Glamping translate Turkish
15 parallel translation
I call it "glamping."
Buna "Lamp yapmak" diyorum.
It's "glamping," not camping.
Kamp için değil eğlence için parti yapıyorum.
"Glamping." I like it.
- Uydurmadım.
It's glamping, not camping.
Biz öyle kamp yapmıyoruz, "şatafatlı" kamp yapıyoruz.
Oh "glamping," huh, Smith?
Şatafatlı kamp demek, Smith?
Glamping is "glamour camping."
Cazadır, yani "cazibeli çadır".
And then we went glamping in the berkshires for his birthday, and that thing got us.
Sonra eşimin doğum günü için Berkshires'a kampa gittik ve o yaratık saldırdı.
It's called "glamping."
"Glamping" deniyor ona.
Uh, "whether it's surprising me " with an espresso and a chocolate croissant in bed, " glamping in a yurt at big sur,
Gerek beni yatakta çikolatalı kruvasan ve espresso ile şaşırtması olsun gerek Big Sur'da bir çadırın içinde kıvrılıvermemiz olsun gerek elinde lifle arkamdan duşa seğirtip ulaşılamayacak yerlerimi sürtmesi olsun.
I'm not going glamping with my girlfriends.
Kız arkadaşımla kampa gitmiyorum.
- What's glamping?
- Kamp ne alaka?
And anyway, it's not camping, it's glamping.
Ayrıca buna kampçılık değil, glamping denir.
I am so excited about this glamping trip.
Bu butik doğa gezisi için çok heyecanlıyım.
That glamping place that I booked in the park that was also really nice.
Parkta kiraladığımız kamp alanı da çok güzeldi.
Shankar likes glamping.
Shankar "büyamp" yapmayı seviyormuş.