God's sake translate Turkish
5,761 parallel translation
For God's sake, sir!
Tanrı aşkına efendim!
For God's sake.
Tanrı aşkına.
Oh, for God's sake.
Tanrı aşkına!
Thomas, get me a drink will you, for God's sake.
Thomas, bana bir içki getirir misin Tanrı aşkına!
And for God's sake, you're letting all the bugs in.
Ve tanrı aşkına. Bütün böcek alemini içeri aldın. Kapat şu kapıyı.
For God's sake, Ethan, go ahead.
Tanrı aşkına, sen git Ethan.
Oh, for God's sake, Violet, nobody wants to rape you.
Tanrı aşkına Violet. Kimse sana tecavüz etmek istemiyor.
I watch the show, for God's sake.
Tanrı aşkına o şovu izliyorum ben!
Oh, for God's sake!
Tanrı aşkına!
For God's sake, Violet, I need you here.
Tanrı aşkına Violet. Sana burada ihtiyacım var.
Oh, for God's sake!
- Tanrı aşkına!
Absolutely. Further to fall, then. Oh, for God's sake!
Onu ne zamandır tanırsın?
For God's sake, we're done.
Kurban olayım! Görüşmemiz bitti.
Oh, for God's sake.
Tanrı aşkına.
Oh, for God's sake!
Yok artık ya.
Oh, for God's sake.
- Tanrı aşkına.
For God's sake, Buster.
- Tanrı aşkına Buster.
For God's sake!
Tanrı aşkına!
For God's sake you're just a lesbian!
Allah aşkına! Sadece lezbiyensin!
- Oh, for God's sake.
Tanrı aşkına!
For god's sake, Barton.
Uzatma ama Barton.
Dan, pick up the phone for God's sake.
Dan, aç şu telefonu artık.
Will you please celebrate the moment, for God's sake.
Bir de şey var- - Tanrı aşkına, lütfen anın tadını çıkartabilir misin?
For God's sake. What?
- Tanrı aşkına.
Oh, for God's sake, Jess.
Tanrı aşkına Jess.
Dear God. God's sake.
Tanrı aşkına.
For God's sake, I quit smoking for this.
Tanrı aşkına, bunun için sigarayı bıraktım.
He's our expert, for God's sake.
Adam bizim bilirkişimiz zaten, Tanrı aşkına.
But he's dead, for God's sake.
Ama tanrı aşkına, öldü o.
You kidnapped a Russian diplomat, for God's sake.
Allah aşkına! Bir Rus Diplomatı kaçırdın,
What difference does that make, for God's sake?
Allah aşkına, ne alakası var bunun!
For God's sake, isn't that girl going to eat?
Çocuk yemek yemiyor mu?
That's normal, Sylvia, for God's sake.
- Uzun süreli evliliklerde normaldir.
Honey, for God's sake, your marriage is over, anybody can see that!
Hayatım, sizin evliliğiniz bitmiş. Çocuklar bile anlar bunu.
Rosa, for God's sake, how can you forget?
Rosa, böyle bir şeyi nasıI unutursun! ?
For God's sake, Flynn,
Tanrı aşkına, Flynn.
Leslie, for God's sake, you're the adult here.
Leslie, Tanrı aşkına, sen buradaki yetişkinsin.
For God's sake!
Allah aşkına!
Oh, for God's sake. I have to write hers, too?
İnanmıyorum, onunkini de mi ben yazacağım?
For God's sake, Saul, stop this detached routine.
- Tanrı aşkına Saul... Bu mesafeli tavrını bırak.
Pick her up, for God's sake!
Alın Carrie'yi oradan Tanrı aşkına!
- She and I haven't spoken in a couple of years, so this is kind of a big moment for us. Oh, for God's sake.
- Tanrı aşkına ya.
- For God's sake, Carl.
- Ne diyorsun sen, Carl?
For God's sake...
Tanrı aşkına- -
For God's sake, please.
- Tanrı aşkına, yardım edin!
Oh, for God's sake, please!
Tanrı aşkına, lütfen!
God's sake, don't...
Beni burada bırakma.
Oh, for God's sake, Finn, you monkey-faced prick, does he heck!
Tanrı aşkına Finn. Seni maymun suratlı piç, öyle mi?
Eurgh! Oh, God's sake!
Tanrı aşkına!
For God's sake, Finlay is the small, well-intentioned monkey-ish little fellow. You...
- Ya Tanrı aşkına, Finlay işte cüce, maymun suratlı, iyi niyetli herif.
For God's sake!
Tanrı aşkına ya.