English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ G ] / Giraffe's

Giraffe's translate Turkish

158 parallel translation
When Brad doesn't come home nights, you'll know the blonde he's sitting up with is a giraffe.
Brad'in eve gelmediği gecelerde, Bir zürafa ile birlikte uyumadığını bir sarışınla olduğunu bileceksin.
I need another Italian song like a giraffe needs a strep throat.
Başka bir İtalyan şarkısına ihtiyacım var. Örneğin içli bir şey.
It's a giraffe.
Zürafa.
Especially good are the artist's paintings of animals, beasts and birds, among which we can make a note of the deer, lion and giraffe.
Sanatçının özellikle hayvan, yaratık ve kuş resimleri güzel. Hele bunlar arasında geyik, aslan ve zürafalar ayrı bir güzel.
And then there are wildebeests and ostrich and starlings and zebra and giraffe.
Ve orada ayrıca Güney Afrika antilopları, devekuşu, sığırcık kuşları, zebra ve zürafa bulunur.
It's a giraffe.
Bir zürafa.
Majsan, bring the Giraffe and let's go to the Tonga Tonga.
Majsan, zürafayı kap gel, Tonga Tonga'ya gidiyoruz.
- My mistake. I stepped on your giraffe.
- Yanılmışım, zürafana basmışım.
Close with the giraffe cos it's got more impact.
Ve yine zürafa numarasıyla bitirirsin. Çünkü bu çok etkili olur.
If I know a song of Africa... of the giraffe... and the African new moon lying on her back... of the ploughs in the fields... and the sweaty faces of the coffee pickers... does Africa know a song of me?
Eğer bir Afrika şarkısı biliyorsam... zürafalardan... ve Afrika'nın uzanmış yatan yeni ayından... tarlalardaki pulluklardan... ve kahve toplayanların terli yüzlerinden söz eden... Afrika benim şarkımı bilir mi?
Which one's the giraffe?
- Hangisi zürafa?
That's not a giraffe, that's a dinosaur.
- O zürafa değil, dinozor.
That's a dinosaur, not a giraffe.
O dinozor, zürafa değil.
No, that's a giraffe.
Hayır, zürafa.
It's a giraffe, drinking.
Bu, su içen bir zürafa.
That's my evil giraffe, Gonzar!
Bu benim şeytan zürafam, Gonzar!
Technically, it's for a giraffe, but I think I can let it out a little.
Teknik olarak zürafa için. Sanırım birazcık genişletebilirim.
And then take that and put that in there and here's your giraffe, little girl.
Sonra şurasından tutup şuradan geçirelim zürafan hazır minik kız. - Ben erkeğim. İşte ruh budur.
That's good. At least we know it's not a giraffe.
En azından, zürafa olmadığını biliyoruz.
A giraffe can kick a man's head off, but you wouldn't call them "fierce."
Bir zürafa, çifte atarak, adamın kafasını çevirebilir ama onlara bu yüzden vahşi diyemezsiniz.
That's a dog owned by a giraffe.
Sahibi zürafa olan bir köpekti bu.
The giraffe's okay, and so is the pirate.
Zürafa iyi, korsan da öyle.
- This is Michael's giraffe.
Bu Michael'ın zürafası.
What's a dying giraffe sound like?
Nasıl bir ses bu?
And so you see, Scouts, all you need is a bar of soap, and a dull knife and you can make nifty soap sculptures like these. Here's a giraffe.
Gördüğünüz gibi İzciler, sadece bir kalıp sabun ve kör bir bıçak kullanarak böyle şık heykelcikler yapabilirsiniz.
That's it, Mr. Giraffe, get all the marmalade...
İşte böyle, Bay Zürafa, Bütün reçeli ye...
That is great. Yeah. Because giraffe's your favorite animal.
Çünkü en sevdiğin hayvan zürafa.
It's the poo of the antelope, the poo of the giraffe It falls onto the earth and becomes the blades of grass
Antilopun kakası, zürafanın kakası toprağa düşer ve çimenin gübresi olur
Um... are you a giraffe?
Sen zürafa mısın?
Are you a giraffe?
Sen bir zürafa mısın?
But I got punished for destroying my father's giraffe.
Babamın zürafasını mahvettiğim için kesinlikle cezalandırılacaktım.
You mean you get the hyena, and I choose between the hippo and the giraffe?
Sırtlanı sen aldın ve ben de su aygırı ve zürafa arasından seçim mi yapacağım?
He says "No, it's not a lion. It's a giraffe".
O da der ki O bir aslan ( lion = layin ) degil o bir zürafa ".
The frog goes on and meets a giraffe
Kurbağamız yoluna devam etmiş ve zürafa ile karşılaşmış.
It's a giraffe!
Zürafa o.
It's like suddenly there's a giraffe in the room. Hello.
Sanki birden odanın içine bir zürafa girdi.
The acacia's defences on its upper branches would deter most browsers.... but the giraffe's weaponry is formidable indeed.
Bugün yavrular ilk kez kendi kahvaltılarını kendileri aramaya koyuluyor.
It's a giraffe.
Bu bir zürafa.
It's my giraffe.
Benim zürafam.
... there's my giraffe.
Onlarla ne yapılır ki.
It's a giraffe.
Vov! Bu bir zürafa!
I was playing Giraffe on the bus, I must have left it there.
Otobüste Giraffe oynuyordum, orada bırakmış olmalıyım.
She's 105 pounds with sandbags in her pants. Was she disguised as a giraffe?
O 60 kilo ağırlığında bir kız.
What's the deal with that giraffe?
- Şu zürafa olayı nedir?
Well, a bicycle, that would take a lot of balloons and Uncle Jeremy's a little tired right now so why don't we do something like, let's say, a giraffe?
Şey, bir bisiklet için çok fazla balon gerekir ve Jeremy Amca şu an gerçekten çok yorgun bu yüzden neden başka bir şey yapmıyoruz, uh, mesela bir zürafa?
What's a giraffe?
Zürafa ne ki?
I'd say that's a giraffe!
Zürafa diyorum zürafa.
- It's a giraffe.
O bir zürafa.
- It's a giraffe-dinosaur.
O bir zürafa-dinozor.
well, a bicycle, that would take a Iot of balloons and honestly uncle Jeremy's a little tired right now so why don't we do something like, uh... let's say a giraffe?
Şey, bir bisiklet için çok fazla balon gerekir ve Jeremy Amca şu an gerçekten çok yorgun bu yüzden neden başka bir şey yapmıyoruz, uh, mesela bir zürafa?
OK, that thing in the woods maybe it's a monster, maybe it's a pissed-off giraffe.
Tamam, ormandaki o şey belki bir canavardır belki de kızgın bir zürafa.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]