English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ G ] / Grabber

Grabber translate Turkish

82 parallel translation
All you ever thought of was pinching pennies, you money-grabber.
Tek düşündüğün parana dört elle sarılmaktı, seni hırsız.
I grabber her, but slipped, and the little girl went.
Onu tuttum, fakat kaydı ve küçük kızım sele kapıldı.
- Money grabber!
- Hırsız!
You stay here and start grinding that little grabber.
Sen burada kal ve işini yapmaya başla.
It's a grabber.
Oh, bu liste başı.
A real grabber.
Gerçek bir liste başı.
"The Sunshine Grabber."
"Güneş ışığı yakalayıcısı".
Tension grabber, he says.
Gerilim tırmanıyor, diyor.
Hey, point-grabber!
Hey, gözde oyuncu!
When you find this shtick stealer, this gimmick grabber this pathetic, wannabe fake make sure your safety's off.
O hile ve numara hırsızını o zavallı özenti sahtekârı bulduğunuzda silahınızın emniyeti kapalı olsun.
It'd be more of a grabber than your piece on the county grain surplus!
Taşrada hububat fazlası hakkında yazdıklarınızdan daha fazlası olmalı!
Portrait of an Ass-Grabber.
Bir Tacizcinin Portresi.
Read it. It's a grabber.
- Oku, bir yankesici.
See, somebody wants to play the slots, they're staring at the machines trying to guess which one's lucky. Grabber could care less.
Biri kollu makinede oynamak istediğinde inceler, şanslı olanı tahmin etmeye çalışır.
Let's get him to push it to Sunday when the audience is bigger, promote it for the next five days, really hype it because it's a rating's grabber, which is all that counts, so run with it.
Süreyi seyircinin daha fazla olduğu Pazar gününe dek uzatsın, beş gün buyunca reklam yapalım ve iyice abartalım, çünkü bu çok reyting getirir, zaten tüm derdimiz bu, o zaman devam edelim.
- That's MY grabber, Alvin.
O benim çengelim Alvin. Ne olmuş?
That's a darn good grabber, Alvin. - I...
Bu çok iyi bir çengel Alvin.
What do you need that grabber for, Alvin?
Neden bu çengele ihtiyacın var Alvin?
Hand me the paper, so I don't need to use my grabber.
Gazeteyi elime ver, böylece ben de aparatımı bırakmak zorunda kalmam.
A grubby little money-grabber.
Pis bir yankesicisin.
Is "Grabber" a Neapolitan game?
"Grabber" Napoli oyunu mu?
Grabber is a children's game.
Grabber çocuk oyunu.
You've got to stop cheating at Grabber.
Grabber oynarken hile yapmayı bırak artık.
Losing at Grabber to a cheating amateur doesn't mean one isn't capable of carrying out a major bluff.
Grabber oyununda, hile yapan bir amatöre karşı kaybetmek büyük blöflerin altından kalkamayacağınız anlamına gelmez.
- Real heart-grabber.
- Gerçekten kalp kırıcı oldu.
He's a grabber.
Adam tuttuğunu koparıyor.
You said Teal'c put his face up to that head-grabber thing before O'Neill.
O'Neill'dan önce Teal'c'in o kafa yakalayıcı şeye yüzünü koyduğunu söylemiştin.
It's not exactly a ratings-grabber,
İzlenme oranını artıracak bir şey değil.
It's a grabber.
Dikkat çekici.
Toy's made exclusively for those FunFare Grabber games.
Bu oyuncaklar özellikle oyun salonları için yapılır.
She's just a little money-grabber... an uneducated seamstress...
Sadece küçük bir para toplayıcısı... ve eğitimsiz bir terzi.
So, that's a giant TIRD grabber?
Şimdi bu ölçüm cihazının büyüğü mü?
But we need a grabber, a whammy, a snaproo, some I-muster... I got it.
Fakat bize okuyucuyu cezbedecek farklı ve ilginç bir karakter lazım.
Hey, ankle grabber, I had sex with your mother.
Hey, bilek yakalayıcı! Annenle yattım.
Most of the stuff that we pick up with is what's called a grabber.
Topladıklarımızın çoğunu "maşa" adı verilen bir aletle tutuyoruz.
It's not gay if I wank you off with the grabber. We're not touching.
Sopayı kıçına sokarsam ibnece olmaz çünkü dokunmuyoruz.
Can't even reach stuff on my own closet shelf without a grabber.
Kendi dolabımdaki eşyalara bile tutucu olmadan uzanamıyorum.
I'm not a cock-grabber.
Ben bir alet tutucu değilim.
She's a headline grabber and you'd make quite a scalp.
Manşeti kapmış ve kafa derimizi istiyor.
So I'm feeling like I should grab everything by the balls, But it's confusing Because I don't think I'm really a ball grabber.
Bazen her şeyin böyle anasını ağlatasım geliyor ama yine kafam karışıyor çünkü o kadar taşaklı olduğumu sanmıyorum.
A 1971 Mach 1 fastback in Grabber Lime with a shaker hood.
1971 model Mach 1 spor arabası kaputu çizgili çıkıntı motorlu.
- # Payback, money grabber # - Oh, no.
Olamaz.
- # Money grabber # - No!
Hayır!
'cause that land-grabber built his shed Six inches over my property line.
O arsa yağmacısı kulübesini benim arazimin 15 cm. içine taşırdı da ondan.
She forgot how that money-grabber threw us out?
O pinti insanların bizi nasıl kapı dışarı ettiğini unuttu mu yoksa?
- I'd like to. But Langley was so impressed... with your work in our last extraction... they've made you their go-to bad guy grabber.
Çok isterdim ; fakat Langley geçen seferki adam kaçırma olayındaki başarından öyle etkilendi ki seni adam kaçırma işinin piri ilan ettiler.
The point is that you're an attention grabber, at all points. - No, my point is that this whole... whole shit is a lie. Yes.
Olay şu ki, bütün sorunlara dikkat çekmeye çalışıyorsun.
I can just see the headlines tomorrow, "Grabber Nasser".
Yarınki manşetleri görebiliyorum. Hırsız Nasser!
- What about him? - Coin cup grabber.
- Ona ne olmuş?
The grabber.
- Ne? Çengeli.
I need a ratings grabber.
Ratingleri patlatacak bir şeylere.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]