English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ G ] / Ginormous

Ginormous translate Turkish

106 parallel translation
Big? You were ginormous.
Dev gibiydin.
They're ginormous.
Gerçekten devasalar!
Captain Oats had too much champagne and Carson Daly's kind of a ginormous tool.
Yüzbaşı Yulaf fazla şampanya içti ve Carson Daly de "koskocaman bir alet" gibi.
Let's have a big, ginormous cake for your tenth birthday, Momoko!
Onuncu yaş gününüzde bu kadar büyük kek alalım mı Momoko? !
I mean, you got a big old bank account, a ginormous house, - big, thick red hair... - You know what?
Demek istediğim, büyük bir banka hesabın var, kocaman evin var,... büyük, kalın kırmızı saçların...
It's immense. It's monumentally, colossally ginormous.
Çok büyük, kocaman, devasa, iri...
Your boat's ginormous.
Senin teknen devasa.
- Yeah. Actually, I do. Unless Summer needs help with the "ginormous" tree strapped to her car.
Aslında isterim, belki birisi arabasına kocaman bir ağaç bağlamak için yardıma ihtiyacı olabilir.
But what is obvious is they've activated some ginormous Mueller Device.
Ama devasa bir Havan Aleti çalıştırıyorlar.
Really? "Ginormous" thing on the right side of her intestine.
Gerçekten mi? Bağırsağının sağ tarafındaki inanılmaz şey seni de kıllandırmadı mı?
Does "ginormous" mean really big, or really, really small?
İnanılmaz derken "inanılmaz büyük" mü yoksa "inanılmaz küçük" mü demek istiyorsun?
Trevor Griffin saw a ginormous rat in the cafeteria.
Trevor Griffin, kafeteryada devasa bir sıçan gördü.
I mean, if you can stand up in front of the whole world with that ginormous zit, something any normal person would be humiliated by...
Yani eğer sen bütün dünyanın önüne normal bir insanı yerin dibine sokacak o dev sivilceyle çıkabiliyorsan...
You know, the one with those ginormous banana splits?
Şu büyük, ortası muzlu olanından yemeye ne dersin?
I don't know.Or maybe... This is payback for my crimes on some ginormous karmic level, I don't know.
Ya da belki de bu yüksek karma seviyelerinden birinde, suçlarımın bana geri dönüşüdür, bilmiyorum.
So either you're taking your lady business elsewhere or you're sporting a ginormous hippie bush.
Yani bu kadın işini ya başka yerde yapıyorsun ya da devasa bir etek kılı yarışmaları için uğraşıyorsun.
- No, you have a ginormous ego.
- Devasa bir egon var.
We are giant, enormous idiots, and don't you say "ginormous,"'cause that ain't a word.
Biz kocaman, devasa gerzekleriz. Ve sakın "kocadev" diyeyim deme çünkü öyle bir kelime yok.
He's putting up a ginormous flat-screen as we speak.
- İyi. Şu anda dev gibi bir düz ekran takıyor.
We gotta keep dating like everything's normal when there's this ginormous elephant in the room.
Ama şimdi, çıkmaya devam etmeliyiz sanki her şey normalmiş gibi. Odada garip, büyük bir fil varken.
Like a ginormous sort of a magnet?
Devasa bir mıknatıs gibi?
- When FEMA gives us hotel vouchers do you wanna combine them and get, like, a ginormous suite?
Otel kuponlarımız verilince birleştirip kocaman bir süit tutmak ister misin?
Ginormous news.
Süper ötesi.
I have a date. But since Laurel's away, that ginormous HD surround-sound flat screen thing in her room-all yours.
Bir randevum var fakat Laurel burada olmadığına göre odasındaki, surround ses sistemli, devasa hd televizyon senindir.
It was ginormous.
Devasaydı.
Which is bigger, ginormous or huge?
Hangisi daha büyük? Devasa mı koskocaman mı?
- Yes, he has a ginormous hog.
- Evet, devasa bir aleti var.
You're just a big, fat, minging minger with huge knickers and a ginormous schnozzle!
Sen şişko, pis kokulu, tipsizin tekisin, kocaman donun ve devasa bir burnun var!
Ginormous cheater.
En çok aldatan.
We're on a journey of ginormous proportions.
Çok büyük bir yolculuğa çıkıyoruz.
I'm about to eat some ginormous proportions myself.
Ben de çok büyük bir porsiyon yiyeceğim.
It was ginormous!
Koskocamandı!
Whoa! This place is, like, ginormous.
Burası dehşetmiş
It's like I thought ; the files are ginormous.
Tam düşündüğüm gibi, dosyalar devasa boyutta.
He's a ginormous knob.
Evet, o koca bir penis.
With his ginormous, hot-chick girlfriend!
Hayvani boyuttaki seksi kız arkadaşıyla beraber.
Every time you guys Go away, i... I know you're in all kinds Of ginormous danger, And all I can do is Sit here in my bubble,
Ne zaman göreve gitseniz... büyük tehlikeler yaşadığınızı biliyorum.
Ginormous pictures bought the rights To everyman three weeks ago.
Devasa Stüdyoları HerAdam'ın haklarını üç hafta önce satın aldı bile.
( phoebe ) it was ginormous.
Acayip genişti. Neredeyse on oda kadar.
That's a tall order on short notice, my ginormous friend.
Bu söylemesi kolay ancak yapılması zor bir istek, devasa arkadaşım.
It makes my boobs look ginormous.
Göğüslerimi de çok büyük gösteriyor.
But my dad is this ginormous hardass.
Ama babam aşırı sıkı biridir.
Like anyone is going to look you in the eye with those ginormous boobs.
O zaman bu kocaman göğüslerle hiç kimsenin gözlerine bakamazsın.
We're gonna do whatever we can do find her another- - what ginormous crack pipe have you people been sucking on?
Ona başka bir ciğer bulmak için elimizden geleni- - Hangi müthiş otu çektiniz?
It jumped right out of the drain, it was ginormous.
- Yağmur borusundan atladı. Devasa bir şeydi.
A lot of people would think that it's just absolutely crazy to spit out a gas-guzzling ginormous truck in these times.
Birçok insan bu zamanlarda yakıtı hızlı tüketen bu devasa kamyonu ortaya çıkarmanın tamamen bir çılgınlık olduğunu düşünebilir.
Who would have thought you'd see that out of a ginormous pickup truck like that?
Böyle kocaman bir kamyonet görmeyi kim düşünürdü ki?
Oh my god! They're ginormous.
Aman Tanrım, bunlar çok büyük ve muazzam.
This is "ginormous"!
Bu devasa!
Can I put the rest of them on your ginormous ass? ( LAUGHING )
Yeter bu kadar baba!
Oh, ginormous.
Devasa.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]