English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ G ] / Glib

Glib translate Turkish

160 parallel translation
Well, you're pretty glib with that. You must have been checking up.
Hiç düşünmeden cevap verdin Devamlı kontrol ediyor olmalısın.
But one doesn't tell a glib story with a dry tongue.
Ama böyle bir hikâye ağzımız kuru dinlenmez.
He's got a glib tongue.
Hitabet yeteneği var.
Clock phobia, glib talker.
Saat fobisi var. Çenesi kuvvetli.
Glib talker, ladies'man, playboy.
Geveze, hanımların hoşuna giden bir pleyboy.
I am not a glib man, Miss Sloper.
Pek konuşkan biri değilim, Bayan Sloper.
Satan has made you very glib, my son.
Şeytan seni çenesi düşük biri yapmış, oğlum.
- I wish you'd judge without being glib.
- Keşke düşüncesizce yargılamasan.
All very glib, Fogg, but I'd like to see you do it in 80 days.
Pek kolayca söyledin Fogg ama 80 günde yaptığını görmek isterdim.
Mr. Lloyd Ashley, the same man you're attempting to send to the electric chair with your glib, smug testimony?
Bay Lloyd Ashley, yüzeysel ve yapay ifadenle elektrik sandalyesine göndermeğe teşebbüs ettiğin bu adamın aleyhine mi?
Glib.
- Eksik.
That came out a bit glib, didn't it?
Biraz hazır cevap olmadı mı?
Kid, you have a glib tongue
Evlat, dilin çok kıvrakmış!
Yours is the glib tongue at a hundred mindless parties.
Yüzlerce beyinsiz partide lâf ebeliği yapan diliniz var.
How many talented lives have you cut down with your glib attacks?
Acımasız eleştirilerinle daha kaç tane yeteneği öldürdün?
Don't you get glib about last night!
Sakın dün akşamla ilgili espri yapma!
Glib : Maybe too glib :
Konuşkan, belki çok konuşkan...
Forget your glib talk.
Yaldızlı sözleri bir kenera bırakalım!
I haven't seen you for a year... and you still got that glib tongue
Aynen... sizin de tatlı diliniz hiç değişmez
That was a stupid, glib, chauvinist remark and I apologize.
Aptalca, düşüncesizce, şovenist bir tepkiydi ve özür diliyorum.
I know I must appear very smooth and glib and sexual. But since I've been married, this is the very first time I've done this.
Çok hoş, konuşkan ve seksi görünüyor olabilirim ama böyle bir şeyi evlendiğimden beri ilk kez yaptığımı bilmeni istiyorum.
- Matthew, Matthew, you see how the glib serpent's tongue deceives you?
Matthew, Matthew... Yılan diliyle seni nasıl kandırdığını görsene.
And your glib tongue, your deliberate pa uses, your precise emphasis.
Ve ikna edici dilin, kasıtlı susuşların, kusursuz vurguların.
- Oespite all your glib insinuations, I don't have one iota of proof.
- Tüm suçlamalara rağmen en küçük bir delil yok elimde.
Jesus, if you're gonna be glib about this I'm gonna lose it.
- Bütün gece ayaktaydım beni... hasta etti. Tanrım, böyle kayıtsız konuşmayı sürdürürsen, sabrım taşacak!
I didn't mean to sound glib.
Densizlik etmek istemedim.
- Well, perhaps I was being a tad glib. Let me explain.
Sanırım biraz acımasızca bahsettim.
I really wish I had the glib repartee you guys have.
Keşke ben de sizin gibi hazırcevap olsaydım.
- Don't be glib, Tom.
- Gevezeliği bırak Tom.
Glib and textually unwarranted.
Çok yüzeysiz ve temelsiz.
I mean, you're a guest here... and you're welcome to stay here as long as you'd like... but not with that glib attitude of yours.
Demek istediğim burda misafirsin... burada istediğin kadar kalmakta özgürsün... ama bu düşünmeden konuşan davranış şekliyle değil.
Glib Talker, give them the red pockets for their presents
Hediye olarak kendilerine kırmızı paketlerden ver.
Glib Talker. Return a red pocket for the present
Kendisine kırmızı paketlerden verin.
Glib Talker, ask them to prepare for the firecrackers, to welcome the golden dragon
Hemen! Havai fişekleri hazırlayın altın ejderhaları karşılayacağız.
Well, it's all too fucking glib for me, Larry.
Tabi, bunların hepsi benim için çok kolay, Larry.
Henry was glib, that's all.
Henry çene yarıştırdı, o kadar.
No glib remark? No pithy comeback?
Güzel bir söz, bir hoş geldin yok mu?
Instead, she heard it from a glib, albeit insightful, radio pundit.
Bunun yerine o, laf cambazı da olsa bilgili bir radyo alimiyle konuştu.
Was I glib?
Etkileyici miydim?
Everything's so glib with you these days.
- Son zamanlarda çok cerbezelisin.
you're on the wrong side of glib, Mrs. Tingle.
Konuşmanın yanlış tarafındasınız Bayan Tingle.
Buffy, I'm aware of your distaste at studying vibratory stones, but since it is part of your training, I would appreciate your glib-free attention.
Buffy, güçIü taşları ezberlemekten hoşlanmadığını biliyorum ama eğitiminin bir parçası bu. O yüzden kolaya kaçan cevapları bırakıp dikkatini topla.
Funny is good, but don't be glib.
Fazlası iyidir ama fazla rahat olma.
Don't be so glib.
- Bu kadar kayıtsız olma.
That's a very glib interpretation.
Bu çok basit bir yorum.
My mother prefers to think of me as glib, sir.
Annem bana daha çok zevzek der efendim.
Lives are ruined, the campus is in an uproar, and all you can say is : "Shit happens"? I have to say, usually you're a little more glib.
Mahvolmuş hayatlar, çalkalanan bir kampüs ve tek diyebildiğiniz "Olur böyle vakalar." Genelde daha konuşkansın.
Don't be so glib.
Düşünmeden konuşmayın.
Glib?
- Eksik mi?
Glib Talker
Yan!
Stay glib.
Rahat konuşmaya devam et.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]