I see Mama standing on the back porch... in a worn but clean gingham gown.
Arka verandada eski ama temiz, ekose sabahlığını giymiş annemi görüyorum.
All right, troops, Operation Gingham's a go!
Pekala bölük, Alaca Operasyonu başlıyor!
Well, maybe you'd like it better If we covered it with a gingham throw.
O zaman belki de onu pamuklu bir kumaşa sararsak daha çok hoşunuza gidebilir.
4th of July, that gingham halter with the knot at the bottom?
4 Temmuz'da o askılı bluzu giydiğinde gözümüz şenlendi.
- That's gingham.
- Kumaş.
Gingham curtains?
Kumaş perdelermiş.
I Said Gingham
Ben ekose diyorum,
" some gingham for my wife.
"Ve karım için de bir parça alaca kumaş."
" I don't even know what gingham is, but she goes...
"Alaca kumaşın ne olduğu hakkında hiçbir fikrim yok, ama o..."
And please remember to see if my gingham material's come in.
Ve benim için ekose kumaşın gelip gelmediğine bakmayı unutmayın.
He says that a gingham apron is the greatest provocation ever invented by woman, for the torture of man.
Pötikareli önlüğün, erkeklere eziyet çektirmek için kadınların icat ettiği en büyük tahrik unsuru olduğunu söylüyor.
Everywhere you looked, gingham and stuffed animals.
Her taraf pamuklu kumaş ve doldurulmuş hayvan doluydu.
Is her skirt made of gingham?
... eteği pamuktan mı yapılmış?
The door opens from her world onto a fantastic colour set and a second actress, Judy Garland, in blue gingham check, walks into a land of apparent pleasure : Oz.
Dünyasından açılan kapı, mavi ekose giysili Judy Garland'ı fantastik renkleri olan bir başka sete, bir zevk diyarına taşır :
Gingham?
Pamuklu mu?
Are you wearing gingham panties?
Pamuklu don mu giyiyorsun?
Dope suits, pocket squares, Gingham shirts, glasses with no lenses, Tiny cardigans, Fedoras...
Takım elbiseler, cep mendilleri çizgili gömlekler, numarasız gözlükler küçük boy hırkalar, fötr şapkalar.
And is it true that you've been spending the farm's money on gingham shirts you tie into a knot to expose your belly?
Çiftliğin parasını, göbeğini belli etsin diye düğüm attığın çizgili gömleklere harcadığın doğru mu peki?
I should've known by the gingham shirt.
Pötikareli gömleğinden tanımalıydım.
You know, Bohannon, since you're gonna be up there anyway, you mind picking up a bolt of gingham for Hanna and some rock candy for the boys?
Bohannon, madem oraya kadar gidiyorsun Hanna'ya Gingham'dan bir top kumaş, oğlanlara da şeker getirir misin?
You put frosted rocks in a gingham box, they'd eat those, too.
Dondurulmuş taşları kumaş bir kutuya koy, onları bile yerler.
If that Kansas brat gets in my way, we'll see what gingham looks like with blood spatter.
O Kansaslı velet yoluma çıkarsa o güzelim elbisesine kan lekesi yakışacak mı görürüz.
Why don't you lay out the gingham blanket.
- Kilimi yaymakla başla o zaman.
I'll take a piece of that green gingham over there, thank you.
Şu pötikareli yeşil parçayı alayım, teşekkürler.
I never should have let that gingham-clad Goody-Two-shoes go back to her wretched little farm.
Şu yastık kılıfı kılıklı, babanne ayakkabılının sefil çiftliğine dönmesine izin vermemeliydim!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]