English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ G ] / Glum

Glum translate Turkish

288 parallel translation
If you're glum, just hum And some good luck will come along
Üzüntülüysen neşelen, çünkü şansın dönecek
Death, always so glum.
Ölüm, her zaman böyle karamsar işte.
Why, how glum you look, Papa!
Niye suratın asık baba!
Oscar, don't be so glum.
Oscar, bu kadar yüzünü asma.
Papa's been so glum today, he's scarcely spoken to me.
Benimle nerdeyse hiç konuşmadı. - Demek istediğim- -
So don't look so glum.
O zaman somurtmasanıza.
She does look glum.
Çok suratsız görünüyor.
Why so glum, Pip?
Niçin bu kadar üzgünsün Pip?
Don't look so glum.
Öyle somurtup durma.
Hey, Othello, why the glum face?
Othello, niye yüzünden düşen bin parça?
Why so glum?
Neden suratın asık?
Why so glum?
Neden somurtuksun?
He just said, "Why the glum look? If it's a loan, forget it".
"Neden surat asıp duruyorsun borç istiyorsan, unut gitsin." dedi.
I'm glad somebody's glum about it.
Sonunda birinin bu duruma üzülmesi güzel.
Come on, don't look so glum.
Haydi, suratını bu kadar asma.
Why the glum face?
Niye suratın asık?
It was glum.
Çok acıklıydı.
Oh. Well, don't look so glum.
O kadar suratını asma.
What happened? Why so glum?
Neden bu kadar hüzünlü görünüyorsun?
Before, I always looked glum.
Böyle suratlar yapardım.
Here's King Harold of England looking a little glum.
İşte, İngiltere kralı Harold'ın somurtkan ifadesi.
" Ready to buck you up Whenever you are glum
" Hazır seni neşelendirmeye yoksa keyfin
Why so glum?
Niye surat asıyorsun?
Why so glum, father?
Yüzün neden asık, baba?
Just listen to it. It was dead glum when I met it tonight.
İlk gördüğümde somurtup duruyordu.
Don't look so glum.
Bu kadar asma suratını.
Don't look so glum.
Suratını asma böyle.
Well, don't look so glum.
Şey, öyle somurtmayın ama.
You couldn't care less if I'm cheerful or glum
# Umurunda bile değil Ha neşeli olmuşum ha suratsız #
Why's everyone lookin " so glum?
Neden herkesin suratı asık?
# And he looked so bloody glum, as he talked of kingdom come
Ve çok askın suratlı görünüyordu, ve tanrının krallığından bahsetti...
Don't look so glum.
Suratını asma.
With Koman here, even this empty house is like a garden, but your glum face makes me nervous.
Koman buradayken, bu boş ev bile bir bahçe gibi... ama senin o asık suratın beni sinirlendiriyor.
Don't be so glum.
Bu kadar asma suratını.
My Lord Bullingdon, you seem particularly glum today?
Lord Bullingdon, bugün pek keyifsiz görünüyorsunuz.
You really needn't be so glum, Herr Doctor.
Bu kadar somurtmanıza gerek yok doktor.
Don't look so glum girls!
Neden öyle kötü bakıyorsunuz?
Hence the glum looks.
Bu yüzden üzgün görünüyor.
What are you lookin so glum about, Pee Wee?
Niye suratın asık, Pee Wee?
You look fearfully glum. You're supposed to be enjoying yourself.
Oysa burada eğlenmen gerekiyordu.
- So what are they so glum about then?
- Neden bu kadar suratları asık?
You look a little glum, buddy.
Üzgün görünüyorsun dostum.
Don't look so glum, Bobby.
Hemen surat asma Bobby.
Why are you so glum?
Neden böyle miskinsin?
I say why are you so glum?
Neden asık diyorum.
Stop looking so glum.
Surat asma öyle.
The atmosphere around here is so glum.
Buraların havası çok kasvetli.
local glum club.
yerli meymenetsizler kulübü.
Hey, kid, glum up.
Şimdi haberimiz bir varmış bir yokmuş bir zamanlar La Placenta denen küçük bir köy'de Fred ve Sylvia adında iki düzgün insan yaşarmış bir bebekleri varmış.
Was Treblinka glum without the trains?
Trenler olmayınca Treblinka hüzünlü bir yer mi oldu?
I wouldn't say the Jews were glum.
Yahudiler hüzünlü oldular demezdim şahsen.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]